Shawn Mendes - It'll Be Okay
Daha birkaç bölüm olacak diye planlıyorum ama söylemeliyim ki finale çok kalmadı. Şimdiden bu yolun başından beri burada olan ya da sonrasında aramıza katılan hepinize teşekkür ederim.
İyi okumalar.🫧
--------
Felix yatağında uyuduğuna emin olduğu gencin saçlarını son kez gülümseyerek okşadı ve sessizce odadan çıktı. Yavaşça kapattığı kapıyla sakin adımlar eşliğinde salona, diğerlerinin yanına döndü.
Yan yana oturan ikiliden Jeongin'in gözleri ağlamaktan kıpkırmızıyken Seungmin'in bakışları ise bomboştu.
Ne beni ne de Jeongin'i hatırlıyor.
Felix yorgunlukla Changbin'in yanına oturduğunda ellerini dizlerine koyup derin bir nefes aldı. "Ben, Minho ve Changbin Hyung'u gayet iyi hatırlıyor ama sizler yoksunuz."
Jisung, Hyunjin, Seungmin ve Jeongin'de bir bir dolaşan bakışları ardından Minho'ya döndü.
Abisi sevinmekle aklını korumaya çalışmak arasında gidip geliyordu.
"Öldüğünü ve nasıl tekrar dirildiğni öğrendi. Jeongin'i de biliyor, bu da iyi güzel ama ya kalanları? Onları nasıl anlatacağız?"
Chan nasıl öldüğünü, kimin öldürdüğünü, neden öldüğünü, Seungmin ile sevgili olduğunu ve daha birçok şeyi bilmiyordu. Yaşadığı şokun ağır geldiğini düşünüp ilk günden bu kadarını söylemek istememişlerdi.
"Lisesinin kesin korunduğu aşikar ama belli ki kitap son birkaç yılı korumayı başaramamış."
Seungmin, Bay Robinson ile yaptığı dünkü konuşma aklına geldiğinde böyle bir şeyi nasıl gözünden kaçırdığını sorguluyordu.
Kutsal kitap, sahibi onu yeniden devredene kadar ölse bile sahibini korur. Hem fiziksel olarak yok oluşunu engeller hem de ruhen yıkımı geciktirir.
Doğruydu, fiziksel yok oluşu tamamen engellemişti.
Ruhen yıkımını ise yalnızca geciktirmişti.
Kitap bunu durdurmayı başaramıyordu. Bay Robinson olanları anlatırken söylese de üzerinde bilerek durmamıştı çünkü Seungmin'in başka bir konuya kafasını takıp başarısız olmasını istemiyordu. Bunu yeni fark ettiği için bir ağız dolusu küfretti kendine.
Seungmin Chan'ı kurtarmayı başarmış olabilirdi ama kendisini Chan'ın zihninde kurtaramamıştı.
Geç kalmıştı, doğal olarak Chan da onu unutmuştu.
Sıkıntıyla oflayıp öne eğildi ve başını avuçları arasına aldı.
Geç kaldım. Sevdiğim adama geç kaldım...
Ağlamaktan bıkmıştı artık. Bulduğu her fırsatta zayıflık göstermekten ve kontrolü kaybetmekten çok yorulmuştu. Elinden geldiğince düşmemek için direnirken ağrıyan başını iki yanından sıkıştırıp ağrısını kesmeye çalıştı. Nefesinin daralmasını hissedince oda da üzerine gelmeye başlamıştı.
Ayağa kalkıp balkona gitmeye niyetlendi ancak bileğini tutan ayaktaki Hyunjin durdurdu onu. "Nereye gidiyorsun?"
"Balkona. Kendimi atmayacağım merak etme." Şüpheli bakışlarını yok sayıp bileğini elinden kurtardı ve yürüyüşüne devam etti. "Ayrıca zemin kattayız. Atlasam bile ne kadar ölebilirim ki?"
Seungmin gözden kayboldu, Hyunjin'in parmakları dudaklarını istila ederken Minho arkasından yaklaşıp beline ellerini yerleştirdi. "Sorun yok Hyun, yalnız kalsın biraz. Kabullenemediği sürece başka bir adım atamayacağını hepimiz biliyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brawe With Brave | SeungChan ✓
Fiksi Penggemar"Her elementin öfkesi farklıdır. Ateş her yeri kora dönüştürür, su boğar, hava fırtınalarıyla yerle bir eder ve toprak da taş üstünde taş bırakmaz. Aslında hepimiz birbirimizi öldürebilecek potansiyellere sahibiz. Yine de bir şekilde yüzyıllardır bu...