Patronum tüm detayları seven birisiydi. Daha önce de beni işe alırken söylediği gibi her şeyin kurala bağlı olmasını seviyordu. Onu evine bırakmadan önce bana bir sürü şey söyletmişti. Benden bir sürü bilgi almıştı ve neden bilmiyorum tüm o bilgileri anlatan kişi olmama rağmen kendimi rahatsız hissediyordum.
Bir tiyatro oyunu için karakterimi satmıştım ve Gizem haklıydı para için yapmayacağım şey yoktu.
Ertesi sabah, iki yıldır olduğu gibi erkenden uyandım. Duşumu ve kahvaltımı yaptım, giyindim. Sanki bugün farklı bir günmüş gibi hissediyordum ancak farklı yaptığım hiçbir şey yoktu.
Apartmandan çıktım, Volvo'ma bindim ve mesajlarımı kontrol ettim. Evet, bugün kahve istemiyordu.
Bunu teyit ettikten sonra arabayı çalıştırdım, yola koyuldum. Patronumun evinin önüne gelene kadar kendi sevdiğim radyolardan müzikler dinledim.
Evin demir kapıları iki yana açıldığı ve bekçi, "Hayırlı sabahlar efendim!" derken çalışan kimliğimi tekrar torpido gözüne yerleştirdim.
İçeriye girerken gözlerim solda kalan iki katlı evin önündeki silüete kaydı. Dora Bey?
Gözüm saate kaydı. Saat daha altı değildi bile, neden erkenden dışarıya çıkmıştı?
Arabayı önünde durdurmamla benim kapısını açmamı beklemeden kapı koluna dezenfektan sıkıp diğer elinde tuttuğu peçeteyle sildirdi ve hop atladı arabaya.
"Çabuk sür!"
"Ne?" dedim şokla. Dora Bey kafasını koltukların arasından çıkarttı.
"Çabuk dedim, bas gaza!" Sesindeki kaygıya yenilip gaza bastım ama o esnada gözüme evin kapısından çıkmakta olan Saliha Teyze ilişti.
Kadıncağız elini kolunu sallayarak merdivenleri uçarcasına inerken Dora Bey arkada hâlâ devam et demeye çalışıyordu.
Demek ki dün akşam onu evine bıraktıktan sonra işler yolunda gitmemişti.
Bir Dora Bey'e bir de aşağıya inmeye çalışan kadına baktım. Eğer şimdi durmazsam Saliha Teyze hakkımda ne düşünürdü?
Daha yeni birbirimize alışmışken torunuyla sevgili olduğumu öğrenmişti. Onun yaşındaki bir kadın için bu çok fazla değilmiş gibi bir de kadını sabahın köründe evden çıktığını görmemiş gibi mi yapacaktım?
Frene bastığım an Dora Bey'den homurdanma duyuldu. "Hayır ya..."
Ona doğru döndüm ve üzgünüm dedim. Dora Bey beni hiç umursamadan, hatta benden tarafa bile bakmadan kapının kilidine uzanınca şokla bakakaldım.
"Ne yapıyorsunuz?"
Kapıyı klik sesiyle kilitlediği an Saliha Teyze kapıyı açmaya çalıştığından bir karışıklık oldu.
Saliha Teyze bağırdı.
"Seni iblis seni! Aç şu kapıyı!"
Asım Dora Demirhan, ona öfkeyle baktı. Camlar kaplandığından dışarıda kalmış kadın onu göremiyordu.
"Hayır. Önce bana söz ver, bir daha işime karışmayacaksın."
Saliha Teyze yaşına rağmen kapıyı iyice zorladı ve çemkirdi.
"Seni şeytan seni, sen kiminle aşık atıyorsun sıçtığım bok!?"
Evet başlamışlardı. Baş Belası İkili, acaba bu sabah kim bilir neye bu kadar sinirlenmişlerdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fake it til feel it [boyxboy]
רומנטיקהKoskocaman bir şirketi yönetsen de bazen hayat istediğin gibi gitmezdi. Başı dertte olan patronuma akıl vereyim derken kendimi onun düzenlediği bir oyunun içinde bulmak hiç hoş değildi. Her sabah imdat çığlıkları atarak gittiğim işe, artık yalnızca...