"Bana bak, sen beni hırsızlıkla suçlayamazsın!"
"Suçlarsam ne olur?"
"Hiçbir şey olmaz! Ben koskoca Firuze Parfümeri'nin ceo'su Mehmet Bera Özkayahan'ım, ya sen? Sen kimsin de senin suçlaman bir şeylere sebep olsun ha? Kimsin sen?"
Karadeniz damarım...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MEHMET BERA ÖZKAYAHAN
"Babaannenin istediği gibi, seninle evlenmeyi..."
Birkaç saniyelik sessizliğin ardından, "Neden?" diye sordum ciddiyetle. "Eğer sırf seni o adamdan koruduğum ve bu yüzden bana karşı borçlu hissettiğin için kabul ediyorsan-"
Laflarımı anında böldü. "Sadece ondan değil. Kendim de istediğim için kabul ediyorum. Eğer seninle evlenirsem, eş durumu sebebiyle buraya yeniden tayinim çıkar. Ve ben de bir daha oraya dönmemiş olurum..."
En kolay çıkış yolunun bu olduğuna karar verdiğini anlarken, "Bak," diyerek geri yanına yürüdüm. "Az önce de söylediğim gibi araya adam sokar, senin tayinini buraya, ailenin yanına aldırırım. Sırf bu yüzden benimle evlenmek zorunda değilsin."
Konuşmaya yeltendiğinde, buna izin vermedim.
"Acele etme. Her şeyi detayıyla düşünüp öyle karar ver. Ve bu kararı verirken, seni her şartta ve koşulda koruyacağımı aklından çıkarma." Kararsız bir şekilde bakan mavilerinden zar zor gözlerimi ayırıp tam arkamda, bizi pür dikkat dinleyen ve ona döndüğüm ân etrafı inceliyormuş gibi yapan Kerem'e döndüm. "Kerem?"
"Canım?" diyerek bana baktığındaysa, ona ters bir bakış atarak Sade'yi işaret ettim. "Sade sana emanet. Ben magazincilerle konuşmaya gidiyorun. Beş dakikaya arabada olurum."
🎴
"Hakkınızda çıkan haberler hakkında ne düşünüyorsunuz Bera Bey?"
Havaalanından çıkar çıkmaz yöneltilen ilk soru tam beklediğim gibi olurken, güneş gözlüğümün altından karşımdaki kalabalığı süzerek cevap verdim. "Birilerinin ısrarla hakkımda karalama kampanyası yaptığını düşünüyorum."
"Yani bütün bu haberler yalan mı efendim?"
"Gerçekten duygusal ilişkiler yaşadığınız çalışanlarınızı kayırıyor musunuz?"
Sözlerini sesimi yükselterek kestim. "Bu zamana kadar hiçbir çalışanımla duygusal bir ilişki yaşamadım. Bundan sonra da yaşamayı düşünmüyorum. Yapılan haberlerin hepsi asılsızdır."
"Peki bu sabah çıkan fotoğraflarınız da fotomontaj mıydı Bera Bey? Çünkü fotoğraflar oldukça gerçek gözüküyordu."
Kinayeli tavrı sinirimi bozsa da, ürkütücü bir sakinlikle gözlerine bakmaya ve konuşmaya devam ettim. "Fotoğraflar gerçekti. Ama altına yazdıklarınız gerçeği yansıtmıyordu."
Altına; hakkımda yapılan hiçbir iftirayı umursamadan Artvin'e, sevgilimin yanına, günümü gün etmeye gittiğim gibi iğrenç şeyler yazmışlardı. Ve ben bunlara değinmek dahi istemiyordum.
