14.08.2023
BENİMLE OYNAMA | TEXTİNG
yorumlarınızı eksik etmeyin. favlamayı da unutmayın. öpüldünüz. 💋
çağan şengül, çok yazık
sezen aksu, küçüğüm1.5
Bir kitap okumuştum. O kitapta aşk, bütün güzel duyguların en uç noktası olarak anlatılıyordu. Bütün heyecanların ötesinde bir heyecan, bütün umutların ötesinde bir umut... Bütün hayallerin ötesinde, daha büyülü bir gerçek.
O kitapta anlatılan gerçekten aşksa, benim hissettiğim neydi? Ben neden sadece bütün acıların ötesinde bir acı hissediyordum?
O fotoğrafa öyle kaç saniye boyunca bakmıştım, bilmiyordum. Ağlarım sanıyordum, hiç değilse içimde şu çığ gibi büyüyen duyguyu biraz olsun hafifletmek için hıncımı bir şeylerden çıkarırım diye düşünmüştüm ama hayır, son anda almayı akıl ettiğim astım ilacını giydiğim hırkanın cebine koyduğum gibi evden dışarı atmıştım kendimi.
Evin az ilerisindeki parka gelip oturmuştum. Dışarı çıkarken ne yaptığımı çok iyi bilir gibi bir halim yoktu zaten. Hatta soğuk yüzüme vurduğunda dışarıda ne işimin olduğunu düşünmüştüm, yürümek istemiştim ama buna da mecalim yoktu. Öylece, sadece olduğum yerde oturmak istiyordum.
Akşam duran kar tekrar çiselemeye başladığında avucumu açtım ve elime düştüğü an yok olan kar tanelerine bakmaya başladım. Avucumun sıcaklığını hissettikleri anda kayboluyordu kar taneleri, duygularım da dikenlerini çıkardığında aynı şekilde kalbimde yok olsaydı her şey daha kolay olmaz mıydı?
Oturduğum bankta bacaklarımı kendime doğru çekip kollarımı bacaklarıma doğru sardım. Çenemi de dizime yaslamıştım, rüzgarla birlikte ileri geri sallanan salıncağı izliyordum. Saat çoktan gece yarısını geçmişti, çok gerilerden havlayan köpeklerin sesi geliyordu, onun dışında ne bir ses vardı ne bir yüz. Sadece ben vardım, sadece ben ve içimi kaplayan boşluk duygusu vardı.
Birkaç dakika sonra uzaktan gelen sesleri duyduğumda başımı o tarafa doğru çevirdim. Bir kadın, bir adam ve bir çocuk girdi görüş açıma. Anne ve babası olduğunu düşündüğüm kişiler küçük çocuğun elinden tutmuş parka doğru yürüyorlardı. Biraz daha yaklaştıklarında kadınla göz göze geldim, onları rahatsız etmemek adına gözlerimi üstlerinden çektim.
Küçük kız koşarak önümden geçtikten saniyeler sonra salıncağa atlamış ve sallanmaya başlamıştı. Kadının kocasına söylendiğini duydum. "Ömer, kışın ortasında üstelik gecenin bir yarısı neden çocuğa parka gideceğiz diye söz veriyorsun? Üşütecek." Gözlerimi de kapattım, benden rahatsız olmalarına gerek yoktu.
"Ahu'm, ne yapayım? Ben ona hayır diyebiliyor muyum sanki? Zaten günlerce göremiyorum bebeğimi, zaten günlerce göremiyorum bebeklerimi, beni de anla. Kıyamıyorum ben hiç size. Bir dediğiniz iki olunca huzursuz hissediyorum." Dişlerimi kıracak kadar sıkarken tebessüm etmiştim, benim yaralarım bir yana, ne kadar tatlı bir anın içine düşmüştüm.
"Sen böyle açıklamalar yapınca da ben sana kıyamıyorum, ne yapacağız?" İç çekti ve birkaç saniye sessiz kaldı. "Seni çok özlüyor, Ömer. Küçükken anlamıyordu ama artık anlıyor. Büyüdükçe özlem denilen duygunun ne olduğunu öğreniyor. Ben alıştım." Yutkunduğunda sesi sessiz ortamda yankılanmıştı. "Ben alıştım artık ama o aşılabilecek mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİMLE OYNAMA | yarı texting
Teen FictionKatil ve Maktül dizisinde Hun Karacalı rolüne hayat veren Selim Akyazı'ya dizinin senaristinin kızı Masal Okur'un yazmasıyla hikaye başlar. 🎥 Selim: Benimle oynama. Masal: Oyuncu olan sensin Selim: Benimle oynayan da sensin.