Bölüm iki kısımdan oluşuyor, siz geçişi nerede yapacağınızı anlarsınız zaten.
Stray Kids - Mixtape: OH
Conan Gray - Family Line
________"Lix hayır. Yemeyeceğim onu."
"Hyung seni döveyim mi istiyorsun ya? Bak beni bile çıkarttın çileden artık!"
Minho odaya elinde bitki çaylarıyla girdiğinde dönen muhabbete gülmemeye çalıştı ama boş bir çabaydı.
"Yah, Minho! Al kardeşini yanımdan. Bu berbat hastane yemeklerini yemek istemiyorum."
Felix elindeki kaşıkla kalakaldı. "Berbat mı? Hastane yemeği mi? Hyung bunu evden yapıp getirdim, ne hastanesinden bahsediyorsun?"
Chan başını yana eğdi. "Ne?"
"Bak tadına?"
Çorbadan bir kaşık Chan'ın ağzına verdi. Chan ilk kez aldığı yemekten diline yayılan tadı başta alamasa da sonrasında yutkunamadı.
Berbattı.
Ancak çorbayı yapan kişinin Felix olduğunu öğrendiği için içmemezlik de yapamazdı, kırılacağını biliyordu.
"Beğenmedin mi? Beğenmedin değil mi? Beğenmedin..."
Üzüntüyle omuzlarını düşürdüğünde Chan kıyamayıp hemen elindeki kaseyi ve kaşığı aldı. "Saçmalama Lix, çok güzel olmuş. Getir bitireyim, azmış zaten."
Kase o kadar büyüktü ki iki avucuyla zor tutuyordu.
Chan ağzında kalan tadın kötülüğünden ağlamak istiyordu ancak kendini sıktı. Ağzında fazla tutmadan çorbayı yutup kaseyi bitirmeye çalıştı.
Gözlerinin yaşardığını gören Changbin ise sessizce gülüp oturduğu koltukta onları seyrediyordu. Minho elindeki tepsiyle yanına yerleşti ve bardaklardan birini uzattı. "Al bakalım, kullandığın ateşini yeniden harlasın."
"Sağ ol hyung."
Kendine getirdiği çayı da alırken arkasına yaslandı. Chan'ın binbir güçlükle kardeşinin her dediğini yapmaya çalışması komikti.
Ancak işin sonunda Felix'i koruması gerekebilirdi. Malum, Chan'ı kandırmak pek zor değildi. En azından Felix için.
"Bunu da mı sen yaptın?"
"Evet hyung ama beğenmediysen cidden sorun değil, çorbanı içmen yeterli."
"Olur mu öyle şey Lix? Sen yaparsın da ben yemez miyim? Çubuklar nerede?"
Felix'in uzattığı çubuklarla önce derin bir nefes aldı ardından da yemeği korka korka ağzına attı. Tadı çorbaya göre kat kat iyiyken yaşaran gözlerini kuruladı.
"Acı mı olmuş?"
"Evet evet, çorba acıydı. Çok acı olmuş hem de. Gözlerim doldu bak."
Tadı berbattı demekten daha iyidir.
Yemeğini biraz daha rahat yerken birkaç dakika içerisinde bitirmişti tüm tabağı. Derin bir nefes daha alıp boş tabağı kenara bıraktı.
Felix gülmemek için dudaklarını dişlerken tabağa uzandı. "Biraz daha çorba ister misin hyung?"
Chan'ın gözleri korkuyla büyüdü. "Hayır, hayır! Hiç gerek yok. Ehehe, biraz da yarına kalsın değil mi?"
Felix daha fazla kahkahasını tutamayıp var gücüyle güldüğünde Minho da katıldı ona.
Chan ise anlamaz gözlerle ikisine bakıyordu. "Neden gülüyorsunuz? Hey! Size soruyorum!"
Felix yataktan kalktı ve boş tabakları aldı. "Ben bunları kafeteryaya geri bırakayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brawe With Brave | SeungChan ✓
Fiksi Penggemar"Her elementin öfkesi farklıdır. Ateş her yeri kora dönüştürür, su boğar, hava fırtınalarıyla yerle bir eder ve toprak da taş üstünde taş bırakmaz. Aslında hepimiz birbirimizi öldürebilecek potansiyellere sahibiz. Yine de bir şekilde yüzyıllardır bu...