20.Bölüm: Sözleşme.

49 6 2
                                    




Bölümü yayınladığım tarih: 29.07.2024

Okuduğunuz tarih:

FİRUZE SADE ERDEN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

FİRUZE SADE ERDEN

Bera'nın arabasında sıkı sıkıya sarılmış olduğum battaniyeyle otururken, Kerem'i bir taksiye bindirip Atıf Amca'nın yanına gitmiş olan Bera'yı izliyordum. Az önce bana karşı göstermiş olduğu hassasiyet hoşuma gitmişti. Ve kafamda onunla ilgili büyüttüğüm bazı düşünceleri, silip atmama yol açmıştı.

Evet, Bera kötü bir yaşam tarzına sahipti. Ama kalbi, bu kötülüğe hapsolup gitmemişti. Derinde bir yerlerde hâlâ iyi biriydi.

Ona karşı olan davranış biçimimi bu düşünceler ışığında değiştirmeye karar verdiğimde, elindeki karton bardaklarla alelacele bir şekilde arabaya binen Bera'ya döndüm.

"Isındın mı?" diyerek bardağı bana uzattığında, içindekinin çay olduğunu görüp bir ân duraksayacak gibi olsam da; kendime engel olup bardağa uzandım. Normal şartlar altında bu çayı kesinlikle içmezdim. Çünkü gerçekten çaydan hoşlanmıyordum. Ancak ıslak kıyafetlerine ve kendisi için olan battaniyeyi Kerem'e vermiş olması sebebiyle üşüyor olmasına rağmen beni düşünerek bu çayı aldığı için onu reddetmedim. "Isındım... Ama sen üşümüşsün."

Bardağı alırken parmak uçlarındaki soğukluğa temas ettiğim için kurduğum bu cümle, onun tarafından pek de önemsenmedi.

"Bir şey olmaz."

"Hasta olursun," diyerek bardağı ellerimle sardığımda; çalışır vaziyette olan arabasını hızlıca yola çıkardı. Ancak bana cevap vermeyi de unutmadı.

"Benim bağışıklığım güçlüdür. Kolay kolay hasta olmam."

"O kadar emin konuşma bence. Her insan hasta olabilir."

Elimdeki çaydan ufak bir yudum alırken, "En son hastalandığımda 7 yaşındaydım," dediğini duydum. Ve devamında söylediği cümlelerle kalakaldım. "Çünkü o zaman annem hayattaydı... Hastalanınca onun bana bakacağını biliyordum. Hatta hasta olduğum zamanlar benimle ilgilenmesi o kadar hoşuma gidiyordu ki, bazen hasta olmadığım hâlde öyleymişim gibi rol yapıyordum." Uzaklara odaklı olan gözleri, dudaklarında beliren tebessümle kısıldı. "Ama şimdi annem yok. Hastalandığım zaman benimle ilgilenecek, beni iyileştirmeye çalışacak kimse de yok." Sesli bir soluk verdi. "Hani bir laf var ya... Şımaracak kimsen kalmadığında hayat seni kocaman bir adama çevirir diye. İşte benim de şımaracak kimsem kalmadığından, hasta olmaya hakkım yok."

Sözlerinin bitimiyle birlikte gelmiş olduğumuz kırmızı ışıklarda arabayı durdurdu. Ve yüzünü benimkine çevirerek, onu inceleyen gözlerime bakıp gülümsedi. "Niye öyle bakıyorsun?"

Ona acıyormuşum gibi baktığımdan endişe ederek hızlıca gözlerimi kaçırdım. "Sadece annenin hayatta olmadığından haberim yoktu..."

Arabayı yeniden harekete geçirirken, "Emin ol, annem hayatta olsaydı böyle biri olmazdım Sade," diyerek ona bakmama sebep oldu.

AŞKSAL REAKSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin