Stray Kids - "24 to 25"
Slump|Minsung yayında. İkinci ciddi çalışmam ama daha öncesinde ne hissediyorsam yine aynı heyecanım var. Bu beyleri bitirdikten sonra oradan yürüyeceğim. Umarım onu da merakla okursunuz.
İyi okumalar.
––––––––
"Jeongin haksızlık bu!"
Jeongin kahkaha atarak salona geçtiğinde Jisung mutfakta tepiniyordu.
"Yang Jeongin! Hemen buraya geliyorsun ve beni dudağımdan öpüyorsun!"
"Höst lan," Changbin içtiği sigarasını söndürüp balkona girerken bağıran Jisung'un ensesine vurdu. "Öp falan ne saçmalıyorsun? Git odada yap azgınlığını."
Jisung anlık utanıp yerin dibine girerken kızaran kulaklarını tuta tuta mutfaktan çıktı. "Jeongin!"
Jeongin salonda oturmuş telefonuyla uğraşsa da gülmemek için kendini zor tutuyordu. Jisung da bıkkınlıkla yanına oturup derin bir nefes bıraktı. "Tanrı aşkına... Kahvaltı yaparsak öpeceğim diyerek kastettiğin şey saçımdan öpmek miydi? Onu ben de yapardım!"
"Sana nerenden öpeceğimi söylemedim Jisung. Ağlama."
"Of!" Jisung hayal kırıklığıyla Jeongin'in odasına geçerken Jeongin artık kendini tutamadığı için kahkaha atıyordu.
Minho ve Hyunjin mutfağı toplamayı bitirdikleri için koltukta ikiliyi izlerken Hyunjin başını Minho'nun koluna bıraktı. "Bir gün bana böyle bir şey yapmaya kalkışırsan seni gebertirim Minho."
Minho yapmacık şekilde başını salladı iki yana. "Asla yapmam öyle şeyler."
Hyunjin dalga geçtiğini yüzünü görmese bile anlarken elini yumruk yapıp Minho'nun kasıklarının hemen üstünde tuttu. "Bir daha de bakalım?"
Minho acıtıcı darbenin çok da uzak olmadığını fark ederken elini yumruğun hemen altında yerleştirdi. "Sakın Hyunjin."
"Söz vermezsen gelecekteki çocuklarınla vedalaşırsın."
"Hyunjin!"
Hyunjin ciddiyetini bozmadan yumruğunu daha da sıkıp biraz daha yukarı kaldırdı. "Üç, iki, bir-"
"Tamam ya! Ay tamam söz! Neden yapayım ki hem böyle bir şey? Niye söz verdim durduk yere?"
Minho'nun çaresiz çıkışmasıyla Hyunjin zafer hissini tadıp gülümsedi ve yumruk yaptığı elini açıp Minho'nun yanağına yerleştirdi. "Güzel bebeğim benim." Yüzünü kendinden yana çevirirken dudaklarına yaklaştı Minho'nun. "Sana söz verdirdim çünkü bunu ben yapacağım."
Ardından rotasını Minho'nun dudaklarından çevirip yanağına döndürdü ve Minho'nun yanağına küçük bir öpücük bırakıp hemen ayağa kalktı.
"Hwang Hyunjin!" Minho arkasından bağırırken Hyunjin de kahkaha atarak çocuk gibi seke seke Jeongin'in odasına koştu. "Jeong! Bu ne güzel bir şeymiş böyle!"
Minho salonda öylece dikilirken bir süre sonra siniri bozulduğu için gülmeye başlamıştı. Çok geçmeden telefonuna gömülmüştü ancak çalan kapıyla yeniden kalktı ve girişe ilerledi. "Geldim!"
Kapıda Chan ve Seungmin'i görmesi kendisi için başta farklı bir durum olmazken sonrasında Seungmin'in şiş gözlerini fark etmesi telaşlandırmıştı. "Hey, hey... Neler oluyor?" Emin olmak için bir adım daha yaklaştı Seungmin'e. "Ağladın mı sen?"
Seungmin saklayamacağını anlayınca hissettiği duygusallıkla ceketini ellerinin üzerine kadar çekti fark etmeden. "Hım, biraz ağlamış olabilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brawe With Brave | SeungChan ✓
Fanfiction"Her elementin öfkesi farklıdır. Ateş her yeri kora dönüştürür, su boğar, hava fırtınalarıyla yerle bir eder ve toprak da taş üstünde taş bırakmaz. Aslında hepimiz birbirimizi öldürebilecek potansiyellere sahibiz. Yine de bir şekilde yüzyıllardır bu...