"Bana bak, sen beni hırsızlıkla suçlayamazsın!"
"Suçlarsam ne olur?"
"Hiçbir şey olmaz! Ben koskoca Firuze Parfümeri'nin ceo'su Mehmet Bera Özkayahan'ım, ya sen? Sen kimsin de senin suçlaman bir şeylere sebep olsun ha? Kimsin sen?"
Karadeniz damarım...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MEHMET BERA ÖZKAYAHAN
Akıp geçen saatlerin ardından kendimi yine ve yeniden Artvin il sınırları içinde bulduğumda, sıkıntılı bir soluk vererek babaanneme döndüm. Ve dedemin ölümünün ardından ayak basmadığı bu şehri özlemle izlediğini gördüm.
"Parmağındaki yara izinin nasıl olduğunu hatırlıyor musun?"
Beklemediğim bir an da bana yöneltmiş olduğu soruyla duraksadım. Ve sol yüzük parmağımda sanki yüzük takmışım gibi gözüken, 3 cm uzunluğundaki dikiş izine baktım.
"Kaza günü olduğunu biliyorum sadece."
Belli belirsiz kafa salladı. "7 yaşındaydın. Birkaç günlüğüne Artvin'e gelmiştik. Deden, baban ve annen şirketle ilgili bazı işleri halletmek için bizi yalnız bırakıp merkeze inmişti. Onların eve dönmesini beklerken çok sıkıldın ve dışarı çıkmak istedin. Ben de seni parka götürdüm." Sesli bir soluk verdi. "Park çok kalabalık değildi. Senin yaşlarında birkaç erkek, birde 3 yaşlarında sarşısın bir kız çocuğu vardı. Sen küçükken, annen ve benim dışımda hiçbir karşı cinsi sevmezdin. O küçük kızı da sevmedin. Ama garip bir şekilde o, sen onu ittikçe senin peşine takıldı. Sonra sen, peşini bıraksın diye koşmaya başladın. Yine bırakmadı seni. 'Abi' diye diye koştu peşinden."
Kaza gününü hafızamdan sildiğim gibi, o günle ilgili başka hiçbir soru sormamış ve bu olayın aslını hiçbir zaman öğrenememiştim. Bu yüzden babaannemin anlattığı olayı büyük bir dikkatle dinliyordum.
"Arkandan koşmaman için bağırsam da beni dinlemedin. Ve parkın çimenlerinde uyumakta olan bir köpeği fark edemeyip karnına bastın. Köpek acıyla uyandı ve bunun cezasını kesmek için etrafa bakındı. Ama sen yaşın sebebiyle çoktan kaçmıştın. O köpekten kaçamayan tek kişi, güzeller güzeli kız çocuğu olmuştu."
İçime yerleşen korkuyu gizleyemeden, "Sakın bana, köpek o kıza bir şey yaptı deme?"
Ancak cevap umduğum gibi gelmedi. "Yaptı. Boyunun kısalığından faydalanıp, kızın alnına dişlerini geçirdi."
O acıyı hissetmişçesine gözlerimi kıstım.
"Küçük kız olayın şokuyla öylece kaldı tabii, ben ve babası o yöne doğru koşarken, onların en yakınında olan senden beklenmedik bir hamle geldi." Yüzünde bir tebessüm belirdi. "Çimenlerden bulduğun bir sopayı aniden köpeğin başına geçirdin. Amacın köpeğin dikkatini üzerine çekmekti. Başarılı da oldun. Köpek aniden kızı bıraktı ve bir hırlamayla sana dönüp parmağındaki o izin sebebi oldu." Tebessümü buruk bir hâl aldı. "Sonra ikinizi de hastaneye götürdük. Hastaneye annenler de geldi tabii. Ama nasıl geldiklerini ne sen sor, ne de ben söyleyeyim..."
Ölü bir şekilde gelmişlerdi. Ve o gün, babaannemle bizim en unutmak istediğimiz gün olmuş, bunca yıl sonra bahsi açılmıştı. Odaklanmak istediğim nokta dedem, babam ve annem olmadığından, farklı bir şey sordum.
"Peki ya o kız? Yaşıyor hâlâ değil mi?"
Kafa salladı. "Yaşıyor."
"Cevap bu kadar hızlı geldiğine göre, kızla iletişimin devam ediyor sanırım?"
"Sayılır," derken dikkatle gözlerime baktı. "Kim olduğunu öğrenmek ister misin?"
"Senin yüzünden zarar gördüğü için ondan özür dilemek istemez misin?"
"Özür dilemem gerektiğini düşünmüyorum," derken sesim oldukça netti. "Peşime takılmasaymış zarar görmezmiş. Bu olay sayesinde, gördüğü her erkeğin peşine takılmaması gerektiğini çok iyi öğrenmiştir bence." Aklıma gelen şey üzerine babaanneme dönüp elimi işaret ettim. "Ayrıca ben de onun yüzünden zarar görmüşüm. Bu da demek oluyor ki, ödeşmişiz."
Babaannemin şoförü olan Ekrem Bey, içinde bulunduğumuz kiralık VIP aracı durdurduğunda; onunla aramızda yer alan ve seslerimizin birbirine iletilmesine engel olan otomatik panel babaannem tarafından kumandayla açıldı. Eğer aramızdaki konuşmalar onun tarafından duyuluyor olsaydı, babaannemle asla bu kadar rahat konuşamazdık.
"10 dakikaya döneceğiz Ekrem Bey."
Babaannemin sözüne yalnızca kafa sallayarak karşılık veren şoföre göz ucuyla bakıp, arabadan çıktım. Ve Sade denilen kızın oturduğu eve doğru, bıkkın bakışlarım eşliğinde yürümeye başladım.
"Hakkında çıkan onca habere ve linçe rağmen, hâlâ markanın ceo'su olmaya devam etmek istiyor musun Bera?"
"Tabii ki de istiyorum babaanne. O şirket benim hayatım. O olmadan ben bir hiçim."
"Güzel," derken, evin merdivenlerinden çıkıyordu. "O zaman içerideki sözlerimi, seni ve şirketi kurtarmak için söyleyeceğimi unutma. Ve bana ayak uydur. Anlaşıldı mı?"
Konu şirketse yapamayacağım hiçbir şey yoktu. "Anlaşıldı."
Benden bu cevabı alacağından zaten emin olan babaannem, evin kapısına gelir gelmez beklemeden zile basmış ve yanına gelmemi işaret etmişti. Dün gece yaşananları yolculuk esnasında ona anlattığım için geride duran tavrımı anlasa da, beni de peşinden sürüklemekte kararlıydı.
Çalan kapı, kısa bir beklemenin ardından yavaşça açıldığında görüş açıma, tıpkı dün akşamki gibi Sade girdi. Dün buraya gelişimdeki gerginlik sebebiyle yüzünü çok da net inceleyememiştim. Ancak şu an, kaküllerini alnına döküp gelişigüzel bir topuz yaptığı siyah saçlarından ayağındaki tüylü terliklere kadar incelememem için hiçbir sebep yoktu.
Gözleri mavinin en baskın tonuydu. Tıpkı Karadeniz gibi...
"Merhaba Sade Hanım. Umarım ani ziyaretimiz sizi rahatsız etmemiştir?"
"Estağfurullah. Sadece yalnız geleceğinizi düşünmüştüm..."
Ona rahatsızlık veren tek şeyin ben olduğumu kastettiğini anlayıp zorumdan bir gülme sesi çıkararak elimi cebime yerleştirdim. Ancak dik duruşum, babaannemin söylediği cümleyle sağlam bir darbe yedi.
"Ben de öyle düşünmüştüm. Ama Bera, ısrarla sizden özür dilemek isteyince... Gelmesine izin verdim."
"Özür mü?" derken ses tonumdaki şaşkınlık, Sade'nin dikkatinden kaçmamıştı. Babaannem ise göz ucuyla bana bakıp, "Bera," dedi net bir tavırla. Ve kabusum olan o sözleri ardı ardına söyledi.
"Hemen, bana söylediğin gibi, Sade Hanım'ın ayaklarına kapanıp yaptıkların yüzünden seni affetmesi için yalvar."
🧪
O küçük sarışın kız çocuğu kim acaba?
Bölümle ilgili düşüncelerinizi belirtme satırı;
10 vote ve 5 yorum gelirse yeni bölüm de hemen gelir.
