BÖLÜM 33. "AYARSIZ DİL!"

2.6K 118 6
                                    

Keyifli okumalar...

Şarkı ;
Cimilli İbo
Gel aşalım aşalım

☆▪︎☆▪︎☆

"Emrine amedeyim! Nikah olduktan sonra seni benim elimden kim alacak?" Fısıltılı sesini Liya'nın kulağına doğru üfledi.

Kalbinin ritmi hızla atarken yutkunarak bakışlarını Hazar'ın gözlerinden kaçırdı. "Benim az aşağıda işim vardı. Halledip
Geliyorum!" Dedi ve hızla oturduğu yerden Hazar cevap dahi vermeden odadan çıktı.

Hazar başını iki yana salladı. "Kaç bakalım nereye kadar kaçacaksın..." Kendi kendine konuşurken bi yandan da güldü.

Kapıyı ardından kapatır kapatmaz sırtını yasladı. Ritmik halinden ve olduğundan fazla hızlı atıyordu kalbi derin bir nefes alarak bugün olanların garipliği içinde dakikalarca orda durdu. Ne aşağıya inip birşey için yardım etti nede başka birşey yaptı.

Tozlu bir yalandı onunkisi ve Hazar'da bunu bile bile kaçamaklığına göz yumuştu. Derin bir nefes daha aldı daha fazla burda kalmanın bir anlamının olmadığının farkına varınca vakit kaybetmeden kaçarak çıktığı odaya yavaş adımlarla ilerledi.

Kalp ritminin kulaklarını arşınlarken bedenin titremesine engel olamıyordu. Minik bir tur attı etrafta bakışları yatakta uzanmış kocasında bir süre dolandı. Gün gün iyi oluyor ve artık bir çok ihtiyacını kendisi karşılıyordu.

Derin bir nefes alarak yanına doğru yaklaştı. Uyuduğunu gördüğünde koca bir soluk vererek yatağa yavaşça uzandı Hazar'a arkasını dönerek bir kaç saniye dolabın aynasından kendisine ve kocasına baktı. Garip bir duygu fakat çok güzel...

Sıkıca gözlerini yumdu. Dudaklarında peydah olan bir gülümsemeydi. Aniden beline dolanan kol Liya bi anda korksa da Hazar'ın olduğunu bilirken kalp ritminin hızı fazlaydı. Hemde olduğundan çok fazlaydı yavaşça Hazar'ın sakalları ilk başta yanağında bir süre dolaştı.

Sonra kulağına doğru dudaklarını götürdü. Sıcak nefesini üflerken ona tepki olarak titreyen Liya ile dudakları kıvrıldı. "Her kaçışının sonu yine benim koynum.." Erkeksi sesi ve dudakları arasından uçuşan nefesi Liya'yı heyecanlandırırken yutkunarak bir milim dahi kımıldamadı. "Her zaman olduğu gibi Kızıl Şeytan'ım.."

İnsanı farklı diyarlara taşıyan bu duygunun adını bilmediği için ruhunun heyecanına ve bedeninin garip bir isteğe tabir tuttuğu bu hissin yabacısıydı Liya kuruyan boğazını yutkunarak ıslatmaya çalıştı. Fakat bir işe yaramayınca bakışlarını Hazar'ın yüzüne yavaşça döndü sadece karanlık odanın içini aydınlatan bir ay vardı birde Hazar'ın masmavi deniz gözleri parıldayarak tüm yüzünü inceliyordu.

Hazar yavaşça elini Liya'nın hızla atan kalbinin üzerine yerleştirdi. Öyle hızlı çarpıyordu ki garip bir şekilde hoşuna gidiyordu çünkü onun için atıyordu kızıl şeytanın kalbi dudaklarını alev alev yanan yanaklara deydirdi.

"Yanıyorsun alev alev.." Yanağına doğru fısıldadı. Liya bir kez daha yutkunarak ıslatmaya çaba gösterdiği boğazını yine hüsrana uğrarken bakışlarını denizin ferahlığından geri çekemiyordu. Titreyen parmaklarını yavaşça kaldırarak Hazar'ın boynunu tuttup kendine çekip göz göze gelmesini sağladı.

"Yanıyorsak ta. Beraber yanalım." Nasıl bir cesarettir ki bi anda dudaklarını Hazar'ın dudaklarının üzerine kapattı. Titrer bir nefesle Hazar'ın dudaklarının arasına doğru inledi. Farklı diyarlara yolculuğa çıkmıştılar bile bir birbirlerinin ruhlarında kaybolurken.

KIZIL ŞEYTAN (BERDEL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin