0.6

15.3K 867 204
                                    

Selaaaam

Ay bölümü ne şartlarda yazdığımı tahmin edemezsin.

Yetiştirdim çok şükür

Hadi iyi okumalarrrr

-----------------

Öğlen saatlerine yaklaşıyorduk. Soğuk geçen gece güneşin tam üstümüze dikilmesiyle birazda olsa kırılmıştı. Tellerin arkasına oturmuş o insanlarla beraber gecemi geçirmiştim. Yemeğimden suyumdan paylaştırmıştım en çok ihtiyaç duyanlara.

Gözüme gram uyku girmemişti. Sabaha karşı ise tellerin dışına çıkıp çocuklara moral vermek açısından onlarla konuşmuştum.

Açıkçası şu durumda ne kadar moral verilebilir hiçbir fikrim yoktu ama elimden gelen ne varsa yapmaya çalışıyordum.

Abimin bir an önce gelmesi ya da bir şeyler yollaması tek temennimdi. O da bir günden önce halledemezdi.

"Yardım edin! Ne olur yardım edin!" Koşarak kadının yanına gittiğimde çocuğuna sımsıkı sarılmış olduğunu gördüm. "Neler oluyor?!"

"Ölüyor çocuğum üşüyor ölüyor"çocuğu kadının kolları arasından çektiğimde bilincinin tamamen kapalı olduğunu fark ettim.

Elim ayağım birbirine dolanırken üzerimdeki hırkayı çıkarıp sıkıca ona sardım. "Dayan bebeğim dayan"

Kollarım arasına alıp içeriye doğru koştuğumda bir asker durdu önümde. "İçeri sokamayız"

"Donmak üzere! Ölecek çocuk!"

"Şefim kesin Emir"

"Siz Türk askerisiniz! Bir çocuk! Buna göz yumamazsınız!" Alınarak önümden çekildiğinde hızla kulübelerden birine girdim. Isıtıcı içerisini sıcacık yapmıştı.

Askerden müsaade isteyerek kucağımdaki minik erkeği masaya yatırdım."lütfen geç kalmış olmayayım"

"Nabzına bakalım şefim"ben geri çekildiğimde asker nabzını yokladı. Daha sonrasında "maalesef şefim, nabız yok. Vücut ısısın kendini bulması zaman alır. Eğer yaşıyorsada dayanamaz daha çok küçük"

İçimde bir şeyler yıkılırken minik erkeğin elini tuttum. "Eğer bir şeyler yapılmazsa ölüm artacak"dedim titrek çıkan sesimle

"Bizimde içimiz yanıyor şefim. Ne yapsak diye günlerce düşünüyoruz. Yemeklerimizin hepsini onlara veriyoruz. Bir Türk askeri yediremiyor kendine bunca insanı mağdur bırakmayı"

"Anlıyorum sizide." Hırkamla minik erkeğin yüzünü kapatıp "güzel bir yere gömelim. Duası da yapılsın mutlaka"

"Tabi şefim. Ben hallederim" içim sızlasada kalbim acısada çocuğu orda bırakarak çıktım.

"Çocuğum!"tellere yapışan kadını gördüğümde içim daha buruklaşmıştı. Evladından olmuştu bir anne.
Yavaşça ona doğru yaklaşarak elini tuttum. "Eminim orda daha mutlu olacak. Meleklerle beraber" yüksek haykırışlarla yere düştüğünü gözlerimi kapattım. Gözümden bir yaş yanağıma doğru süzülürken devamının gelmemesi adına hızla uzaklaştım. Sesleri duyamayacak onları göremeyecek kadar uzaklaştım.

Sınırın bizim taraf kapısına ulaştığımda askerlerle konuşan abimi gördüm. Şuan ona sarılmaya gerçekten ihtiyacım vardı.

Koşar adımlarımı o tarafa çevirdiğimde ne konuştuklarını duyabilecek duruma gelmiştim. "Yarbay Harun Demirbağdan iznim var"

"Haberimiz var Arda bey. Buyrun"onu içeri alacaklarken beni fark etmesiyle koşarak yanıma geldi ve kollarını sıkıca sardı. "Çok şükür iyisin"

VATAN TARİFİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin