02.12.2023
Selamlar selamlar. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Sınavlarım olduğundan bölümün arası biraz fazla açıldı ama telafi etmek amacıyla upuzun bir bölümle geldim.
Satır arasına yapacağınız yorumları hevesle bekliyorum. Yorumlarınız beni inanılmaz motive ediyor. Tepkilerinizi görmek de çok hoşuma gidiyor. Oy ve yorumlarınız sandığınızdan daha çok mutlu ediyor biz küçük kitleli yazarları.
Duyurular için beni takip etmek isterseniz @screamofdeathx şurdan beni takipleyebilirsiniz. Bir de benimle sohbet etmek isterseniz her zaman panoma yazabilirsiniz.
Çok konuştum sanırım. Bölüme geçelim. Keyifli okumalar...
Bölüm şarkıları:
nova norda, yüreğim ellerinde
emir can iğrek, facia
levent yüksel, medcezir2.6
Hayatta her zaman, her şey beklediğimiz gibi gitmez. Bu basit, en başından peşin peşin kabul ettiğimiz bir gerçektir. Yine de beklentimiz dışında gelişen olaylar karşısında o kadar da soğukkanlı kalamayız. Bir planımız vardır çünkü en başta. Yolun o plan doğrultusunda akacağını düşünürüz. O plan doğrultusunda hareket eder, o plan doğrultusunda atarız adımlarımızı.
Ben de bir yol çizmiştim kendime, doğru ya da yanlış o yolda yürüyordum. Bazen hızlı hızlı, bazen tökezleyerek, düşe kalka... Yürüyordum işte. Oysa o yolda yürürken fark etmediğim gerçeği tam şu an fark ediyordum. Yürüdüğüm yolda yalnızdım, her ne kadar Selim de yanımda yürüyormuş gibi düşünsem de bunun böyle olmadığıyla hiç beklemediğim bir anda yüzleşmek zorunda kalmıştım.
Ortada bir satranç tahtası vardı ama beyaz da bendim, siyah da. Bütün taşları ben oynatıyordum, yenilirsem kendi kendime yeniliyordum. Bütün planları ben yapıyor, bozuyor, tekrar yapıyor, tekrar bozuyordum ve bu böyle bir döngüde devam ediyordu.
İçinde olduğum bu durumu, içinden çıkasıya kadar asla fark edememiştim.
Selim, ben de buradayım diyene kadar gerçeğin farkına varamamıştım.
Ben çalıyor, ben oynuyordum. Ben yazıyor, ben çiziyordum. Bir dahaki bir araya gelişimize kendimi hazırlamaya başlamıştım çoktan kafamda mesela. Bir şekilde, her şeyin benim istediğim gibi olacağından fazlasıyla emindim. Selim'le zaten yüz yüze gelecektim ama bu şekilde olmayacaktı işte.
Uçurum kenarında olacaktık yine. Gün ışığının altında birbirimizin gözlerine bakacaktık. Orayı buruk bir şekilde bırakmamıza sebep olan o anların ve sözlerin üstünü çizip kendimize yeni anlar, yeni anılar biriktirecektik. Gözleri, hep merak ettiği yeşil gözlerimi sonunda görecekti. Her şey bir kenara, yan yana geldiğimizde yine o geceki gibi tamamlanmış hissedecektim.
Şimdi de yan yanaydık. Fazla yakındık... Çok fazla. Nefes aldıkça inip kalkan bedenini sadece sırtımda değil, vücudumun her bir noktasında hissediyordum sanki. Sıcak nefesleri saçlarıma, saçlarımın altından kulağıma ve boynuma vuruyordu. Bu yakınlığı, içinde bulunduğum durum zor ve heyecan verici değilmiş gibi beni daha da zora sokuyordu.
Yan yana geldiğimizde tamamlanmış hissedeceğimi düşünmeme rağmen tamamlanmış hissetmekten çok bayılacakmış gibi hissediyordum. Kalbim boğazımda atıyordu, kulaklarımda kalbimin çınlayışlarını hissediyordum. Taşikardi geçiriyor olmalıydım, vücudumdaki reaksiyonların başka bir açıklaması olamazdı. Bunu başka türlü izah edemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE OYNAMA | yarı texting
Teen FictionKatil ve Maktül dizisinde Hun Karacalı rolüne hayat veren Selim Akyazı'ya dizinin senaristinin kızı Masal Okur'un yazmasıyla hikaye başlar. 🎥 Selim: Benimle oynama. Masal: Oyuncu olan sensin Selim: Benimle oynayan da sensin.