NF - How Could You Leave Us
Ufak bir ön bilgi. Krematoryum, cesetlerin yüksek sıcaklıklarda yakıldığı yer. Pek çok din ve kültürde ölü yakma işlemine rastlanır. Bazı kültürlerde ölünün külleri hatıra olarak saklanır. Bunun haricinde bazen salgın hastalık riski taşıyan cesetler de krematoryumlarda yakılır. Bu işlemin tamamına da kremasyon denir.
İyi okumalar.🤍
--------
"Babamın annemi aldattığını öğrenmek o yaşta çok sarsmıştı."
Güldü sinirle. "6 yaşındaydım lan daha... 6 yaşındaki bir çocuk nasıl kalksın böyle büyük bir yükün altından?"
Seungmin bir şey demeden yanındaki adamın içini dökmesini dinliyordu. Chan emniyet ve cenaze işlerini halleder halletmez hemen kendini eve atmıştı. Jeongin'e zar zor bir teselli sarılması vermiş, ardından da diğerlerine iyi olduğunu geveleyip hiç düşünmeden Seungmin'i yanına alarak sahil kenarına gelmişti.
Hatırlayabildiği anılarında hep tek başına olduğu sahile gelirken bu sefer neden Seungmin'i de yanına aldığını bilmiyordu. Sadece onunla birlikte olmak istemişti.
Güneş yeni doğmaya başlamıştı. İlk geldiklerinde yarım saat boyunca tek kelime etmemiş yalnızca zifiri karanlıkta görebildiği kadarıyla denizi seyretmişti. Denizin üzerine dökülen siyah gökyüzünün görüntüsü gözlerine çarparken de derin bir nefes alıp anlatmaya başlamıştı.
"Başta anneme hiçbir şey diyemedim. O yaşımda o aklımla babamın yaptığının ne kadar iğrenç bir şey olduğunu anlamıştım. Ben anladığım halde babam nasıl anlamıyordu diye sorgulamaktan bir ay uyuyamadım ben."
Kısa bir sessizlik daha.
"Sonra o uyumadan geçen bir ay, diğer aylara bulaştı. Ardından da yıllara dönüştü. 23 yaşındayım, nereden baksan 17 yıldır doğru düzgün uyuyamıyorum ben. İnsanlara olan güvenimle beraber uykumu da o adama sattım."
Şafak vaktiyle aydınlanmaya başlayan denizi izlerken sakinliğini kaybetmedi. "Güç bela cesaretimi toplayıp bir şekilde anneme anlattım bildiklerimi. Ana sınıfından eve erken geldiğim bir günde babam ve bir kadını yatakta bastığımı, ona söylemeyeyim diye beni öldüresiye dövdüğünü, geceleri artık uyuyamadığımı ağlaya ağlaya anlattığımı dün gibi hatırlıyorum. Hatta belki de o yaşlara ait en net anılarım bile olabilir."
Aklına gelen ihtimale küfretti içinden. "Sanırım ilk hatırladığım anılarımdan biri olmasının nedeni de bu. O yaşlara ait en net anılarımdan olması. Hafızamı kaybettim, yine de unutamıyorum."
Kolunu kaldırıp kendi tenindeki görünmez yaraları okşadı. "Babamın vurduğu yerlerin izleri çok bariz belliydi, malum sütten daha beyazım. Dövdüğü anlaşılmasın diye okulda birisiyle kavga ettiğimi söyletti bana. Anneme söylediğim ilk yalan buydu."
Sesi kısıldı burukça. "Annemdi ya işte, en çok takılacağı noktanın benim uyuyamamam olacağını sanmıştım. Oysa bir kez olsun üzerinde durmadı. Esamesi bile okunmadı hatta."
Konuştuğu için kuruyan dudaklarını yaladı. Evden çıkarken aldığı sudan bir yudum aldı ve devam etti. "Ben zannediyorum ki babamla konuşacaklar, babam özür dileyecek. Bir daha yapmayacağını söyleyecek ve annem de onu affedecek. Masumluğa bakar mısın?"
Seungmin istemsizce tebessüm etti. Çocuk Chan ve onun masumluğu... Bu cehennem dünya için fazla üzücü bir kombinasyondu.
Aynı tebessüm Chan'da da vardı. Acıdan dolan gözlerini kırpıştırdı. "Ne yazık ki işler benim düşündüğüm gibi yürümedi. Annemle babam o zamana kadar gördüğüm en büyük kavgalarını ederlerken mutfak masasının altında ağlamaktan içim dışıma çıkmıştı. Sanırım hala kulaklarımı o kadar ağrıtan yüksek bir sese maruz kalmadım, o derece fazla bağırıyorlardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brawe With Brave | SeungChan ✓
Fiksi Penggemar"Her elementin öfkesi farklıdır. Ateş her yeri kora dönüştürür, su boğar, hava fırtınalarıyla yerle bir eder ve toprak da taş üstünde taş bırakmaz. Aslında hepimiz birbirimizi öldürebilecek potansiyellere sahibiz. Yine de bir şekilde yüzyıllardır bu...