(28) Yumruk-Keko-Baskın

3.7K 261 90
                                    

"Ne diyorsunuz lan siz!"

Cihan'ın bağırmasıyla herkes irkilmişti, yiğidim bu ne sinir ? Hayriye abla hemen ayağa kalkıp bağırmaya başladı.

"Sana ne oluyor be, sen kimsin ?!"

"İstemeye geldiğiniz kızın nişanlısı."

"Kalede kaleci var diye gol de mi atmayalım ?"

Beni istemeye geldikleri çocuk yamuk ağzıyla konuşunca Cihan çocuğa yumruğu çakıp üstüne atladı. Şapşal şeyler, böyle herkesin içinde birbirinizin üstüne atlanır mı ?

Kırttt!

Duyduğum kemik kırılma sesiyle neye uğradığıma şaşırdım. Cihan öyle çok yumruk atıyordu ki ben bile ilk defa görüyordum bu halini.

"Oğluuuumm, oģlumu öldürdü bu vahşiii!"

Kadın da haklı, kimse çocuğun üstünden Cihan'ı almıyordu çünkü hepsi bu hamleyi benden bekliyordu. Kimse kusura bakmasın dayı, bir kız Cihan'a böyle dese bende böyle yapardım. Yinede öldürmesin  benim şapşik mafyam, gol atamayan futbolcuyu.

"Cihanım, bu kadar yeter. Rahat bırak futbolcuyu."

Alayla söylediğim şeylerle Cihan gülerek çocuğun üstünden kalktı.

"Tamam bebeğim."

Geldi ve belimden tutarak beni kendine yasladı. Annem bu olaya iyice sinirlenmişti ve sinirle Hasibe ablaya bakıyordu.

"Gidin evimden! Cihan olmasa bile kızımı size vermezdim ben, kadınlara şiddet gösteren birisi sadece bok çukurunu hakeder!"

Queen anneme sen kıralsın kes artık bakışları fırlattım. Balkondan hâlâ cızzıt cızzıt fırça sesi ve Muhittin'in söylenme sesleri geliyordu. Eğer burada olsaydı muhtemelen şov yapardı kıvırcık yaratık.

Çocuk yerden kalkarak eliyle kanayan burnunu tuttu ve moruk yüzüyle bize bağırmaya başladı.

"Siz göreceksiniz gününüzü, bunların hesabını tek tek soracağım sizden!"

"Haydi abicim, bekleme yapma. Bok kokusu sevmiyoruz biz."

Söylediklerimle sinirle bana bakıp evden çıktı, ardından da ailesi ve Hasibe abla -tabi Rezmi'yi unutmadı- çıktı. Cevriye ve Rezmi hüzünlü bir bakışma yaşasada kimse onları umursamadı.

Sevdiği gızzz başkağsına varmıģş, Ali Cabbağğr!

Bu drama gülmeden edemedim, ah benim küçük shipim. Tuttun tuttun da.. yanlış bir zamanda tuttun.

Ah ki ne ah!

Teyzem Cihanıma helal olsun dayıoğluuuuu bakışı atıyordu, Cihanımsa bana aşk dolu bakışlarını atıyordu. Cebinden telefonunu çıkartıp birisini aradı ve kulağına götürdü, bende kulağımı telefona doğru yakınlaştırdım. Bunu fark eden Cihanım telefonu hoparlöre aldı ve beni de çekerek koltuğa oturttu.

"Efendim, abi?"

Telefondan yükselen sesle birlikte diğerleri de koltuğa oturmuştu.

"Adamları toplayıp yanıma gel Necmi."

"Tamam abi."

Telefonu kapatıp geri cebine koyup ayağa kalktı ve bana baktı.

"Benim şimdi bir işim var canım, gitmem lazım."

"Geri gel ama.."

"Tamam güzelim. "

Hepimiz tekrar kalkıp Cihan'ı uğurladık ve geri içeri geçtik, nereye gitti bu adam şimdi? Düşünmeyi bırakıp Muhittin'in yanına gittim, sonunda halıyı yıkayıp asmıştı ve sandalyede oturuyordu. Bu çocuk çok yorgun bee.

"Muho, yıkadın mı sonunda ?"

Sırıtarak söylediklerimle telefondan başını kaldırıp bana ters bir bakış attı. Sonra sanki hiçbir şey söylememişim gibi tekrar telefona döndü. Hal böyle olunca bu sefer ona bir soru yönelttim.

"Muho.. adidaslı eşofman takımını giyip, berberde kaşımıza jilet attırıp, parkta Azer Bülbül dinleyerek kekoluk yapmaya ne der-"

"Hadisene kızım."

Gözüm kapalı bir şekilde söylediklerimden sonra dış kapıda Muho'yu hazır bulunca sırıttım, abi ben bu jojugu tanıyorum.

"Bekle iki dakka."

Koşarak odama girip dolabımdan eşofmanları alıp hızla giyindim ve Nike beyaz uzun çorabımı giydim. Eşofmanın paçalarını yukarı çekmiştim ve çoraplar rahat bir şekilde gözüküyordu. Saçımı dağınık bir topuz yapıp gözlük taktım, kafama da adidaslı siyah bir şapka taktım. Ayağıma da beyaz adidaslarımı giydiğimde hazırdım-tabi ki tesbih almayı unutmadım-. Odadan çıktığımda Muho'nun da aynı benim gibi giyindiģini gördüm.

Annem ve teyzem salondan bize siz adam olmazsınız bakışları atıyordu, e onlar da haklı; hiçbir şey olmamış gibi mahalleye kekoluk yapmaya gidiyorduk.

"Allah'a emanet olun gacılar!"

"Sensin gacı pis keko!"

Cevriye'nin mutfaktan bize zırlamasıyla ona aldırmadan evden çıktık. Küçük aşık dehşet saçıyordu.

$$$

Berbere gelmiştik ve berber çok kalabalıktı, biz de güzellik salonunun birisine girerek orada jilet attırdık.

Attırmaz olaydık, zaten atmıyorlarmış da zorla attırdık çünkü malız. Sanki bizi on yaş gençleştirmişlerdi, Allah'ın fakirleri. Sadece çizik atmaya 1000 lira almışlardı, bizde Cihan'a ödetmiştik.

Muho'nun bir elinde tesbih, bir elinde ses topu mahallede benle geziyordu. Kenarda bir bank görünce düzgünce oturmak yerine sırt yaslanan kısmın üstüne çıkıp çömeldik ve Amman güzel yavaş yürüü dinlemeye başladık.

Gelen geçen garip garip bize bakıyordu ama bizim umrumuzda bile değildi.

Mahallenin başında gördüğümüz kalabalıkla tip tip oraya bakmaya başladık. Durun bir dakika, lan bunlar beni isteyen çocuğun ekibiydi. Başında da o çocuk vardı ve bize elindeki beyzbol sopasıyla bakıyordu.

Neden bu lanet sopalar amacı dışında kullanılıyor?!

Şarkı bitip tekrar çalmaya başlamıştı çünkü sadece o şarkı yüklüydü.

"Muho bunlar bizi dövmeye geliyor !"

"Niye be, biz ne yaptık onlara ?"

"Sen yapmadın zaten, Cihan ve ben yaptım."

"Hay ben sizin yap-"

Çömelmeyi bırakıp ayağa kalktık ve dik duruşumuzla onlara baktık. Şimdi tam karşımızda duruyorlardı ve ellerindeki kesici aletler-kasap bıçağı, balta, et keseri..- korkmama neden oluyordu.

Muhoyla birbirimize bakıp kısaca yutkunduk, şimdi bitmiştik...

Bitiş.

🧚‍♀️🦋

Mafya'ymış  |  YARI TEXTİNG Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin