3.1

9K 481 188
                                    

Güncel okuyanlar için Günaydınnn
Sonradan okuyacaklar için selammlarr efenim

Yine dayanamadım bitirdiğim gibi attım bölümü.
Ders öncesi motivasyon olsun. (Yaşanacak kötü şeyler için yalakalık yapamazsın fkdkfldld)

Bu bölüm kötü değil ama.

Şunu da unutmamak lazım her kötü şeyi arkasından güzel bir şey gelirmiş.

O zaman size iyi okumalarrr efenimmm.

-------------------

Oğuz'dan

Alp yanımda söylenmeye devam ederken artık susması için dua ede ede ilerledim. "Başka asker mi kalmadı a##na koyayım. Paralı askerleri ne diye göreve ortak yapıyorlar?!"tam ağzımı açıp patlayacakken Emir benden önce davranmış sert bir sesle "Alp! Yeter da! Bir bildikleri var herhalde!" 

"Paralı askerlere güvenmem ben! Ya satarlarsa!"

"Alp dedim!"Emir'in çıkışmasıyla Alp onun duyamayacağı bir seste söylenmeye devam etti. Yol boyu sabır çekerek geçmişti.

"Komutanım burası"Barlas'ın verdiği konumla durduk. Etraf sakindi hafif bir kar yağışı havaya hakimdi.

"Buluşma noktasını burası vermişler ama kimse yok gibi"

"Etrafı kolaçan edin. Dikkatli olun herhangi bir tuzağa düşmeyin"

"Emredersiniz"hepsi orantılı olarak bölgelere dağılarak etrafa göz atmaya başladılar. Bende bana düşen tarafa doğru ilerledim. Özellikle alanda dikili olan evlere dikkat ederek ilerledim. Kulaklarım en ufak bir çıtırtıyı duyma amaçlı ful açıktı. Ankara'nın ayazı denilen kadar fenaydı. Açıkta olan ten kısımlarımı yakıp geçiyordu. 

Bir iki adım daha ilerledim. Terk edilmiş beş on evden oluşan minik bir köy tarzı bir yerdeydik. Sınır içinde olmamız daha temkinli olmamızı sağlarken aynı zamanda bizi biraz daha kısıtlıyordu. 

Bir iki adım daha ilerledim ama zaten küçük olan sokağın sonuna ulaşmıştım. Bir kere daha etrafa göz atıp arkamı döndüğüm sırada sokağın başında bizimkiler dışında birini görmemle belimde asılı olan silaha sarıldım.

"Elindeki silahı bırak!"dedim ona doğru ilerlerken. O da durmuş sadece bana bakıyordu. Biraz daha yaklaştığımda kar maskeli paralı askerlerin giydiği formalardan giyen bir kadın olduğunu anladım. Gözleri kapalı gibiydi. Bir iki adım daha gittim.

"Yalnız mısın? Ekibin nerde?"cevap vermesini beklerken elindeki silahı beline sokup kafasını hafifçe kaldırdı. Gözlerini araladığında ise bedenim olduğu yerde kaskatı kesilmişti. Bu mavileri nerde görsem tanırdım. Tanırdım ki şu an tam karşımda o formanın içinde duruyordu. 

İhtimal vermek istemedim. Sadece unutmuştum belkide o gözler bu gözler değildi. Yıllar geçmişti belki de tanıyamıyordum artık. Leya teröristti. Leya yıllar önce seçimini onlardan yana yapmıştı. Şimdi karşımda bu formalarla duruyor olma ihtimali imkansızdı. Gerçekten imkansızdı.

"Ekibim ekibinin yanında."ses tonu tek tek iliklerime işledi. Kalbim ağrımaya başladığında ise teselli amaçlı sürekli görevde olduğumu hatırlattım kendime. Şu an olanlara gram anlam yükleyemiyordum. Ne diyeceğimi de şaşırmıştım. Her gidişi ve her gelişi şaşırtıcıydı.

"En sevmediğin his hala pişmanlık sanırım"bir iki adım daha yaklaştığında ayakkabılarımızın uçları birbirine değmişti. Mavileri mavilerimin üzerinde durup "hala sevmiyorsun pişman olmayı. Hala okuyabiliyorum gözlerini"yavaş yavaş toparlayıp en soğuk ifademle baktım gözlerine. "Neler çeviriyorsun bilmiyorum ama gözüm üzerinde!"parmak uçları hafifçe elime temas edip biraz elimin üzerini okşadı.  Hiçbir tepki vermeden dümdüz yüzüne bakmayı sürdürdüm.

VATAN TARİFİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin