34

1.1K 102 26
                                    

Silahın patlaması sağır ediciydi ve o an refleks olarak yere eğilirken silahın o patlamayla aşağıya fırladığını fark ettim. Son anda yapılan hamle muhtemelen yüzümden yiyeceğim o kurşundan beni korudu ancak teşekkür edecek değildim.

Bu damardan yediğim şokla etrafa bakarken birisinin adımı ihtiyaçla söylemesinde kendimi yeniden buldum. O birisinin Dora olması ise neredeyse korkunç bir histi çünkü adım onun dudaklarından her zaman çok büyüleyici çıkardı ve ben aklımı zaten kaybetme raddesindeyken o çaresiz sesleniş beni mahvetti.

Doğrulmak için hareketlendim ve bir adım daha atmak üzere ayağımı kaldırdım ama daha fazla tepki veremeden ikinci kez doğrultuldu üzerime silah.

Uğuldamalar bitince; "Sakın." dedi Rüştü. "Beni zorlama."

"Yapabilir misin?" dedim sadece. Sesimden seçtiği tehditkarlık gerçekti. Rüştü tek kaşını kaldırdı ve silahın ucu bu kez çoktan ayaklanmış Dora'ya kaydı.

"Otur yerine şirin çocuk." Dora'ya bakmasam da ondan oluk oluk akan endişeyi hissettim. Onun tüm endişesini gidermek için seslendim.

"İyiyim." Hâlâ ona bakamıyor olmam korkaklığımın arşa çıkması demekti ama eğer ona bakarsam her şeyi unuturdum. O benim...

"Soruna gelecek olursak..." dedi Rüştü. "Sanırım zaten yaptım."

"Ne yaptın?" diye sordum ama o dakikaya kadar kolumu hiç oynatmadığımı hissettim.

Doğruldum, farkındalık üzerime oturan bir tonluk ağırlıktan halliceydi. Başım kolumdan tarafa döndü ve omzumun hemen aşağısından Dora'nın oluk oluk akan endişesine kıyasla ılık ılık akan kanı hissettim.

Beni vurmuştu.

Yeniden üzerine adımladığımda silahı bana çevirdi, Dora ayaklandı ve bir anda silah ikinci kere patladı.

"Kimse kıpırdamıyor!"

Panik halinde bile değildi. Sadece sinirliydi. Bu hali korkutucuydu. Yılların stabilitesiydi bu ve dayanıklılığı korkunçtu. Bunu hiç hissetmemiş olmam daha da korkutucuydu. Kendimi hep insan sarrafı olarak görürdüm ama burnumun ucunda tehdit edilen iki kişiyi de hiç görmemiştim. Birisi silah olarak kullanılırken diğerinin her şeyi ellerinden kayıp gidiyordu şimdi.

Bir şey yapmak zorundaydım.

Bir adım attım ancak bir bağırış durdurdu beni.

"Dur artık!"

Dora'dan çıkan bu yüksek sese alışkın değildim. Kafam otomatikman ona döndü ve gözlerimiz buluştuğu an kalbim tekledi.

Yeşilleri, çiy taneleri düşürüyordu ve çenesinde birleşen yaşların fazlalığını görünce kendimde adım atacak, savaşacak gücün zerresini bulamadım. Hiç acımayan kolum acımaya, titremeyi bırakan bacaklarım tutmamaya başladı.

Dilim tutuktu. Konuşamadım ve bu bizi büyük bir faciaya sürükledi. Dora'nın dibine gelen Rüştü onu kolundan tuttu, çekiştirdi.

"Mail'i attığını düşünüyorum. Ben katil olmadan gitsek iyi olacak..."

Dora masanın ucuna kadar sürüklenirken gözlerimiz hiç birbirinden kopmadı. Onların gittiklerini gördüğüm an bir hamlede bulundum ama o an Dora'dan ikinci emri duydum.

"Sakın kıpırdama."

Rüştü onun kafasına silah dayamışken ve onu sürükleyerek götürürken bana kıpırdamamamı söylüyordu.

fake it til feel it [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin