BÖLÜM 18. "KAVGA"

4.6K 209 25
                                    

Keyifli okumalar...

Şarkı ; Yıldız Tilbe -
Dizine Dursun!

☆▪︎☆▪︎☆

"Ne kadar da meraklısın kül olmaya!" Dudakları arasında geçen alaylı cümle ile durumu uğrarken kirpiklerini kırpıştırdı. Liya anlamaz bir şekilde Hazar'ın tepkilerine bakıyordu. Sonra bir anda iki eli Liya'nın kollarında tutarak tam dibine kadar çekti okyanusu andıran gözleri sert bir dalga gibi yosunlara çarparken yutkunan Liya'nın mimiklerine dikkatli bir şekilde bakıyordu.

"Benim için kül olma Liya! Hiç bir erkek için kül olma! Bundan sonra da olamazsın zaten. O ayrı bi konu yaşa benim için yeterli. Yanım da kal" Son cümlesini sessiz bir haykırış gibiydi. Boğazında oluşan yumru ile yutkunmak zorlarken ona dikkatli bir şekilde bakan susmuş Liya'nın gözlerinde yeniden hayat buluyor gibi.

Korkak gibi davransa da yaşayacakları şey her ikisi içinde farklı olacaktı. Boğazını temizleyerek Liya'nın kollarını serbest bıraktı. Transtan çıkmış gibi kendine gelen Liya oldukları durum da yüzü yanarken kaybettiği utanma duygusu şuan da kendini göstermeye başlamıştı. Hızlı davranarak Hazar'ın kucağından kalkarken aceleci tavrı ve az daha düşeceği sırada Hazar tutmuştu Liya'yı bu durum Hazar'ı güldürürken başını iki yana salladı.

"Sakarlığa doyum olmaz" Bakışları Liya'nın üzerinde dolaşıyordu. "B-ben" kekeleyerek konuşmaya çalışırken ne diyeceğini bilemez bir şekilde susmuştu. Banyodan hızla çıkarken arkasından gülen Hazar'ın sesi dolduruyordu ve bu da daha fazla kızarmasına sebep oluyordu.

Banyo kapısını ardından kapatıp sırtını yasladı. Eli kalbinin üzerine giderken fazlasıyla hızlı atıyordu. Elini yumruk yaparak bir kere vurdu. "Bu neyin hızı böyle?" Bilmediği soruları kendine sorarken başını iki yana salladı. Vakit kaybetmeden üzerini değiştirip aşağıya indi. Hazar'a yardımcı edebilecek birini çağırdı. Korumalardan biri hızla yukarıya çıkarken vakit geçmesi için terasa ilerlemişti. Derin nefesler alarak bakışlarını serin serin saçlarının arasında gezen rüzgâra çevirdi.

"Kocan yukarıda tek başına senin burda ne işin var?" Liya duyduğu sesle derin bir nefes alarak gözlerini sabırlı bir şekilde kapattı. Ağır bir şekilde açarak konuşan Ayşe hanıma döndü. "Gözüm yollarda kalmıştı. Ayşe yenge acaba ne zaman gelip laf sokmaya çalışacak?" Diyerek karşılık vermişti. Bu kadına ne zaman denk gelse her defasında laf sokma çabasındaydı.

"Ne münasebet canım! Ne laf sokması kocanın neden yanında değilsin diye sordum." Diyerek tek kaşını kaldırdı. Sorgular hali bile yadırgayıcı bir tavırdı.
"Hava almak istedim." Tek kaşını kaldırarak Ayşe'nin gözlerinin içine baktı. "Kocanla beraber al! Niye tek bırakıyorsun. O zaten yarubuçuk!" Sesi hafif alaylı kokarken Liya'nın kaşları çatılmıştı.

"Kocam olmadan da nefes alabilirim! Bu sizi ilgilendirmez. Ve rica ediyorum bir daha kocam hakkında öyle konuşmayın! Yoksa sonuçlarına katlanırsınız!" Farkında değildi fakat fazlasıyla sinirini hoplatmıştı. Derdi neydi Liya bilmiyordu fakat altında da kalmazdı.

Bu sefer Ayşe'nin tek kaşı kalkmıştı. "Gerçekler canını mı! Acıttı ay kıyamam! Bildiğin bir şeyi kendinden saklama gerçeği yüzüne diziyorum!" Diyerek hafif bir tebessüm etti. "Sizi son kez uyarıyorum! Bir daha bu tarz konuşursanız benden günah gi-" sözünü yarıda kesmişti Ayşe. "Ne yapacaksın dilde papuç gibi ama icraat yok! Hadi bebekim köşede ağla kocanın arkasından itte! Yürümeyi öğrensin." Ayşe'nin sözleri biter bitmez Liya büyük bile görmediği kadının sarı saçlarına yapıştı.

Hızla saçlarını kendine çekerek kulağının dibinde durdurdu. "Edebi olmayana edep, saygısı olmayana saygı gösterilmezmiş!" Koca bir çığlık atan Ayşe'nin sesini duyan birçok kişi terasa toplanmıştı. "Hadi şimdi de kullan sarf ettiğin iğrenç cümlelerini? Nerde kayıp giden cesaretin? Ay kıyamam canım ya dilini mi yuttu?" Acıdan çığlığı atmaya devam eden Ayşe Liya'nın gözlerinin içine korkuyla bakıyordu.

Odaya giren Solmaz hanım ağzı açık bir şekilde Liya'nın ve saçlarını tuttuğu Ayşe'nin korku dolu gözlerini şaşkınlıkla öylece baka kalmıştı. Odaya giren Murtaza bey bir anlık şaşırsa da vakit kaybetmeden Liya'nın yanına giderek gür sesiyle odayı inletmişti.

"Ne oluyor burda böyle!" Liya duyduğu Murtaza beyin sesi ile hızla eline doladığı sarı saçları hiçte nazik olmayan bir şekilde savurdu. Serbest kalan Ayşe hanım acıyla çığlık atmasına rağmen bir damla göz yaşı bile dökmezken Murtaza beyi görür görmez sahte gözyaşlarıyla yanaklarını ıslatmaya başlamıştı.

Onları ayıran Murtaza bey kaşları çatık bir şekilde iki geline bakıyordu. Liya parmakları arasında kalan saçları elini sirkeleyerek savurdu. "Edep nedir bilmeyen Ayşe hanıma sorun vurdum duymaz kullandığı kendi kulağının bile duymadığı cümleleri dile dökmemesi gerektiğini bilmesi gerekiyor." Başını öne eğmeden dik bir şekilde Murtaza beyin gözlerinin içine baktı.

Murtaza bey bir kez daha dik başlı olan gelini Liya ile gurur duyarken bakışları Ayşe'ye kaydı. Dinmek bilmeyen gözyaşlarını parmak uçlarıyla siliyordu. "Ya-yalan söy-söylüyor." Sanki saatlerce ağlamış gibi dili bir birine dolanıyordu. Bu kadar iyi bir oyuncu oluşuna şaşıran Liya gözlerini yumarak sakinleşmek için derin nefesler aldı.

Belki bir ay oldu olmadı bu konağın gelini olalı bu zamana kadar da hiç kimse ile bir sorunu olmadı taki bugüne kadar. Uzun yılları olan Ayşe'ye mi inanacaklardı. Bir ayı dahi yeni yeni dolacak olan kendisine mi.. İşte burda ezilmeye mahkum gibi hissetti. Fakat buna rağmen boyun eğmeyecekti ne olursa olsun hatalı değildi kadının kullandığı cümleleri kim duysa delirirdi.

"Uzun yıllar gelininiz bana inanmamıyı seçmenizi anlarım. Fakat ben bildiğim doğrudan da şaşmam hatalı olsam boyun kıldan ince ama hatalı değilim ben!" Yutkunarak bakışlarını kaçırmadan Murtaza beyin gözlerinin içine baktı. "Sana doğrudan şaş demem kızım! Bildiğin doğru seni yanlışa çekmesin." Cümlesindeki gizli cevapla hafif bir tebessüm etti Liya. 'Seni sürüklemesin oyunlarıyla' demekti bu hala iç çekerek ağlayan Ayşe'ye döndü Murtaza bey.

"Hadi odana çık Ayşe!" Ayşe şaşkınlık içinde Murtaza beyin gözlerinin içine baktı. Liya ceza almayacak mıydı? Burda canı yanan kendisiydi. Belki Liya'yıda kalben yaralamıştı fakat bu onun umrunda değildi. Şuan tek istediği Liya'nın kesinlikle ceza alması gerekiyordu hak ediyordu. Güzelim sarı saçlarının yarısı Liya'nın parmakları arasında kalmıştı. Oysa ne güzel bakmıştı saçlarına ve eve gelen bu cadaloz kız saçlarını mahvetmişti.

Sanki olduğu konumu da kaybediyor gibi hissediyordu. Buna izin vermemeliydi engel olmalıydı ki! Zararlı çıkan kendisi değil Liya olmalıydı. "Ağam haksızlık saçlarımı yoldu. Sebepsizce ceza alması gerekiyor Ağam!" Üste çıkmaya çalışan kadına tek kaşını kaldıran Liya uslanmaz bir kadın olduğunu bir kez daha anlamıştı.

"Burda kimin haksız olduğunu ikimizde biliyoruz! Ayşe gelin! Çok uzatma istersen! Çık dinlen odanda hayde." Kaşları çatık bir şekilde Ayşe'nin gözlerinin içine bakıyordu.

Ayşe yenilgiyle Liya'ya bir bakış atıp arkasını dönerek merdivenleri tırmandı. Liya derin bir nefes alarak yutkundu. Bakışları Murtaza beyin üzerinde gezindi fakat birşey demeden ordan ayrıldı odaya gelen çalışanlarda geri işlerine dönerken terasta Liya ve Solmaz hanım tek kalmıştı.

Solmaz hanım kendine gelir gelmez koca bir kahkaha attı. "Haddini iyi bildirdin!" Liya'da hafif bir tebessüm etti. "Haketmişti." Diyerek devam ettirmişti sözlerine Solmaz hanım.

"Kim neyi haketmiş?" Duydukları sesle hızla ikisi de arkasına dönerken ağır ağır gelen Hazar'daydı bakışlar umarım bir sorun çıkmazdı anlatılacaklardan sonra...

☆▪︎☆▪︎☆

Düzenlendi. ✔️

Bölüm sonu!!

Evet bir bölüm daha bitti.

Nasıl buldunuz ay Ayşe hak etti ama demi?

İçimin yağları eridi sbsbsbsbsb

Bir sonrakin de görüşmek üzere.

Allaha emanet olun 📚🫠

KIZIL ŞEYTAN (BERDEL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin