BÖLÜM 17. "KÜL OLMAYA RAZIYIM"

4.8K 223 16
                                    


Keyifli okumalar...

Şarkı ;
Ceylan Koynat -
Söz vermiştik

☆▪︎☆▪︎☆

Sanıldığı kadar kolay değildi. Herkesin hayatı insana bir şeyler öğretiyordu. En önemlisi de düştüğünde kalkması gerektiğini.

Yutkunarak bakışlarını kaçırdı. Hazar'ın bakışlarını kaçırması üzerine Liya parmaklarını ateşe değmiş gibi hızla çekmişti. Yaşadıkları garip duyguların altında ezilir gibiydiler. Hazar fark etse de umursamadan önüne döndü yaşanması gerekeni bir kez yaşadığı için ikinci defasında kalbinin yaşayacağı zorluklar altında ezilmekten uzak duruyordu.

Kendine bile kakullenmekten korktuğu ağır geliyordu kaybetmek korkutuyordu. Gerçek ne kadar acı olsa da insan bir kez terk edilirse ve bu sebepte bedeninde yaşadığı bir engel durumundan dolayı olduğunu bildiği bir gerçekti. Engelli bir insan sevilmezdi...

Engelsiz olan insanlar bunu her defasında dile vurmasa da insanın hal ve hareketleri yetiyordu. Sanıyorlardı ki farkında değildi. Hayatında engeli plan insanlar bunun çokça farkındaydı.. Hazar'da Susmak en büyük acıdan ibaretti yara bere kalmış bir kalbe gücü yetmeyen bir bedeni kim sevebilirdi ki!

"Liya çık dışarı!" Bir anda yüksek sesle bağırdı. "Ne oldu?" Elindeki şampuanı bıraktı. "Soru sorma dışarı çık!" Yine aynısını yapıp kaba davranıyordu. Sanki hayatı istediği gibi yaşayamıyordu.

"Çıkmıyorum! Derdin neyse dile getir.. Saklanmak hiç bir şeye deva olmaz!" Sesi ilk başlarda yüksek çıksa da sonlara doğru kısılmıştı. Bu adamın dengesiz hallerine çok sinir olmaya başlamıştı. Hem gitmek, istiyordu hemde kalmak. Arafın tam ortasında Liya'yı da kendiyle beraber sürükleyip duruyordu.

"Deva mı, reva mı buna ben karar veririm! Hayat benim." Kirpiklerini kırpıştırarak biriken su damlacıklarını savurdu. "Buna sen karar veremezsin! Kes sesini." Diyerek şohpenin suyunu tekrar açıp başına tuttu. "Dondum kadın!" Gür sesiyle bağıran Hazar ile gözleri irice açılıp hızla şohpeni geri çekti. "Ayy afedersin yanlışlıkla oldu" Hızla diğer tarafa çevirdi bir anda ısınan suyla. "Yandım Allah!" Diye tekrar gür sesiyle inleten Hazar'ın sesiyle gözleri sakarlığıyla hem dondurmasına hemde yakmasına şaşkınlıkla baka kalmıştı.

"Ulan devayı da revayı ya kullanan aklıma kızım uzak dur benden hem dondurdun hemde yaktın beni!" Ona saf saf bakan Liya'nın gözlerinin içine bakıyordu. Yaşadıkları durumun şaşkınlığı dondurmuştu onu. Hak etmişti bu adamın inadına bir cevap olmuştu resmen. "Özür dilerim." Cümlelerin tükendiği bir anda sıkışıp kalmıştı Liya.

"Hem dondurmayı hemde yakmayı nasıl becerdin..?" Sorudan çok sessiz bir haykırış gibiydi. "İsteyerek olmadı. Fakat hak etmedin desem yalan olur." Diyerek omzunu silkmişti adam hayli hayli hak etmişti. Gözlerini kısan Hazar Liya'nın tek kaşını kaldırıp omzunu silkmesini dikkatlice izliyordu. İlk başta utanıp sıkılmış olması sonradan fikrini değiştirmesine mani olmamış gibiydi.

Liya elindeki suyun sıcaklığını ayarladı. Bakışları ona kaşları çatık bakan Hazar'ın yüzüne tuttu şohpeni Hazar hızla elini yüzüne siper edip yüzüne çarpan su damlacıklarına mani olmaya çalışmıştı. Liya'nın bileğini tuttu bi anda kaşları çatık şekilde Liya anlamaz bakışlarla Hazar'a baktı. Elindeki şohpeni hızla çekti daha ne olduğunu anlayamadan tersine dönmüş ve şuan da ıslanan Hazar değil de Liya olmuştu.

Küçük bir çığlık atarak. "Hazar!!" Diyerek yüzüne ulaşan suya engel olmaya çalıştı. Çalıştı çünkü mani olamıyordu ve sırılsıklam olmuştu. "İntikam vakti!" Kahkaha atarak Engel olmaya çalışan Liya'yı Hazar'da bileklerini boşta kalan eliyle engel olmak için savuruyordu. Arada bir birlerinin kahkahaları suyun sesi arasında güzel bir tınıya eşlik ediyordu.

KIZIL ŞEYTAN (BERDEL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin