☾︎☀︎︎
*Hogsmeade gezisinden 2 hafta sonra*
"Bunu söylediğime gerçekten çok şaşıracaksınız ama Lily bu gün kendisi benimle konuştu!"
"Ve sen de hemen evleneceğinize dair hayaller kurmaya başladın, değil mi Çatalak?"
Sirius'un alaycı sesine karşılık omuz silkti James. "Başlamadım ki." Peter ve Sirius ona şaşkınca bakarken devam etti, "ben hep zambağımla evlilik hayalleri kurarım."
Üçü de bu duruma kahkaha atarken Peter, karşılarındaki koltuğa baktı. "Aylak geleceğini söylemişti, 1 saattir ortalıkta yok."
Sirius, arkaya dönerek ortak salonu gözden geçirse de, Lupin'i görememişti. Dolunay döneminde de değildiler ve Remus'un ortalıklarda az görünmesi bu durumu şüpheli hale getiriyordu. "Muhtemelen kitap okuyordur."
"Sanmıyorum," diye ekledi James, "bize gelme sözü verdiğinde hep gelirdi." Üçü de bir-birine baktı ve hepsi de aynı fikirle karşılaştılar.
Yatakhaneye gideceklerdi.
Ayaklandıklarında masadan çantalarını aldılar ve hızla yatakhaneye ilerlediler. Zamanlarının çoğunu birlikte geçirirlerdi ve Remus'un 2 haftadır onlardan aralı durması canlarını sıkıyordu.
İçeri girdiklerinde Remus, hızlıca elindeki kitabı kapatmış ve onlara bakmıştı. Üç çift gözle aynı anda karşılaştığında içindeki gerginliğin nedenini bilmiyordu.
O kızla Hogsmeade'de karşılaştığından beri ondan aldığı kitabı okuyordu Remus. Kitap 310 sayfaydı ve Remus bunu 1 günde bitirmişti. Fakat altı çizili kelimeler o kadar ruhuna dokunuyordu ki, tekrar tekrar kitabı açıp o kısımları okuyordu, her okuduğunda da ilk kez okuyormuşçasına farklı hislere kapılıyordu.
Kitabı çok beğendiği bahanesiyle kendini kandırmaya çalışsa da, içten içe sadece bu olmadığını biliyordu Remus.
O kelimelerin kızla bir ilgisi olabileceğini düşündükçe onunla empati kuruyordu ve onu tanıma dürtüsü günden güne artmaktaydı.
Yüzü ilk gördüğü andan aklına kazınmıştı. Siyahın en güzel tonu olduğuna yemin edebileceği gözleri, gözlerini açığa çıkaran çekici kiprikleri, soğuktan kızarmış dudakları, yanakları, yüz çevresi, saçları...
Rüya gibiydi.
Evet, Remus bu kızı tanımlayabilecek bir kelime düşünürken bunun rüya olduğuna karar vermişti. Hayatında ilk kez gördüğü kız onun için rüya gibiydi, pürüzsüz ve mükemmel.
Okulda gördüğü her yüze dikkat kesilmişti Remus Lupin. Her yüzde onu aramıştı ama yoktu. Hiç bir kız onun kadar duru bir güzelliğe sahip değildi onun gözünde. Hiç bir kız o değildi.
Remus rüyasını bulamıyordu.
Bu durum cansıkıcıydı.
Bunu arkadaşlarına bahsetmek istiyordu, bunu herşeyden çok istiyordu fakat tedirgindi. İçini yiyen düşüncelerden kurtulamıyordu.
Ya kız Slytherin'se?
Ya Snape'in çevresindense?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can I Take Your Book? ☾︎R.J.L☽︎
Fanfiction☾︎Remus'un alıştığı klasik hayatı, Flourish Blotts kitab etkinliğinde bir kızla karşılaşması ile değişmişti.☽︎ Kitaptakı altı çizili cümleleri döne-döne okudu Remus. Büyük anlamlarla dolu olan bu cümleler Remus'a kızın ne yaşadığını defalarca düşünd...