Bölüm Yirmi Altı. Özgürlük.

25 6 4
                                    

Merhabaaaa!

Nasılsınızz?? Umarım iyisinizdirr.

Veee yeni bölümle karşınızdayımm.

Bölümümüzü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınnnn.

Hadi bölüme geçelimm.

İyi okumalarr. ✨️

Bölüm Yirmi Altı: Özgürlük

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm Yirmi Altı: Özgürlük.

*

Pamir'in cümleleri zihnimde yankılanıyordu. Yine tek bi cümlesiyle darmadağın etmişti beni. Söylediklerine inanmıyordum. Kendisini kurtarmak için yalan söylüyordu. Fakat imkansızın gerçek olma ihtimali kafamdan aşağıya kaynar suların dökülmesine neden oldu.

Pamir'i kalabalığın içinden çıkarmış merkez binaya getirmiştik. Sinirle yüzüne geçirdiğim yumruk sonucunda kafası taşa çarpmış, bayılmıştı. Uyanmasını bekliyorduk.

"Ne zaman uyanacak?" Şifacıya ellinci kez sorduğum soruya birini daha ekledim.

"Efendim, bitkin bir halde olduğu için kendini toparlaması zaman alabilir." Adam sakinlikle cevap vermişti.

Bir kaç dakika daha bekledikten sonra sabrımın son raddelerine ulaşmıştım. Avuçlarımın arsında oluşturduğum ve giderek daha da büyüttüğüm su topunu Pamir'in yüzüne doğru fırlattım. Sıçrayarak uyandığında öksürmeye başladı. Etraftaki insanların bakışlarını umursamadan Pamir'in yanına yürüdüm. Göğsünden tutarak kaldırdım ve oturur pozisyona getirdim.

"Beni duyuyor musun?" Diye sorduğumda korkuyla gözlerime baktı. "Güzel. Şimdi aç kulağını ve beni iyi dinle." Seri hareketlerle hançerimi çıkardım ve gırtlağına yasladım. "Dışarıda söylediklerini kanıtlayabilir misin?"

"Evet." Dediğinde gözlerimi sıkıca kapattım. "Ama sen onu asla bulamayacaksın." Gülmeye başladığında hençeri daha da yasladım gırtlağına.

"Nora," Noah'ın elini omzumda hissettim. "Sakin ol. Seni sinirlendirmeye çalışıyor. Sakın pişman olacağın şeyler yapma, kardeşim."

Öfkeyle ayağa kalktım. Yüzümü Temi'ye tutarak, "Arkadaşlarım hariç herkes dışarı çıksın." Dediğimde anında salonu boşaltmışlardı.

"Aklındaki kuşku yüreğini sızlatıyor değil mi, Nora'cık." Pamir'in tekrar zafer kahkahasını duydum. "Beni öldürmek istiyorsun ama öldüremiyorsun. Düşünsene sen doğmasaydın ya da ölmüş olsaydın abin şu an işkence görüyor olmazdı. Ölmesi gereken sen-" Cümlesini yarıda bırakan şey Aron'un yumruğuydu.

"Sana bir şans verdim Pamir." Sesim duygulardan arınmış gibiydi. "Fakat her şansın bir bedeli vardır."

Hançeri iyice kavradığımda dudaklarında gülüş solmuş, gözlerini elime dikmişti. Yavaş ve kararlı adımlarla ona yaklaştığımda geri geri gitmeye başladı; kaçacak yeri varmış gibi. Adımlarımı hızlandırarak onu yakaladığımda arkasına geçtim ve hançeri boğazına bastırdım.

ÇÖZÜLEMEYENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin