Selaaaam
Nasılsınız efenim?
Yok bugün bölüm yazacağım yok edit yapıp atacağım derken bilmem kaç saat uyuyunca bugüne yetiştirmeye çalıştığım bölüm kskflsldlsld
Uffff öyle işte sonuçta bugün attım mı attım? Bence sorun yok.
Oy vermeyi ihmal etmeyiniz efenim.
İyi okumalarrrrrrrr
-------
"Uyuyor şu an."yavaşça elini tutup renksiz yüzüne baktım. "Doktor bir şey demedi mi?"
"Kalp krizi geçirme riski varmış. Fiziksel değil ama psikolojik stresten yıpranmış. Beni gördü yüzü düştü zaten."abimi onaylayıp anneme döndüm. Ne hissedeceğimi bile bilmiyordum.
"Anne?"
"Anne döndüm işte kalk"sesim öyle titrek çıkmıştı ki abim beni göğsüne doğru çekip sıkıca sarıldı. "Ağlamak yok değil mi?"göğsüne sığınıp akmaya hazır olan yaşları bıraktım.
"Ah be güzelim."saçlarımın üzerinden öpüp"geçecek. Üzme kendini. Şu an iyi ona bak sen"
"Kötü hissettim. Çok kötü davrandım"
"Abicim. Her şeye rağmen annemin tüm yaptıklarına rağmen gayet iyi davrandın. Böyle düşünme."
"Ben gittiğim için mi oldu?"
"Hayır alakası yok. Eminim sosyete de ki şeyleri takmıştır. Bilmiyor musun annemi?"
"Öyle de ne bileyim?"abimden ayrılıp anneme döndüm. Benim ona dönmemle gözlerini hafifçe aralamıştı. Beni gördüğü an gözlerinin içinin parladığını gördüm. Eliyle ağzındaki solunum cihazını çıkartıp "kızım!"
"Anne niye çıkartıyorsun?! Tak tak!"
"Gelmişsin!"
"Geldim de şu cihazı tak"yine beni asla dinlemeyip konuşmaya devam etti. "Niye bu kadar geç kaldın?!"
"Anne uçak. Bir de karşı yakadan geldim trafikte vardı. Anca oldu."
"Gitmeyeceksin değil mi?"
"Anne şu maskeyi tak! Doktorlar süs olsun diye takmadılar onu değil mi?"
"Çok şükür. Döndün."
"Anne döndüm. Ama senin iyi olman gerekiyor. Lütfen dediğimi yapar mısın?"kadın beni asla sallamıyordu. Hafifçe doğrulup "telefonum nerde? Hemen haber vereyim"
"Kime neyi?"
"Kızımın döndüğünü bizim ekibe boş boş haberler yapmasınlar!"
Ağzım açık anneme bakıyordum. Rengi benzi hatta hali bile yoktu ama yine de sosyeteyi düşünüyordu.-Emir Asaf-
Odaya girip yığılırcasına kendimi koltuğa bıraktım. "Ne yaptın?"dedi Oğuz elindeki kahveyi uzatarak. Kafamla reddedip sorusuna döndüm. "Boş şeyler için çağırıyor."
"Ne dedi yine?"Kaan ve Alparslan tenis masasında oyun oynarken Barlas elinde ki telefonla oynuyordu. Uraz ise kitabını okuyordu. Şevval göreve gönderilmişti. Bize de görev gelmesi yakındı.
"Eski mevzuları açıyor. Yok hala ümit varmış. Yok bizden olurmuş. Başımı ağrıttı bir sürü!"
"Yuh. Yüzsüz"
"Aynen öyle. Sırf benim için sınırın ağır çalışma şartlarına katlanıyormuş."Oğuz kahkaha atarken Alparslan arkadan atıldı. "Bir de bayılsaymış"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
VATAN TARİFİ
TienerfictieHer şeyin bir tarifi vardır aynı vatanın olduğu gibi. Peki Vatan sevgisi tarifli midir? Yoksa bu sevgiye bu yola kendini adamış askerlerin mücadelesinin tarifsizliği mi?