Hala Felix'in çıkmasını bekliyorduk. Kimsenin haber vermemesi gittikçe daha da endişelenmemi sağlıyordu. Biraz daha düşünürsem gerçekten kafayı yicektim.
Kafamı dağıtmak için elime telefonumu aldım ama baktığım gibi gördüğüm haberler ile daha da kötü olmuştum.
Bu gün olanlar her tarafa yayılmış
hatta videoları ile beraber haberlere bile çıkmıtı. Şu an tüm ülke hatta belkide dünyanın bir çok yerinde bu konuşuluyordu.Her şey üstümüze gelmiyormuş gibi şimdide bu vardı başımızda. Kafamı telefondan kaldırdığımda uzaktan birinin beni ve Jisung'u çektiğini gördüm. Umursamadan önüme dönücektim ki aklıma dank etti. Eğer hastanenin yeri öğrenilirse büyük bir kalabalık toplanırdı.
Koşarak videomuzu çeken kızın yanına gittim. Beni görmesiyle telefonu hemen indirdi. "Lütfen hastanenin konumunu kimse ile paylaşma, sadece izlenme için işimizi zorlaştırma böyle bir anda"
"Özür dilerim. Kimseyle paylaşmayacağım umarım Felix bey
iyi olur"Kafamı sallayarak kısaca teşekkür ettim. Arkamı geri döndüğümde Jisung'un bir doktor ile konuştuğunu gördüm. Hemen yanlarına gidip ne olduğunu sordum.
"Jisung ne oldu Felix iyi miymiş?"
"Merak etme ameliyat başarılı geçmiş, bir sorun oluşmaması için 1 hafta burada kalıcamış onun dışında şuanlık bir sıkıntı yok"
Duyduklarımla resmen gözlerim parlamıştı. Anlık sevinç ile sıkıca Jisung'a sarıldım. O da karşılık vermişti. Bir kaç saniye sonra kendime gelince aniden geri çekildim. Jisung da hafif utanmış şekilde geri adım atmıştı.
"Hastanın yakınlarısınız değil mi?"
"Evet biziz"
"Felix bey şu an odada bir kaç saate bilinci yerine gelicektir yanına gidebilirsiniz, geçmiş olsun"
Odaya yöneldiğimizde az önce bizimle konuşan doktorun yanında ki adam dikkatimi çekmişti. D-dur bi saniye o
"Jisung Felix'in yanına git"
"Hyunjin nerey-"
Hızla doktor ile konuşan adamın üstüne koştum. Pardon pardon Minho'nun üstüne koştum. Beni görünce doktoru önemsemeden koşmaya başladı. Bir kaç sokak süren koşuşturmamızın ardından bir çıkmaz sokakta karşı karşıya gelmiştik.
"Bak dur 2 dakika konuşalım"
"Sen hangi vicdanla bunu yaptın he? Benim dokunmaya kıyamadığım çocuğa ne yaptığına bak, sözde abi olucaksın"
Konuşurken bir yandan da yavaş adımlarla Minho'ya yaklaşmaya devam ediyordum.
"Olay hiç düşündüğün gibi değil. O benim ailemden kalan tek şey en değerlim benim, ona asla bilerek zarar vermem"
"O yüzden bu halde şu an değil mi? Ayrıca bi kendine bak küçük yaşta kardeşini terketmişsin şimdi ise hırsızlık yapıyorsun önüne geleni bıçaklıyorsun. Felix hala seni sevdiği için ona üzülüyorum"
"B-ben-"
"KONUŞMA. Tek kelime etmeye hakkın yok"
Aramızda santimler varken elimi yakasına attım. Minho hareketsiz duruyor hiç bir sey yapmıyordu. Elimi kaldırdığım gibi yüzüne yumruğu yapıştırıcakken arkadan duyduğuk ses ile arkaya döndüm.
"DUR"
"HYUNJİN DUR HER ŞEYİ ANLATICAM SADECE BİRAZ DİNLE BİZİ"
"Bizi? JİSUNG SENİN BU ŞEREFSİZ İLE NE BAĞLANTIN VAR"
"Hyunjin, lütfen sadece dur ve dinle"
Minho'yu bıraktığımda Jisung koşarak Minho'nun iyi olup olmadığına baktı ardından bana döndü.
"Benim yerime Minho anlat-"
"Sen anlat"
"Tamam başlıyorum"
"O gün.. Minho'nun öldüğü yani en azından Felix'in öyle sandığı gün, Minho bir mafya ile anlaşma yapmıştı.
Zorundaydı buna çünkü parası yoktu. Evin kirasını ödeyemiyor kendi hep aç kalıyordu Felix'i ise zar zor doyurabiliyordu. Ona bu kadar kötü bakmaya dayanamadığı için yaptı bu anlaşmayı. Zaman zaman belirli insanların eşyalarını çalıcak, çalınan eşyalardan gelen paranın yarısa da Minhoya verilicekti ama öncesinde ortadan kaybolması gerekiyordu ki kimse ondan şüpelenmesin Felix de dahil. O gün o depremde gerçekten Minho'nun çalıştığı bina yıkılmıştı ama Minho orda değildi. Aslında plan dışı ilerlemişti bu ama işlerine gelmişti. O gün kullandıkları sahte ceset sayesinde Felix'i inandırmışlardı. Zaten küçük bir çocuktu sadece. Minho ne kadar bunu yapmak istemesede kardeşine daha iyi bir hayat sunmak istiyordu. Günler geçtikçe 2-3 eşya ile başlayan çalmalar bu günkü gibi banka soygunlarına döndü.""Felix zegin olunca neden bırakmadın peki? Neden Felix'i daha da fazla yalnız bıraktın?"
Bu sefer Minho devam etti.
"Haberleri görünce anında bırakmak istedim ama bu sefer o başımdaki adam bana engel oldu. Gidersem Felix'e zarar vermek ile beni tehtit etti ki bunu yapardı da. Mecburen devam ettim. Ona zarar geliceğine beni ölmüş bilmesi çok daha iyiydi. Ama bu son soygunda işler yolunda gitmedi. Devamını biliyorsun zaten"
"Sizin aranızdaki ilişki ne o zaman?"
"B-biz sevgiliyiz"
"NE"
"Ünüversite de Felix ile yakın arkadaş olduğumu farekedince Minho bana ulaşmıştı. O şekilde konuşmamız başladı. O günden beri iletişimdeydik. Ara sıra buluşuyor ben ona Felix ile ilgili yaşadığı her şeyi anlatıyordum bu konuşmalar giderek artınca aramızdaki ilişki de değişti işte ama kimseye söyleyemezdik tabi."
"Peki Minho madem kardeşini bu kadar seviyorsun ona bunu neden yaptın?"
"İstemeden oldu.. Polisleri görünce mecburen saklanmam gerekiyordu arkamdan biri koşmaya başlayınca polis sandım. Yakalanmamak için yaptım hepsini. Felix'i en azından daha fazla görebilmek için yaptım ama onu bu hale düşürdüm..."
Dokunsam ağlayacak hale gelmişti Minho. Az önceki cesaretinden eser yoktu. Ben ise hala duyduklarımın şokundaydım. Suçlu sandığım Minho'nun tek isteği kardeşini korumakmış oysa. İşte şimdi tamamen çıkmaza girmiştik.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Artık daha hızlı yeni bölüm
atıcamm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Today different will happen~Hyunlix
Fanfiction"Beni bırakırsanız istediğiniz kadar para verebilirim" "istediğim şey para değil bay Lee" (...) Felix gözlerini kapatmıştı adamın nefesini yüzünde hissediyordu. Dudaklarına değen dolgunlukları hissetmesi çok sürmemişti... NOT: Fic eskiden kaldığı...