Bol bol yorum yapmayı ve yıldıza dokunmayı unutmayın:*
Keyifli okumalar..
XXIV.BÖLÜM:LANET
Benim hayatımda her şeyin sonu ölümle bitiyordu.
Doğum günümde çok mutluydum mesela. Hatırlıyordum bahçede koşturup oynadığımı. Ve aniden her şeyin tersine döndüğünü de hatırlıyorum. O karanlıkta annem ve babamın çığlıklarını asla unutamazdım.
Büyüdüm. Yalnızken hiç bir sorun olmayan soğuk hayatıma iki küçük çocuk girdi. Onları tanımıyordum bile ama ikisine de sarsıcı acılar verdiğimi biliyordum.
Zaman geçti. Hayatım korktuğumdan daha büyük bir kalabalığın içine çekildi ve o günden beri, her şey ters gidiyordu.
Ve her şeyin sorumlusu bendim.
Her zamanki gibi.
Barın ve Aybars gideli iki saat falan olmuştu. Özgür'ün yaralı olduğu gerçeği, herkesi korkutmuştu. Onların yanında olduğum o uzun sürede, konu Özgür olduğunda ne kadar titiz ve dikkatli olduklarını biliyordum. En ufak bir yaranın Özgür'de bırakacağı hasar, normal bir insandan kat kat fazlaydı. Ve bunun nedeni de bendim.
Benim varlığım.
" Devin, biraz sakin olabilir misin?" Bade'nin sesi, Devin'in sakinleşmesini sağlamadı. Bir sağa bir sola sürekli yürüyüp dururken, elindeki telefon ile dakika başı Aybars ve Barın'ı arayıp duruyordu.
İki saat içinde öğrenebildiğimiz tek şey, Özgür ve Nevra'nın yanında olduklarıydı. Ondan sonra, ne Barın'a ne de Aybars'a ulaşabilmiştik.
" Neden açmıyorlar?" diye sordu Devin korkuyla. Gözleri Bade'nin üzerindeyken ağır ağır yutkundu. " Açmıyorlar. Açıp Özgür iyi demek bu kadar zor mu?"
" Meşguller belli ki Devinciğim." dedi Bade. Gözlerinde ne kadar korku olsa da, sesi sakindi. " Biliyorsun, Özgür'ün durumunu. Onunla uğraşıyorlardır."
" Ya kanaması varsa." dedi Devin korkuyla. " Ya onu durduramazlarsa?" Eliyle ağzını kapattı. " Ya kötü bir şey olduysa Bade?"
Sessiz bir soluk alıp kafamı aşağıya eğerken yutkundum. Özgür ile ilk tanıştığım zamanı hatırlıyordum. Nazik ve bir o kadar heyecanlıydı.
21 yıllık hayatım boyunca, hiç görmediğim kadar nazik, eğlenceli ve sıcakkanlı bir çocuğa, böyle boktan bir yara bırakmış olmak acı vericiydi.
Daha da kötüsü, o yaraya şahit olmaktı.
Sevdiğin birini kaybetmenin ne demek olduğunu biliyordum. Bir insanın en çaresiz hissettiği anlardan en büyüğüydü belki de. Ve Devin bunu yaşıyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSESİZ MAVİ
Fantasy"Yakalandın, mavi. " Dedi karanlık bir sesle. Hemen ardından boynumdaki baskı arttı, gözlerim karanlığa düştü ve ben karanlığın önüne yığılırken yine o sesi duydum. " Artık olman gereken yerdesin." Ve sonra her şey sessizliğe büründü. Zihnim karanlı...