1.3

7.3K 613 231
                                    

04.08.2023

BENİMLE OYNAMA | TEXTİNG

yorumlarınızı eksik etmeyin. favlamayı da unutmayın. öpüldünüz. 💋

1.3

Göz göze geldik.

Göz göze gelmemiz belki hepi topu üç saniye sürdü ama o üç saniyede hem heyecandan ölebileceğimi hem de sadece kalbimde değil bedenimde dahi hissettiğim aşkla sonsuza kadar yaşayabileceğimi hissettim. Ellerim titriyordu, kalbim o kadar hızlı atıyordu ki sesi kulaklarımda çınlıyordu. Dış dünyaya kapatmıştım kendimi. Sadece o vardı, ben bile yoktum çünkü her şey ondan ibaretti o üç saniyede. Yalnızca alışveriş merkezinin bir katının küçük bir bölümü değil de şu an bütün dünyaydı onun sahnesi, bütün evrendi gözümde.

Gözlerini gözlerimden çektiğinde bu anı üç saniye değil de üç yıl hatta üç yüz yıldır yaşıyormuşum gibi hissettiğimden boşluk duygusuyla irkildim. Selim yönetmenin yanına gitti, yönetmenle konuşmaya başladılar ama ne konuştuklarını bu mesafeden duyamadım. Gözlerimi ondan alamıyordum. Yan tarafta duran birkaç genç kızın Selim'in yanına doğru ilerlediğini fark ettim ama o kızlara olan bakışım üç saniye bile sürmedi, Selim'i izlemeyi bir an bile olsa kaçırmak istemiyordum.

Kızlar Selim'in yanına gittiğinde Selim bakışlarını yönetmenden çekti ve kızlara baktı. Dudakları hafifçe kıvrılıp başını salladığında titreyen parmaklarımı kıvırıp yumruk yaptım. Kızlardan biri uzaklaşıp telefonu ayarladı ve Selim, diğer kızın omzuna elini atıp hafifçe gülümsedi. Gülümsemesi daima ölçülüydü, bu iyiydi ama o eli başka birinin omzunda görünce içimdeki kıskançlık yine gün yüzüne çıkmıştı.

Masal, adam oyuncu ve her bölüm partneriyle öpüşüyor. Şu an sorun hayranının omzuna elini atması mı?

İçimden yükselen sesi keşke susturabilmenin yolu olsaydı çünkü bana hak verdiğini daha görmemiştim. Ben o sahnelere olan tahammülsüzlüğüm yüzünden zaten cesaret hapı yutsam yapabileceğim şeyler yapmıştım, bana bunu hatırlatıp durmasa olmaz mıydı?

Kaldı ki ne olursa olsun Selim'in profesyonelliğine güveniyordum. O senaryoda yazılanlar gereği oynuyordu ve bunu kendisi de söylemişti. Fakat şu an çekim yoktu ve Selim'in yanındaki kişi ben değildim, bir başkasıydı. Başkalarıydı. Benim görmediğim nice başkaları sürekli ve sürekli oluyordu, olmaktaydı ve olacaktı da. Peki ben neden yoktum?

Geç kalmaktan çok korkuyordum.

Selim kızlarla fotoğraf çekilmeye devam ederken omzumdan sertçe dürtülmemle başımı yukarı doğru kaldırdım ve bana şaşkınlıkla bakan Kaan'a baktım. "Masal, sesleniyorum sesleniyorum duymuyorsun ne diye kalabalığın ortasına dalıp beni arkada bırakıyorsun? En öne gelmişsin bir de." Karşıya, Selim'in olduğu yere baktı ve tekrar bana döndü.

"Tesadüfe bak be. Selim Akyazı değil mi bu? Bizim sarışının abisi." Aklına komik bir şey gelmiş gibi güldü. "Bizi abisiyle tanıştırmak istiyordu hem de bugün ama neye niyet neye kısmet, biz abisini gördük kendisi burada değil." Tekrar Selim'e baktığında ben de Selim'e dönmüştüm. Yanında kızlar yoktu. Elindeki kağıtları okuyordu, muhtemelen bir sonraki sahne için kendine hatırlatma yapıyordu.

"Sence yanına gitmeli miyiz?" diye sorduğunda birden gözlerim kocaman açıldı ve Kaan'a döndüm. Kalbim hala normal atmıyordu ve Kaan çok ama çok saçma şeyler söylüyordu. "Saçmalama!" dedim hiddetle. Çok yükseldiğim için bir an utançla dudağımı dişledim ve Selim'e baktım, neyse ki aradaki mesafe fazlaydı da beni duymamıştı.

BENİMLE OYNAMA | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin