21.Bölüm: İz.

36 8 1
                                    




Bölümü yayınladığım tarih: 30.07.2024

Okuduğunuz tarih:

MEHMET BERA ÖZKAYAHAN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

MEHMET BERA ÖZKAYAHAN

"Evlilikte mal ayrılığı sözleşmesi mi?"

Bağırarak sormuş olduğum soruya, babaannemden oldukça sakin bir karşılık geldi.

"Evet. Neden buna bu kadar şaşırdın?"

Buna şaşırmamı garipseyen babaanneme verdiğim ilk tepki, elimdeki sözleşmeyi hırsla bir kenara fırlatıp atmak oldu. "Markaya satış rekorları kırdıran o parfümlerin sahibinin Sade olduğunu bildiğin hâlde, onunla mal ayrılığı sözleşmesi yapmamı istemene, sence neden bu kadar şaşırmış olabilirim babaanne!?"

"Saçmalamayı kes!" derken, ses tonunu o da benimki gibi yükseltmişti. "Sade'ye tabii ki de hakkı neyse vereceğiz. Tıpkı Sezin'e yaptığımız gibi. Ama hak ettiğinden fazlasını da verecek değiliz!"

"Hakkı hukuku sadece sen mi belirliyorsun babaanne? O şirkette benim de hakkım var. Ve ben, Sade'nin bu hakka ortak olmasından zerre miktarda rahatsızlık duymuyorum."

Birkaç saniye ne düşündüğünü anlayamadığım bir yüz ifadesiyle gözlerime baktı ve beklemediğim bir soru sordu.

"Sen 2 günde o kıza aşık mı oldun yoksa?"

Dudaklarımı şaşkınlıkla aralarken, babaannemin merakla benden bir cevap beklediğini görüp başımı iki yana salladım. "Aşık falan olmadım..."

Çocukken bana söyledikleri aklıma geldiğinde, bunu ona da hatırlatmaktan geri durmadım. "Unuttun mu? Kalbime kimseyi almayacağıma dair bana söz verdirtmiştin. Merak etme, hâlâ sözümün arkasındayım."

Gözlerim, koltukta karman çorman bir şekilde duran dosyayı buldu. "Tıpkı az önceki sözlerimin arkasında olduğum gibi..."

Başka bir şey demesini ve tepki vermesini beklemeden yanından geçip müştemilatın dışına çıktığımda, kapısının aralık olduğunu gördüğüm villaya yürüdüm. Ve içeri girer girmez kulaklarıma dolan topuk sesleriyle birlikte tam sağıma, kapının yanından yukarı doğru uzanan merdivenlere döndüm. Döndüğüm ân gördüğüm görüntüyleyse şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım.

Sade, üzerinde uçuk pembe renginde, diz üstünde biten kabarık elbisesi ve onun altına giydiği krem rengi uzun çizmeleriyle tam bir oyuncak bebeği andırıyordu.

"Çok tatlısın."

Dudaklarımdan aniden çıkan iltifat, afallamasına sebep olduğunda; boğazımı temizleyerek toparlamaya çalıştım. "Yani elbise çok tatlı. Ben pembe rengini çok severim."

Bu söylediğim kaşlarının şaşkınlıkla havalanmasına neden olduğunda, yanlış anlayacağını düşünüp, "Yani severim derken sen de severim!" dedim panikle. "Yoksa ben kendimde asla sevmem pembeyi. Zaten niye seveyim ki, Barbie miyim ben?"

AŞKSAL REAKSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin