medya: dora
attığım ikinci bölüm atlamayın.
Patronumun haftasonu yoktu. O, gerçek işkolikler gibi haftasonu da işe gelen cinstendi. Önemsiz bir görüş; Patronumun sorunları vardı ve onlardan işi sayesinde kaçabiliyordu. Ama şu aralar ufak bir pürüz vardı hayatında. Saliha Teyze olunca kaçamıyordu işine.
Kadın işine bile geliyordu.
"Nine bak yemekten sonra, işe gideceğim."
"Ay tamam gidersin soktuğumun işine."
Şoke olan kulaklarım kızardılar. Her zamanki gibi arabadaydık ve güneşli bir cumartesi günündeydik. Öğleden sonraydı ve moladaydık. Tam yemeğe gidecekken Saliha Teyze bir yerden fırlamış ve bize katılmaya karar vermişti.
"Dünkü olaydan sonra akşam yemeğinde mühendis kızımla buluşacağını söylememe bilmem gerek var mı Asım?"
Dikiz aynasından arka koltukları kontrol ettim. Dora Bey gözlerini kısıp hırıldayan bir sesle;
"Sana, dün olanları anlattım nine. Hâlâ beni birilerine ayarlamaya mı çalışacaksın? Gerçekten mi?"
Kadın aşağılık bir bakış attı torununa. Nine-torun nasıl bakış atılacağını biliyorlardı gerçekten. Kendimi utanmış hissetmiştim ki o bakışın muhattabı dahi değildim.
"Ah evet, gelin olmaya hazır bir kızı nasıl rezil ettiğini anlatmaz olur musun hiç?"
"Kızın tek bir hayatı vardı ve o da evlilikten ibaretti. Farklı frekanslarda olduğumuzu anladım, hoşlanmadım ve kalktım!"
"Onu rezil etmişsin tüm kafeye. Ayrıca on beş dakika oturmuşsun. Yarım saat oturacağına söz vermiştin!"
"Kızın hayatında anlatabileceği eğlenceli bir hikayesi yoktu ki. Son on beş dakikayı; birbirimize bakıp, çeyiz sandığını yatak odasına mı yoksa konuk odasına mı koysak diye karar vererek mi geçirmeliydik yoksa?"
Saliha Teyze haksızlığını kabullenemedi, bu huyu hiç hoş olmasa da, bana sordu.
"Caner sen de oradaymışsın o gün?"
"Evet efendim."
Saliha Teyze yine sordu. "Doğru mu Asım'ın anlattıkları? Kız gerçekten sığ birisi miydi?"
Yüzüm ekşi bir yiyecek yemişim gibi buruşuk; "Maalesef ki doğru. Burcu Hanım iyi birisiydi ama Dora Bey için uygun bir seçenek olduğunu sanmıyorum." dedim.
O sırada dikiz aynasından Dora Bey'le göz göze gelince direksiyonu tutan ellerim sıkılaştı. Benimle gurur duyuyor gibi bir hali vardı ve yeşilleri parıldıyordu. O an bu aralar dikiz aynasından sık sık göz göze geldiğimizi fark ettim.
Saliha Teyze cümlemden Dora Bey'i paylayacak bir şey bulamayınca homurdanarak kafasını camdan tarafa çevirdi. Onları, Dora Bey'in haftada en az bir kere geldiği şık steak house'a getirdim.
Beraberce arabadan indik ve ne olur ne olmaz valeye yine yakına park etmesini söyledikten sonra kol kola girmiş nine ve torunun yanına yürüdüm.
Birbirleriyle ne kadar uğraşsalar ve birbirlerini ne kadar delirtseler de en ufak bir konuda, yine birbirlerinin yardımlarına koşuyorlardı. Sözlükteki aile tanımına fazlasıyla uyuyordu ilişkileri.
Kafamı aile mevzularından uzak tutabilmek için, Baş Garsonla konuştum biraz. Hep aynı restaurantlarda yemek yediğimiz için garsonlarla ve hatta şeflerle bile tanıdık sayılıyordum artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake it til feel it [boyxboy]
RomanceKoskocaman bir şirketi yönetsen de bazen hayat istediğin gibi gitmezdi. Başı dertte olan patronuma akıl vereyim derken kendimi onun düzenlediği bir oyunun içinde bulmak hiç hoş değildi. Her sabah imdat çığlıkları atarak gittiğim işe, artık yalnızca...