11

2.1K 202 24
                                    

"Artık hiçbir şey rutine bağlı değil."

Evet, patronum bana tam olarak bu mesajı atmıştı. Yüzümde tuvalete çıkamıyormuşum gibi pis bir ifadeyle mesajını okuduktan sonra bulaşıklı ellerimi havluya sildirip suyu kapattım.

Diğer elimle çoktan telefonun kilidini açmış ve mesajın gerçekten gelip gelmediğini kontrol ediyordum.

Gerçekten de bunu yazmış mıydı?

Bunu yazarken kast etmiş miydi?

Hemen geri cevap yazdım. "İyi misiniz?" Fetih ve Görkem'in bağırışmaları olmasa daha fazla şey de yazardım ama beni bekliyorlardı, telefonu cebime sokuşturup buzdolabından altılı bira kutusunu çektim.

Salonda tam bir kaos vardı.

Arka cebimde telefon titrerken biraları sehpaya koymuş ve sanki hiçbir şey olmamış gibi koltuğa oturup, "Kaç kaç?" diye sormuştum.

Görkem biraları açıp elden ele arkadaş grubumuza dağıtırken Fetih haykırarak koltukta zıpladı.

"Hassiktir!"

UEFA'yı her zaman benim evimde izlerdik. Bu değişmez gelenek liseden beri bizimleydi, önceleri halamlara gelen arkadaşlarımla çatıdaki boş alana güzelce kurulurken şimdilerde onları kendi evimde ağırlıyordum.

Fetih televizyona sövüp saymayı bitirdikten sonra, "Pişt!" dedi bana. Gözlerinden ne söyleyeceğini anlamıştım.

"Gizem'le ayrılışınızı anlatacak mısın artık?"

Geldiğinden beri sorduğu tek soru buydu, hatta buraya gelme sebebi bile bu olabilirdi. Fetih meraklı bir adam değildi aslında, daha önce hiçbir sevgilimi bu derece sorduğunu da hatırlamıyordum ama eşinin en yakın arkadaşıyla çıktığım için evlerinde muhabbetim dönüyor olmalıydı.

Diğerleri bizimle hiç ilgilenmiyorken onun sorusunu yine yok saymak istedim. Telefonumu çıkartıp patronumun mesajını okudum.

"İyi falan değilim."

Patronuma içim acıdı ve ona mesaj atarken Fetih yine piştledi.

"Ne yapmak istiyorsunuz? Yarın her şey daha güzel olacak."

Fetih yine piştleyince iç çekerek kafamı kaldırıp ona baktım.

Orta sehpadan sigarasını alıp balkonu gösterince dayanamadım. Beraber dışarı çıktık. Sigara içmeyi sevmezdim ama elime yapışmış biramla yanında çok da eğreti durmadığımı düşünüyordum.

"Anlat..." dedi dumanı havaya bırakırken.

"Ya bazı durumlar var iş yerinde." dedim sakince. "Biliyorsun pek vakit ayıramıyorum artık bir şeylere, patronum hep yolun üstünde. Gizem'de buradan nem kaptı işte."

Vakit ayıramadığım için hatalı olduğumu kabul ediyordum. Ama diğer hiçbir şeyin sorumluluğu ben de değildi. Bizden bu kadar çabuk vazgeçmek onun seçimiydi.

"Gizem bankada sana iş bulmuştu galiba, n'oldu o iş?"

Ona boş boş baktım. "İşimden memnunum." dedim hatrı sayılır bir zaman geçince.

Fetih kaşlarını kaldırarak beni inceledi. "Şikayetçi olduğunu sanmıştım?"

"Yok be abi..." Gizem'e söylediklerimi ona da söyledim. Maaşımın kabarıklığından, altıma araba verilmesinden, öğle veya akşam yemeği gibi şeyleri dert etmeyişimden bahsedince Fetih hak verdi.

fake it til feel it [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin