Brawe With Brave | SeungChan ✓

23

Billie Eilish - listen before i go
Ayna - Ölünce Sevemezsem Seni

Aslında buraya koymak için zaman içinde biriktirdiğim çok fazla şarkı vardı ama şimdilik iki şarkı koydum. İstediğinizi dinleyebilirsiniz.

Ben bu bölümün ilk kısmını yazdığımda daha lunapark bölümünü paylaşmamıştım. Anlık gelen bir ilhamla unutmadan yazmak istemiştim. Paylaşacağım günü de heyecanla bekliyordum. Bugüne kısmetmiş.

Geçen bölümdeki yorumlarınızı okurken anladım ki bir şeyleri istediğim gibi aktarmayı başarabilmişim. Çok da üzülmeyin, bir yolunu buluruz.

Bölüm sonunda yeniden buluşalım.

--------

Merhaba Beyaz'ım, canparem, mavinin en güzel tonu...

Sessiz kalmaktan ağzım kesildiği için bir mektup daha yazmak istedim sana. Başka türlü seninle konuşmamın bir yolu yok artık çünkü.

Gittiğin yerin neresi olduğu hakkında hala bir fikre ya da bilgiye sahip değilim. İyi misin? Beni özlemişsindir, eminim bundan. Nereden biliyorsun diye sorma, bilmekten ziyade hissediyorum. Benim de tam göğsümde bir ağırlık var günlerdir. Diğerlerine anlatmaya çalıştığımda bunun "özlem" duygusu olduğunu söylediler. Aslında bu duyguya yabancı sayılmam, daha öncesinde de özlediğim şeyler olmuştu. Ancak hiçbiri bu denli şiddetli olmadığı için adlandıramadım bu sefer. Bir nevi onların yalancısıyım.

Kütüphaneye de gidemedim henüz. Ama en kısa zamanda bir araştırma yapıp nereye gittiğini ve neler hissediyor olduğunu öğreneceğim. Sözüm olsun.

Kim bilir, belki bir yolunu bulur ben de yanına gelirim. Erken kavuşabilirsek bunu kutlamayı unutmayalım. Sen kutlamaları seviyorsun.

Bugün Jisung ile çok büyük bir tartışma yaşandı aramızda. Doğruyu söylemek gerekirse gittiğinden bugüne geçen günlerin sayısını 30 gün olarak hesaplamıştım. Ancak Jisung'un söylediğine göre daha üç gün geçmiş. Hatalı olduğunu savundum. Yalan söylediğini bile iddia ettim. İstemeden de bağırdım sanırım biraz. Gerçi bu boğaz ve sesle ne kadar bağırabilirim emin de değilim çünkü günlerdir kendimi sıkmaktan boğazım indi. Jisung'un beni kendime getirme çabasına hayran kaldım. O anda öylesine büyük bir öfke krizi geçiren birisine kendini duyurmak ne kadar zordur bilirsin. Ama Jisung bir yolunu bulup bunu başardı. Boşuna en yakın arkadaşım değil.

Az önce saydım da, sen gideli geçen sözde "üç" günde 13 mektup yazmışım sana. Hepsini bir anda göndermek istiyorum. Mektup okumayı sevdiğini biliyorum. Oturup uzun uzun okuyabilirsin. Tabii gittiğin yerde oturmak gibi bir eylem mümkün oluyorsa.

Daha önceki mektuplarımın hiçbirinde cesaret edip bahsedemedim ama gidişinin ilk günü hayatımın en uzun günü oldu. 21 Haziran'ın en uzun gün olduğunu söylerlerdi. 21 Aralık'ın da en uzun geceye ev sahipliği yaptığını... Ancak ben o gün tüm bu bilgilerin koca birer yalan olduğunu öğrendim. En uzun gün ve en uzun gece senin benden gittiğin ilk güne ait. Üstelik ikisi farklı farklı zamanlarda değil tek bir yirmi dört saatte toplanmış.

Tüm bu farkındalıklarımdan sonra bir karar aldım. Mektubumu yazmayı bitirir bitirmez kendime yeni bir takvim tasarlayacağım. Ancak zaman dilimi standart zaman dilimiyle aynı sürede ilerlemeyecek. Üç günün bir ay sürdüğü, yılın en uzun gece ve gündüzün bir günde yaşandığı bir takvim. Başına geçersem başka şeyler de ekleyeceğimden eminim. Ancak şimdilik yalnızca bu kadarı canlanıyor aklımda.

Tüm bunlardan sıyrılıp ilk güne dönersem, sanırım ilk kez ne hissedeceğimi bilmediğim bir durumla karşı karşıyaydım.

Kollarımın arasında kıpırdamadan yatıyordun. Son sözünde bile bana olan sevgini dile getirdiğini bilmek, aklımı kaybetmeme sebep olacak son damla olmak üzere. Ama bir sorun değil bu. Hala sıkı sıkı o anımıza tutunuyorum.