Düzenli okuyucular da var galiba. Desteklerini somut olarak gösteren baloncuklarıma da ayrı teşekkür ederim. Yeni bölüm biraz da sizin için.
Hepinize iyi okumalar.🫧
––––––––
Chan yatağında uzanmış açık perdesinden dışarıyı seyrediyordu. Hava kapalıydı, derse giderken bir hoodie giymesi gerekecekti.
Uyanalı çok olmuştu ancak gece olanları düşündükçe hiçbir şey yapmadan öylece uzandığı yatağında Seungmin'i düşünmek istiyordu.
Tanrım... Bir şeyler bozulacak diye ödüm kopuyor.
Yüz üstü yattığı için çıplak sırtının üşüdüğünü hissetti. İçindeki ateşini kullanarak kendini ısıtmaya çalışıp kalçasına inmiş yorganı boynuna kadar çekti. Kollarını yastığının altına yerleştirdi ve odasının dışından yükselen sesleri dinledi.
Changbin yine acıktığını söyleyip ev halkına serenad yapıyordu, Minho ona takılıyordu. Felix'in yükselen kahkahası Changbin'in bağırışlarına karışıyordu.
Her zamanki halleri kendi seyrinde devam ederken huzurla gülümsedi.
Jeongin'i duymuyordu. Elementini hissetmeye çalıştı ama uzakta olmalıydı. Ne yaptığını şu anlık bilmiyordu.
Çok geçmeden kapısından yatağına nemli bir meltem geldiğinde gülümsedi. "Oradasın Jeongin, biliyorum."
Jeongin yavaşça kapıyı aralayıp kafasını uzattı. "Ben de burada olduğumu bildiğini biliyorum. Günaydın!"
Kapıyı açtığı yavaşlığının tersi hızda odaya daldı ve yataktaki Chan'ın üzerine atladı. "Kalkt artık n'olur ya! Sıkıldım!"
"Sen mi sıkıldın?" Kolunun uzanabildiği kadarıyla arkaya uzanıp Jeongin'in belini dürttü. "Okula gideceksin hatırlatırım, sıkılmaya fırsatımız yok maalesef."
"Sen kötü birisin ya, dert bile yanamıyorum sana. Bırak beni, kalkacağım."
Ellerinden destek alıp kalkmaya çalıştı ancak Chan yatakta ters dönüp onu yakaladı ve kollarının arasında sıkıştırdı. "Nereye gidiyorsun? Nereye gidiyorsun!?"
Jeongin'i gıdıklamak için hareketlenen parmakları nerelere ulaşacağını çok iyi bilerek ilerledi ve Jeongin'in sesini yükseltmesini sağladı.
"Abi dur! Chan!"
"Abi tabii! Abi... Gıdıklayarak seni etkisiz hale getireyim de gör!"
"İmdat! Kardeş bayıltıyorlar, yardım edin!"
"Şşh. Oğlum çok bağırma lan." Chan Jeongin'in heyecandan yükselen sesini bastırmak için gıdıklamayı bırakıp ağzına elini kapattı ve güldü. "Duvar duvara komşumuz yok ama mahalleye sesin gidecek, sessiz ol."
"Hem gıdıkla hem de bağırma de. Sen gerçekten kötü birisin Bang. Çekil, acıktım."
Chan'dan destek aldı ve yataktan kalktı. Onunla birlikte oturur pozisyona gelen Chan çenesinin altında kalıyordu. Elini uzatıp terden daha da kıvırcık olmuş saçlarını karıştırdı.
"Sen de gel hadi, Lix harika şeyler yapıyor. Sabah sabah aşka geldi sanırım."
Abisinin elini tuttu ve itirazlarını kabul etmeden odadan ikisini birlikte çıkardı. Chan harika kokuların birbirine karıştığı mutfağa ilerlerken Felix'in krep yaptığını anlayabilmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brawe With Brave | SeungChan ✓
Fanfiction"Her elementin öfkesi farklıdır. Ateş her yeri kora dönüştürür, su boğar, hava fırtınalarıyla yerle bir eder ve toprak da taş üstünde taş bırakmaz. Aslında hepimiz birbirimizi öldürebilecek potansiyellere sahibiz. Yine de bir şekilde yüzyıllardır bu...