One Direction - If I Could Fly
Arkadaşlar bölümün genelinde bazı parçaların isimlerini yazdım ama kalan kısımlarda bu şarkı dinlemek fazlasıyla uyumlu hissettiriyor.
Özellikle bir yer var, kalbim orada kaldı.
Bölüm sonunda buluşalım. Hepinize iyi okumalar.🦋
--------
"Tamam otobüsle gelirsiniz siz. Dikkat edin."
Seungmin kapattığı telefonunu cebine koydu. Üzerindeki kıyafetine bakarken iç geçirdi. "Bu akşam için biraz ince olacak sanki."
Chan arabayı evlerinin olduğu sokağa sürdü. "Benimkilerden veririm sana. Üşütme sınav haftası."
Kibarca dudaklarını sıktı. "Teşekkür ederim."
Eve ulaştıklarında Chan kontağı kapattı. "Gel hadi, elini yüzünü yıkarsın. Diğerleri daha hazır değillerdir."
Arabadan indiler ve evin kapısını çaldılar. Changbin kapıyı açtığında Seungmin'i görmesiyle gülümsedi. "Hoşgeldin Seungmin! Gelsene..."
Kenara çekildi ve Seungmin'in geçmesi için yol açtı. "Hoşbulduk hyung. Enerjiksin bakıyorum?"
"Lunaparka gideceğiz diye enerji depoladım, o yüzdendir."
Seungmin dediğini komik buldu. Changbin ona hep bir şekilde komik geliyordu. Salona geçerlerken Chan arkalarından evin kapısını kapattı. "Changbin hani ben de geldim ya? Bana da bir hoşgeldin mi desen?"
Arkasına döndü. "Ah doğru, sen de vardın. Hoşgeldin." Sonra da kendini koltuğa bıraktı.
"Diken yutacaksın sanki düzgünce söylesen..." dedi Chan oflayıp Seungmin'in yanına otururken. "Diğerleri ne alemde?"
"Minho hasta biraz. Onunla uğraşıyorduk. Lix sıcak bir şeyler yapıyordu, marketten bir şeyler getirdim de."
"Hasta mı? Ne hastası? Turp gibiydi sabah..." Chan merakla kalktı ve Minho'nun odasına ilerledi. Yatakta uzanır haldeki Minho'yu ve başında bekleyen Jeongin'i görünce işlerin biraz ciddi olduğunu anladı.
"Minho? Neler oluyor?" Kardeşine döndü. "Jeongin?"
"Ansızın bir halsizlik çökmüş. Ne olduğunu anlayamadık."
Chan başına doğru yaklaşıp yatağın boş kısmına oturdu. Eliyle omzunu dürttü arkadaşının. "Minho, iyi misin?"
Minho'nun içi geçmeye yakındı. Yavaşça araladığı gözleriyle Chan'ı görmeyi beklemiyordu. Güldü kendi kendine. "Rüyamda bari rahat bırak be adam."
"Cin olur çarparım bak, uslu dur." İkisi de dediğine gülerken Chan elini Minho'nun alnına koydu. "Çok hafif ateşin var. Dünkü element savaşınızın mı etkisi acaba?"
Jeongin araya girdi. "Doktoru aradım. Ara sıra zor geçen yorgunluklar olabiliyormuş. Vitaminlerine dikkat etsin dedi."
"Bu halinle lunaparka gelemezsin."
"Felix'e geleceğim dedim. Ben kalırsam o da kalır. Gideceğim o yüzden."
"Hiçbir yere gitmiyorsun."
Felix elinde hazırladığı karışımla odaya girerken konuşmanın gerekli kısmını duymuştu. "Burada kalıyorsun ve ben de seninle kalacağım."
Yatağın boş olan diğer kısmına oturdu ve Minho'nun doğrulmasına yardım etti. Bardaktaki fazlasıyla sağlıklı karışımı uzattı. "Hepsini içeceksin. Enerji deposu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brawe With Brave | SeungChan ✓
Fanfiction"Her elementin öfkesi farklıdır. Ateş her yeri kora dönüştürür, su boğar, hava fırtınalarıyla yerle bir eder ve toprak da taş üstünde taş bırakmaz. Aslında hepimiz birbirimizi öldürebilecek potansiyellere sahibiz. Yine de bir şekilde yüzyıllardır bu...