17.Bölüm: Gerçekler.

155 20 35
                                    




Bölümü yayınladığım tarih: 07.03.2024

Okuduğunuz tarih:

FİRUZE SADE ERDEN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

FİRUZE SADE ERDEN

"Doğum tarihiniz 20 Kasım 1999 değil mi Firuze Hanım?"

Sağlık raporu için benden kan alacak olan hemşire, yanlış sonuçlara sebebiyet vermemek adına kim olduğumu teyit ederken, "Evet," cevabını verdiğim ân baktığı bilgisayar ekranından gözlerini çevirerek bana döndü. Ve bir gülümseme eşliğinde yanıma oturup eldivenlerini eline geçirmeye başladı.

Bu sırada kan odasının hemen dışında Şıracı arkadaşıyla yan yana dikilen ve dikkatle beni izleyen Bera'yla göz göze geldim. Ve göz göze geldiğim ân, arabadaki pervasız konuşmalarını düşünerek öfkeyle doldum.

"Elinizi yumruk hâline getirin," diyen hemşire üzerineyse gözlerimi ondan çekip koluma çevirdim. Ve dediğini uyguladım.

İşaret parmağıyla damar aramaya başladığındaysa, sakince beklemeye koyuldum. Ancak bu bekleyiş tahmin ettiğimden daha uzun sürdüğünde dayanamayıp, "Bulamadınız mı hâlâ?" diye sordum.

"Damarlarınız çok yumuşak."

Bence sen çok acemisin, dememek için kendimi tutarken diğer kolumu görüş açısına soktum. "Birde buna bakın isterseniz."

"Çok iyi olur," diyerek bu sefer o kolumda bir arayış içine girdiğinde, hafif sesli bir soluk vererek sakinliğimi korumaya çalıştım. Ancak yıllar önce bir hemşirenin benden kan alırken damarımı patlatmış olduğu gerçeği yeniden aklıma geldiğinde, sakinlik konusunda pek de başarılı olamayacağımı anlayıp ayağımı sallamaya başladım.

Ve tam bu ân da kolumun üzerinde hissettiğim alkollü pamukla, "Buldunuz mu?" diyerek parmağını bastırdığı noktaya baktım merakla.

"Sanırım evet," deyip iğneyi yavaşça koluma batırdığındaysa, hem aç hem stresli olmam sebebiyle gözlerimi yummamın bana daha iyi geleceğini düşündüm. Ve oturduğum deri koltuğa başımı yaslayıp işlem bitene kadar gözlerimi yumdum.

Ancak maalesef ki kolumdaki iğne hissi bir türlü gitmediğinde, ne olduğunu merak ederek gözlerimi araladım. Gördüğüm görüntü üzerineyse, panikle sırtımın koltukla temasını kestim. "Ne yapıyorsunuz?"

"Damarınızı bulmaya çalışıyorum," derken, kolumun içine sokmuş olduğu iğneyi hâlâ daha içeride çevirmeye devam ediyordu. Daha fazla bu görüntüyü izlemeye ve bu yaptığına sabretmeye dayanamayıp, "İğneyi çıkarın lütfen," dedim panikle.

Hareketlerimdeki serilik ona da yansırken, hızlıca kolumdaki iğneyi çıkardı. Bu kız varken kan veremeyeceğimi anlayıp oturduğum koltuktan kalkarak birkaç adım attığımdaysa; gözümün önüne ani bir karartı çöktü. Yer ayaklarımın altından kaymaya başladığında, daha fazla kendimi taşıyamayacağımı anladım.

AŞKSAL REAKSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin