Ana caddeye kadar yürürken kızlar hiç susmadı. Normalde olsa bende onlarla çene çalar gevezeliğin dibine vururdum. Ama şimdi Korhan neredeydi, ne yapıyordu, ne gibi bir işi çıkmıştı? Bu sorularla beynimi yiyip bitiriyordum. Hep böyle ortadan kaybolduğu zamanlar oluyordu. O zamanlarda bu kadar kafama takıyor muydum?
“Söyle bakalım, ne düşünüyorsun?” Bengü’nün sesiyle etrafıma baktığımda otobüste olduğumu fark ettim. Yuh! Buraya ışınlanmışım gibi hissediyordum. “Hadi söyle, Ela! Benden bir şey saklaman hoşuma gitmiyor!”
“Selman’ın az önce yaptığı bir şakaya takıldım, o kadar!”
Bengü, yeşil-ela gözlerini kısıp gri gözlerime dikti. Sanki gözlerime bakarak kafamın içinden geçen şeyleri görebilecekmiş gibiydi. Bu beni biraz ürküttü. “Selman ve diğerleri senin boynuzların hakkında hep şaka yapar. Bunu takmıyorsun sanıyordum. Yani-” birden gözleri açıldı ve kolumu tuttu. “Sakın bana ona âşık olmaya başladığını söyleme, Ela!”
“Hayır!” diye çıkıştım hemen.
“Onunla ilgili düşler kurmadığını söylemiştin bana. Tamam, sana özel davranıyor ve iki senedir sana gözü gibi bakıyor. Ama bu eski alışkanlıklarını unuttuğu anlamına gelmez! Sakın ona kaptırma kendini! Dediğin gibi mutlu olmanın tadını çıkar.” Gözlerimi kısıp başımla onayladım ve direğin yanına gidip onu sıkıca kavradım. Ona âşık değildim. Ama ona alışmıştım. Eğer beni aldattığını öğrenirsem ya da görürsem bu beni yıkardı. Beni mutlu eden tek şey elimden alınırdı. Hem beni gerçekte sevmiyor bile olsa, gösterdiği sevgi hayatımda gördüğüm ilk ve tek sevgiydi. Ona ihtiyacım varmış gibi hissediyordum.
Parti için hazırlığımız bittiğinde Ayla ile Giray’ı beklemeye başladık. Çünkü herkes gitmişti ve Giray gelmek bilmiyordu. Ben kuafördeki deri koltuğa otururken Ayla karşımda duvara yaslanmıştı. Gözlerini üstümdeki kıyafete dikti.
“Her zaman uçuk kaçık giyinirsin, değil mi?” evet! Grubun en uçuk ve kaçık üyesi bendim. Yırtıp pırtık, rock tarzında ya da daha çok rahat kıyafetler giyebilirdim. Mesela bir gün yırtık pırtık kıyafetler giyerken ertesi gün beyaz bir bluzla deri bir pantolon, Harley Davidson botları giyebilirdim. Diğer gün ise bir gömlek bir etek giyebilirdim. Ne yapacağım asla belli olmazdı. Ama herkes kendime özgü bir tarzım olduğunu ve bu tarzıma bayıldıklarını söylerdi.
Şimdide üstümde düz kesim ve vücuduma yapışan yumuşak deri elbise vardı. Belimin iki yanında derin kesikler vardı ve tenim görünüyordu. Altına da topuklu yerine düztaban, bilekten biraz uzun, salaş bir çizme vardı. Rockçıların giydiği tarzda bir çizmeydi. Saçlarımı da krepe ile kabartarak tepeden dağınık bir topuz yapmışlardı. Makyajım siyah gölgeli makyajdı ve dudaklarıma da kırmızı ruj sürmüştüm.
Ayla’nın sorusuna omuz silkmekle yetindim ve kahkaha attı. O benim aksime belden oturtmalı, kloş etekli beyaz şifon elbise giymişti.
“Üzgünüm! Geciktim!” diye girdi içeriye Giray. Ayla ile aynı anda hareket edip yanına gittik. İkimize uzun uzun baktıktan sonra gözlerini benim üstümde durdurdu. “Korhan’ın bu şekilde gitmeye izin verdiğinden emin misin?”
“Eh, o zaman işini çabuk bitirip beni durdursun!” dedim ve omuz atarak yanından geçtim. Giray’ın kırmızı arabasına yürüyüp arka kapıyı açtım ve oturdum. Saat dörttü ve hava güneşin etkisiyle resmen kaynıyordu. İnsanın bu havada gezmesi beyin kanamasına neden olabilirdi. Çünkü bu hava soğuk deniz suyundan çıkmak istemeyeceğin bir havaydı.
Giray, paketlerimizi bagaja koyarken ben arabada telefonuma bakıyordum. Ama arama falan ya da bir mesaj falan yoktu! Korhan yine kayıplara karışmıştı ve bu artık kabak tadı vermeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Sev!
Storie d'amore"Dün senin en sevdiğin yemeğe kadar öğrendim, ama hala adını bilmiyorum." omuz silkip yavaşça gözlerini bana çevirdi. "Gerek yok. Zaten bir daha karşılaşacağımızı sanmıyorum." Dedi. Ama bu anında suratımı düşürdüğü için bakışlarımı ondan kaçırıp de...