2.4

9.1K 612 606
                                    

15.10.2023

BENİMLE OYNAMA | TEXTİNG

yorumlarınızı eksik etmeyin. favlamayı da unutmayın. öpüldünüz. 💋

Okul başladığı için bütün düzenim bozuldu. Bazılarınız biliyor, çoğunuz muhtemelen bilmiyordur ama hukuk fakültesi öğrencisiyim. Dersler de bu sene biraz ağır geçiyor açık konuşmak gerekirse... Bana ne, dediğinizi duyar gibiyim. Sadece gecikmeler için üzgün oldupumu söylemek istiyorum.

Sizi seviyorum. 🥹

mfö, sarı laleler

2.4

4 gün önce

Selim, elinde buruşturup top haline getirdiği beyaz gömleği hazırladığı el çantasının içine sinirle fırlattı. Bu fırlattığı kaçıncı kıyafetiydi bilinmezdi ama ortadaki dağınık görüntü, aklındaki düşüncelerle birleşerek başının ağrısını iyice artırmıştı. Derin bir nefes vererek sakinleşmeye çalıştı.

Neye bu kadar kızmıştı?

Telefonun suratına kapatılmasına mı? Buna rağmen defalarca aramış olmasına karşılık açılmayan telefona mı? Neye kızmıştı?

Bunlar da vardı ama asıl neden bunlar değildi. Asıl neden, hiç şüphesiz Masal'ın peşinde dolaşan o kılkuyruktu. Masal'ın kılkuyruğu tanımadığı kurduğu cümlelerden belliydi ama sesinin bile insanı irite eden bir yanının olduğunu düşündüğü o ısrarcı herif önemli bir şey konuşacağını söylemişti. Kendisini tanımayan birisiyle önemli ne konuşabilirdi?

Masal telefonlarını neden açmamıştı?

"Okulla ilgili bir şeydir. Arıyorsun bir de defalarca." Başını iki yana salladı. Dişlerini sıkarken sinirinin birazı da kendineydi. "Saçmalıyorsun şu an."

Buruş buruş ettiği gömleklerle tişörtleri teker teker ütüleyip katlamaya başladı. Bunu yaparken siniri tam olarak geçmiş değildi. En nihayetinde işini bitirdiğinde el çantasının içine ütülülediği kıyafetlerini düzen içerisinde yerleştirdi. Diğer eşyalarını da yerleştirdikten sonra aşağı inerek çantayı dış kapının yanına bıraktı.

Arada sırada böyle şehir dışı çekimleri olurdu ve Selim bunu sesli dile getirmemiş olsa da şehir dışı çekimlerini hiç sevmezdi. Kardeşi her ne kadar büyüdüğünü iddia etse de onun gözünde hep aynı yaştaydı. O yaşta. Kardeşini evde yalnız bırakıp gitmek hoşuna gitmiyordu bu yüzden.

Emanet edebileceği, yanında olduğunda gözünün arkada kalmayacağı tek kişi vardı. O da Uraz'dı. Bu yüzden eli cebindeki telefona gittiğinde aradığı kişi Uraz olmuştu. Hoparlöre alarak telefonu mutfağın ortasındaki ada tezgaha bıraktı, akabinde askıdan siyah bir kupa bardak alarak kendisine kahve hazırlamaya başladı.

Telefon defalarca kez çaldı. Selim, o gün içinde kaç kez olduğunu sayamayacağı kadar çok araması cevapsız kaldığı için yine öyle olacağını düşündü ama düşündüğü gibi olmadı. Uraz telefonu en nihayetinde açtı ama arkada çalışan makinelerin sesi, Uraz'ın sesini büyük ölçüde bastırıyordu.

"Abicim, sesim geliyor mu?" dedi Uraz bağırarak.

"Senin sesin bana geliyor da benimki sana gelir mi bilmiyorum bu gürültüde."

"Ben seni her şekilde duyarım, hayatımın anlamı." dedi Uraz lakayt bir tavırla. Kahvesinden bir yudum alacağı esnada dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı Selim'in. Başka biri yapsa katlanamayacağı ne kadar davranış varsa Uraz yaptığında normal hatta sempatik geliyordu. Uraz'dı işte o.

BENİMLE OYNAMA | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin