Selamlar efendim.
Final bölümünün son partına hoşgeldinizzz.
MfldldşsçsçsçsKitabımızın ana bölümlerinin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Yaz yaz bitmeyen bir bölüm oldu. Duygu yüklü bazende yalan söylemeyeceğim uf artık bit diyerek yazdığım bir bölümdü.
Umarım güzel bir kapanış yaparız.
O zaman sizeee iyi okumalarrrrrr
------------------
1 ay sonra
"Gülme öyle vallahi tontiş bacaklarını ısırırım senin çocuk!" Asena sırıtırken çorabını giydirip kucakladım. "Bugün Alp amcanın tedavisinin son günü. Umuyoruz ki ayaklanacak. Şimdi Kaan amca bizi alıp hastaneye götürecek. Orda biraz bekleyeceğiz. Anlaştık mı?"gülümseyerek tonton yanaklarından öptüm. "Oh kusmuk kokulum benim ya!"
Çocuk öyle bir şeydi ki kendi canından,kendi kanından içini sımsıcak yapan,ona baktığında tüm dertlerini alıp götüren, sana can verendi.
Öyle bir sevgiydiki bir tarifi yoktu. Hiçbir kadının anne olmadan anlayabileceği bir duygu değildi bu. Koca bir bilinmezlikti ama o bilinmezlik yormuyordu insanı. O ayrı biri değildi o benden bir parçaydı. Kendime ne yapsam onun içinde aynısını geçiriyordum içimden.
İki buçuk aylık olmuştu. Emirsiz koskocaman iki buçuk ay. Arama çalışmaları ilk zamanlar kadar yoğun değildi ama hala bırakılmış değildi. Hiç kimse hiçbir iz bulamıyordu. Ölüm raporu için benim onayımı bekliyorlardı ama asla asla vermezdim o rapora onay. Çünkü Emir yaşıyordu. Emir nefes alıyordu. Biliyordum hissediyordum. Benim kızımın babası kızı için dönecekti. Belki geç,belki erken. Belki kolay,belki zor yollarla. Benim ümidim,inancım ve ona dair her şeyim tamdı. Kalbim yokluğuna bile sadıktı.
Gözlerimi kapasam onu görüyordum açsam yine görüyordum. Çoğu kez sarılmıştım ama sadece hayalden ibaret çıkmıştı. Gün içinde bir sürü halüsinasyon beni kandırıyor tuzağına düşürüyordu ve ben her seferinde Emir'in geldiğine inanıyordum. Bir gün karşıma geldiğinde yine hayal sanacağım bir gerçekle var olacaktı.
Zilin çalması beni düşüncelerimden arındırarak o tarafa doğru çekti. "Kaan amca geldi galiba"kapıya doğru ilerleyerek kulba uzandım. Asena kucağımda mızmızlanırken kapıyı açmıştım. Kapıyı açmamla Asena'nın saha gür bir ses ile ağlaması bir olmuştu. Karşımda gördüğüm kişiyle gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım. "Emir?" Dedim inanamayarak. O bir şey demek yerine şaşkınca bize bakıyordu. "Emir"dedim bir kere daha ama yine cevap vermemişti.
Derin bir nefes alıp gözlerimi yumdum. Geri açtığımda ise Emir değilde Kaan olduğunu fark ettim. "Eslem iyi misin?"kafamla onaylayarak hızla evden çıktım. "Kusura bakma"
"Yok estağfurullah da. İyi olduğuna eminsin değil mi?"
"İyiyim arada oluyor. Sıkıntı yaratacak bir şey değil."bir şey diyemediğinde hızla arabaya yerleşmiştim. O da bindiğinde hastaneye doğru sürmeye başladı. Gözlerim camdaydı. Demin yaşanan olayı hazmetmeye çalışıyordum. Her seferinde aynı hayal kırıklığına uğramak beni mental açıdan yoruyordu. Her seferinde umudum şenleniyor ama hayal olduğumu görünceistemsiz bir boşluk hissediyordum. Kalbim patlayacak gibi oluyordu. Ne kadar nefes alıp versem ciğerlerime yetmiyordu sanki.
🖤
"Çok şükür"Şevval Alp'in boynuna atladığında ikisininde ağladığını gördüm. Alp çok şükür ayaklanmıştı. Henü, tam tamona hareket sağlayamayacakta olsa geçici bir durum olduğu için hepimiz mutluyduk. Çünkü Alp'in de dediği gibi eğer askerliği bitse işte Alp o zaman gerçekten ölürdü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
VATAN TARİFİ
Teen FictionHer şeyin bir tarifi vardır aynı vatanın olduğu gibi. Peki Vatan sevgisi tarifli midir? Yoksa bu sevgiye bu yola kendini adamış askerlerin mücadelesinin tarifsizliği mi?