Bölümü yayınladığım tarih: 12.08.2024
Okuduğunuz tarih:
FİRUZE SADE ERDEN
"Çünkü ben hastayım Sade..."
Gözlerimi araladığım ân, kulaklarımda çınlayan ilk şey, dün Firuze Hanım'ın söylediği ve bütün bir gece kabuslar görmeme sebep olan cümleydi.
Firuze Hanım dün akşam yaptığı itirafa, bana su almaya gitmiş olan annemin yanımıza gelmesiyle bir karşılık alamamıştı. Sonra da Bera'nın yanına gitmesi gerektiğini, sakin bir zamanda bizimle görüşmek istediğini söyleyerek yanımızdan ayrılmıştı. Ben de hem Firuze Hanım hem de Bera hakkında öğrendiklerimin ağırlığına daha fazla katlanamayıp anneme, eve gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Aklında Bera'nın neden nezarette olduğuna yönelik birçok soru olsa da, dağılmış hâlimi gördüğü için üzerime gelmemiş ve sessiz bir yolculuk eşliğinde bizi eve getirmişti.
Onunla konuşmam için gözümün içine baksa da, yalnızca uyumak istediğimi söyleyip kendimi odama kapatmama saygı duymuştu. Ancak dediğim gibi uyumamış, saatler sonra Emir'den aldığım haberle bütün bir geceyi uykusuz geçirmiştim.
Bera'nın davası hakkında gazeteci arkadaşlarından bilgi edinmesi ricasında bulunduğum kardeşim, gecenin yarısında odama dalıp davanın yetkisizlik sebebiyle reddedildiği ve suçun işlendiği yer olan Artvin'deki Asliye Ceza Mahkemesi'ne sevk edildiğini, davanın sabah saat 9'da görülecek olduğunu söylemişti.
Konu hakkında bana haber vermeyeceğini adım kadar iyi bildiğim Özkayahan'ların beni davanın dışında tutma çabasını bu haberi kardeşimden aldığımda anlamış ve beni Artvin'e en erken götürecek uçağa bir bilet almıştım. Uçağın aktarmalı ve gece 2'de yola çıkacak oluşu beni acele bir şekilde hazırlanmaya iterken, benim gibi uyuyamamış olan anneme durumu izah etmekten de geri durmamıştım.
Beni tek başıma göndermek istemeyen anneme, döndüğümde çok önemli şeyler anlatacağımı, ancak bundan önce bana gitmem için izin vermesi gerektiğini söylemiştim. Gönlü hiçbir şekilde razı gelmese de hem benim yalvarışım hem de işin ucunda Firuze Hanım'ın olması sebebiyle beni havaalanına götürmek şartıyla bu isteğime razı gelmişti.
2'de kalkan uçak, 3'ü 10 geçe Ankara Esenboğa Havalimanı'na indiğinde, birkaç saati diğer uçağı beklemekle geçirmiş; bekleme süresi boyunca yıllar önce annem tarafından anlatılan geçmişimizi, Firuze Hanım'ın bizim için yaptığı fedakarlıkları düşünmüştüm. Yaptığı fedakarlıkların ardından benden istediği şeyi, Bera'ya bir şans vermeyi, yerine getiremeyeceğim içinse derin bir vicdan azabı çekmiştim.
Rize Artvin Havalimanı'na varacak olan uçağın kalkış vakti yaklaştığındaysa, yorgun ve hasta olan bedenimle koltuğuma geçip 1 saat 25 dakika sürecek olan uçuşu uyuyarak geçirmeye karar vermiştim. Boğazımdaki ağrı sebebiyle uyuma konusunda çok başarılı olamazken, biraz sonra yanıma oturan anne kızla gözlerimi kısa süreli araladım. Lise çağlarındaki kızın kulağına taktığı kulaklıkla göz göze gelirken, kızın elindeki telefondan bir şarkı açmasıyla geri gözlerimi yumdum. Ve ses düzeyini yüksek tutması sebebiyle kulaklığına rağmen duyduğum parçayı dinleyerek uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKSAL REAKSİYON
Romance"Bana bak, sen beni hırsızlıkla suçlayamazsın!" "Suçlarsam ne olur?" "Hiçbir şey olmaz! Ben koskoca Firuze Parfümeri'nin ceo'su Mehmet Bera Özkayahan'ım, ya sen? Sen kimsin de senin suçlaman bir şeylere sebep olsun ha? Kimsin sen?" Karadeniz damarım...