0.3

18.5K 1K 254
                                    

Merhabalar efenim. Nasılsınız?
iyisinizdir umarım.
Ayyyy ben bu kitabı yazarken aşırı zevk alıyorum. İnşAllah okurken sizde aynı zevki alıyorsunuzdur.
Bu açıklama kısımlarını okumayı bende sevmem o yüzden çok uzatmayayım iyi okumalarrr

————-

Kapıyı üç kere tıklattırdıktan sonra içeriden gelen izinle odaya girdim. Harun yarbay doğrularak yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

"Hoşgeldin şefim gel gel otur"arkamdan kapıyı kapatarak "hoşbuldum"dedim ve işaret ettiği deri koltuklardan birine oturdum.

"Bir sıkıntı yok ya Yarbayım?"

"Yok yok çok şükür bir sıkıntımız yok aksine"masaya doğru yaklaşıp ellerini masa üzerinde birleştirdi. Bu beni biraz daha germişti. Bilinmezlik beni yorardı ve ben şu an anında yorulmuştum.

"Biliyorsun sınırdayız ve sınır oldukça mülteci alan bir kesim"

"Evet"

"Bizimde şehrin dışında sınır bölgesinde bir mülteci kampımız var. İki yüze yakın aile orda yaşam sürüyor ve temel ihtiyaçları konusunda son zamanlarda aşırı zorluk çekmeye başladık. Özellikle yemek konusunda. Tek tük şef buluyorduk ya da gönüllü ama bu hafta hiç bir kişi bile gönüllü olmadı. İnsanlar aç. Kuru ekmeklerle idare etmeye çalışıyorlar. İşin size gelecek kısmı ise bir rica olacak"

"Tabi tabi elimden ne gelirse?"

"Akşam üzeri benimle beraber kampa gelip orada ki insanlara yemek yapabilir misiniz? Tabi hem time hem oraya yapmak yoracaksa tabi sizi anlarım"

"Yok canım olur mu öyle şey? Ben burdan önce de günde iki yüz kişiye yemek yapıyordum. Benim açımdan hiçbir sıkıntı yok. Hastaların yemeklerini hazırlar teslim ederim. Kaçta gidiyoruz?"

"Yol bir saat sürüyor. Altı da çıksak yedi de orda oluruz. Akşam yemeğini de bir saat içinde hazırlasanız yetişiriz. Uygun mudur?"

"Tabi ki siz nasıl uygun görürseniz"

"Çok sağolun Eslem hanım. Size oldukça fazla vefa borcumuz oldu"

"O ne demek yarbayım. Sizin niye bana vefa borcunuz olsun? Mülteciler ortak sorunumuz. El atmak yardımda bulunmak benim boynumun borcu. Sizinle alakası yok asıl benim vatana olan vefa borcumdur bu." Son cümlem kocaman gülümsemesine sebep olmuştu. Tamamen içten ve tüm samimiyetimle konuşmuştum. Dediklerimin de arkasındaydım her ne olursa olsun,

Annem duysa kalpten hastanelere falan düşebilirdi orası ayrıydı ama duyabileceği bir sistem yoktu. Ya da duyurabilecek biri. Bir akşam yemeği çok zor bir şey değildi. Çok vaktimi de almazdı. Muhtaç olan insanlara olan borcumdu ve yapmak zorundaydım bu bir seçenek değildi.

"Öyleyse ben çıkayım yarbayım. Dediğimiz saatte bahçede buluşuruz"

"İnşAllah şefim buyrun çıkabilirsiniz"samimi bir gülümseme sunup odadan çıktım daha sonra ise askeriye koridorda ilerledim. Duvarların kiminde harita kiminde bayrak kiminde istiklal marşı vardı. Bir duvar ise tamamen şehitlerin fotoğraflarıyla donatılmış anıt köşesi gibi kullanılıyordu. Yanımdan bir kaç üniformalı asker geçtiğinde ister istemez göğüsüm gururla kabarıyordu. Bundan önce vatana karşı bu kadar sevgim olduğunu hiç fark etmemiştim. Burayı görene kadar. Askerleri görene kadar.

Ailelerinden ayrı tamamen farklı bir hayat sürüyorlardı. Ölüm hepimize yakındı ama sanki onlara daha yakın gibiydi. Gözlerimi kırpmadan ölüme evet diyecek cesaretleri vardı. Güçlüydüler hemde çok güçlü.

VATAN TARİFİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin