BÖLÜM 23. "KAYIP ÇOCUK"

3.4K 185 13
                                    

Keyifli okumalar...

Şarkı;
Sezen aksu ; Yetinmeyi bilir misin?

☆▪︎☆▪︎☆

Sayılı bir hayatın içerisinde adım adım ilerliyorduk. Kimimizin ayağına takılan taştan düştüğü yerden kalkamazken kimimiz de düştüğümüz yerden kalkar defalarca düşsekte direnir yeniden dener olmayacağını bile bile savaşırdık kazanan olur bazen bazen de kaybeden.

Boğulmak adı altında nefessiz kalmıştı Liya. Yutkunarak dudaklarını bir birine bastırdı. "Yemin ederim bunların hiç birini bilmiyordum." Söylerken sesindeki tınısı bile acının fısıltısı gibiydi.

Tekerlekli sandalyesi ile biraz daha Liya'ya yaklaşarak arkasında durdu. "Kim isterdi ki?" Dudakları titrerken konuşmakta zorluk çekiyordu. "Bir kadın yüzünden başka bir kadın!" Sanki kendi annesinden bahsetmiyordu. Değişik bir duyguya hapis olurken sanki bu onu koruyacak gibiydi. "En büyük suç babamda... Onu kesinlikle haklı görmüyor." Kirpiklerini kırpıştırdı. "Annem, babam, babamın eşi de suçlu!" Süzülen yaşlar gözlerini bulanıklaştırmıştı.

"Burda suçlu ben olamam değil mi?" Derken arkasını döndü. Hazar ile göz göze gelirken sessizce onu dinlediğini biliyordu Liya. "Senin hiç bir suçun yok! Kendini suçlama." Gözlerinin rengi solmuş bir yeşili andırıyordu. Liya yutkunarak Hazar'ın tam yakınına giderek Hazar'ın kucağına oturdu.

Her ikisi de bir birinin gözlerinin yoğunluğunda kaybolurken süzülen gözlerdeki yaşları silme isteği ile parmak uçlarını Liya'nın yanağına dokundurdu. Liya dokunuş ile gözlerini kapatırken bir damla daha süzüldü şuan ne yaptığı neden yaptığı umrunda dahi değildi. Kaybolduğu bu duyguların arasında çıkmak için bir uğraş gibiydi.

"Suçsuzum dimi ben?" Hala kendini sorguluyordu. "Suçun hiç yok!" Ciddiyet içinde gözlerinin içine bakarak söylemişti. Liya'nın hala kendini suçlaması yanlıştı. Hayatındaki insanlar yanlıştı Hazar'a göre Liya çok saf ve masumdu bu kadar insanın içinde kaybolmayan bir vicdana sahip idi.

Hızla dudaklarını Liya'nın dudaklarına bastırdı. Liya Sanki boşlukta sallanıyor gibiydi. Bir dalın tutmasına ihtiyacı varmışçasına Hazar'ın dudaklarının arasında kendini kaybetmek istercesine araladı. Hazar birkaç saniye beklemişti eğer Liya istemezse çekecekti fakat Liya'nın dudaklarının hareketi ile kendisine verilen komutla bir birlerinin masum öpüşmelerinde kaybolmuştu.

Oysa her iki çiftin de içerisinde kaynayan farklı duygular kendilerini belli ediyordu. Liya farkında olmasa da gün gün Hazar'a alışıyor ve kalp ritminin kontrol edemez bir hal almıştı. Sevmek, aşık olmak nasıl bir duygudur bilmezdi ki.

İkisi de nefes nefese dudaklarını ayırdılar.

Kızıl saçlarının arasından parmaklarını hafif hafif gezdirdi. "Kendini sakın suçlama.. Senin hiç bir suçun yok" Sertçe yutkunurken Liya annesinin ve babasının yaptıkları hata konusunda... Ne düşüneceğini hiç bilmiyordu.

Sanki ne tarafa dönse yüzüne kapıyı çarpıp kapatacaklarmış gibi hissediyordu. Kollarını bir anda Hazar'ın boynuna sardı sanki Hazar'dan başka gidecek kimsesi yokmuş gibi. Başta şaşırsa da Hazar'da elini beline koyarak biraz daha kucağında oturtup kollarını beline doladı.

"Sanki gidecek kimsem yokmuş gibi... Senden başka!" Sesi fısıltıdan ibaretti Liya'nın Hazar duymaz sanırken Hazar söylediklerini duyar duymaz hafif bir tebessüm ederken bir yanı da buruktu. Babası da vardı Liya'nın tek kendisi değildi ki! Bi anda silmiş olamazdı fakat yaralandığı ap açık belliydi.

"Bunu sevdim." Dudakları Liya'nın kulağına yakın olduğu için Liya başını geriye çekerek Hazar'ın Mavi denizlerine baktı. "Neyi sevdin?" Derken sesindeki merak gözlerindeki hüznü unutmak ister gibiydi. "Garipsin Liya!" Ona uydu ve hüznünü ardına atmak için konuyu değiştirmişti. "Nasıl yani?" Merakla Hazar'ın gözlerinin içine bakıyordu.

KIZIL ŞEYTAN (BERDEL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin