Gece yarısıydı.
Çapulcular tekrar bir araya toplandıklarında yatakhanedelerdi. James, Lily'nin ona ördüğü kazağını giyinerek yatakta kıvrılırken Peter sessizce uzanıp tavanı izliyordu. Remus, lambanın yanında oturarak bir çizim üzerinde uğraşıyor, Sirius ise James'in ona vermiş olduğu bir muggle radyosuyla ilgileniyordu- Pardon, daha doğrusu onu sökerek yeniden tamir etmeye çalışıyordu.
Bir yandan da sohbet ediyorlardı.
"Yani anlayacağınız, Lysandre sandığım kadar da kötü bir kız değil," dedi Sirius, "göründüğünün aksine gayet sıcakkanlı, ama inan bana senin o sevgilin olmasa, onunla hâlâ konuşmuyor olurdum. İyi ki varmış yani."
Lysandre ile "randevu"larının üstünden 1 hafta geçmişti. Sirius, bunun sadece sözde bir randevu olduğu bilincinde olsa da, küçük bir hediyeyle kızı karşılamış ve esas meselelerine yer vermek şartıyla bir-birleriyle yakından tanışmışlardı. Gerçi, hâlâ bazen atışıyorlardı, yine de anlaşabiliyor oldukları barizdi.
"Remus ile Dolohov sevgili mi?" diye sordu Peter.
"Seni ne ilgilendirir??" Remus'un tersçe sorduğu soruyla diğerleri şaşırırken Peter hemen "Bunu duymamıştım, Aylak," dedi, "tebrik ederim."
"Sevgili değiliz." Remus'un net cevabı Peter'in yüzünde ufak bir gülümsemeye neden olsa da, diğerleri bunu görmemişlerdi.
"Ama olacaksınız sonuçta," dedi James, "Selwyn bile Sirius ile konuşmaya başladıysa siz kesin olursunuz."
"Benim Lysandre ile konuşmamın sevgililiğe ne alakası var?" Sirius'un hızla sorduğu soruya karşı James güldü.
"Tüm Gryffindor bunu konuşuyor," melodik bir tonda söyledi gözlüklü çocuk, "üstelik dış görünüş olarak da çok benziyorsunuz ve tuhaf davranıyorsunuz," kaş göz yaparak Sirius'a yaklaştı, "sence belli olmuyor mu?"
"Saçmalamayın," dedi hemen, "Lysandre de diğerleri gibi arkadaşım. Ona da Lils ile Marlene'e nasıl davranıyorsam öyle davranıyorum."
"Yerin kulağı var," James ile Remus şarkı söyler gibi bunu söyleyip güldüklerinde Sirius saçlarını karıştırdı, "Ne haliniz varsa görün, neye isterseniz ona inanıyorsunuz zaten."
"Tam bir Sirius Black hareketi," dedi Peter, "Sirius Black kimmiş? Senmişsin!"
Sirius başını buladı, "konudan sapmayın. Jane konusunu ne yapacağız? Remus'un yüzüne bile bakmıyor."
Remus, gözucu Peter'a baktığında onun ilgiyle öne doğru eğildiğini gördü. Evet, meraklanması normaldi ama Remus ondan artık çok fazla şüpheleniyordu ve bir gün bunu diğerlerine de bahsedecekti.
"Gidip onunla konuşacağım," dedi Remus, hepsini şaşırtarak.
"Sen? Konuşacaksın? Dolohov'la?" James, gözlüklerini tekrar taktı, "bir an ters taktığımı sandım, doğru mu duydum?"
"Duymak için kulaklarını ters çevirmeliydin, salak," diye söylendi Remus, "evet, konuşacağım, ikimiz de susarsak hiç bir şey hallolmaz."
"Açılacaksın yani?" Sirius hevesle konuştu.
"Hayır!" dedi Remus aceleyle, "sadece özür dileyerek bunun bir hata olduğunu, gerekirse de kaymak birasını fazla kaçırdığımdan ne yaptığımın bilincinde olmadığımı söyleyeceğim."
"Eh, umalım da inansın," dedi James, "doğru yoldasın dostum! Kızlar erkeklerin onlar için çabalamasını severler, eğer Artemis ile aranı düzeltmeye çalışırsan Artemis'in gözünde sağlam bir yer edinirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can I Take Your Book? ☾︎R.J.L☽︎
Fanfiction☾︎Remus'un alıştığı klasik hayatı, Flourish Blotts kitab etkinliğinde bir kızla karşılaşması ile değişmişti.☽︎ Kitaptakı altı çizili cümleleri döne-döne okudu Remus. Büyük anlamlarla dolu olan bu cümleler Remus'a kızın ne yaşadığını defalarca düşünd...