Bölümü yayınladığım tarih: 05.08.2024Okuduğunuz tarih:
FİRUZE SADE ERDEN
Hem hasta olmaya yakın, hem de saatlerdir aç susuz bir şekilde yürümüş olmanın getirdiği etkiyle gözlerim aniden kararıp geriye doğru sendelememe yol açtığında; annemle Firuze Hanım hızlıca koluma girdiler.
"Sade, ne oldu anneciğim?"
"İyi misin kızım?"
"İyiyim," derken annemin kolunu tutmuştum sıkıca. "Gözüm karardı sadece bir ân..."
"Ben bir su alayım-"
"Olur mu Firuze Abla? Sen dur lütfen. Ben bir koşu gider gelirim."
Annem, Firuze Hanım'ın gitmesine izin vermemek için alelacele bir şekilde yanımızdan kaybolduğunda; duyduklarımın ağırlığını daha fazla taşıyamayıp annemin arabasına yaslandım. Ve derin bir soluk alıp verdikten sonra aklımdaki soruyu sormak için dudaklarımı araladım. "Başından beri, benim kim olduğumu biliyor muydunuz?"
Tatlı bir gülümseme eşliğinde, "Biliyordum," dedi. Sonra da elini kaldırıp saçlarımı okşadı. "Her ne kadar saçlarının rengini değiştirmiş olsan da, o derin bakışlara sahip mavi gözleri nerede görsem tanırım."
Saçlarımı okşayışı, gözlerime bakışı kalbimde bir yerlere dokunduğunda; gözlerimin dolmasına engel olamadım. Bunu ondan saklamak isteyip yüzümü başka yöne çevirmeye kalktım. Ancak başarılı olamadım.
Çenemi tutarak bana engel olan Firuze Hanım, "Ağlıyor musun bakayım sen?" dedi hafif kızgın bir tonla. "Küçükken de böyleydin. Ağlayacağın bir şey oldu mu hemen gidip bir yerlere saklanmaya, mutsuzluğunu bizden gizlemeye çalışırdın."
Yanağıma akan yaşı, beni beklemeden yavaşça sildiğinde konuşmaya devam ediyordu.
"Halbuki sana hep gözyaşlarını ve hüzünlerini bizden saklamana gerek olmadığını söyledim. Ama görüyorum ki dediklerimden hiç ders almamışsın. Alsaydın, o iğrenç herifin yaptıklarını annenle paylaşırdın."
Sona doğru kızgınlaşan ses tonuna, "Paylaşacağım ki," dedim çocuk gibi bir tonlamayla. "Geç olsa da paylaşacağım. Hem onun artık sadece bana değil, başkalarına da zararı dokunmaya başladı. Daha fazla yaptıklarını saklayamam..."
"Konu başkaları değil yavrum. Konu, hayattaki bütün zorlukları tek başına sırtlama çaban. İnsan bazen, sırtını yaslayabileceği bir omuz arıyor. Sana destek olmak isteyen omuzları reddetmek zorunda değilsin. Bak annen var. Annenle evlendiği günden beri seni kendi çocuğu kabul eden bir baban var. Araya yıllar girmiş olsa da, sana 2 yaşına kadar bakmış olan Firuze Teyzen var. Seni tanıyalı birkaç gün olmasına rağmen, senin için içeride olan bir Bera var..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKSAL REAKSİYON
Romance"Bana bak, sen beni hırsızlıkla suçlayamazsın!" "Suçlarsam ne olur?" "Hiçbir şey olmaz! Ben koskoca Firuze Parfümeri'nin ceo'su Mehmet Bera Özkayahan'ım, ya sen? Sen kimsin de senin suçlaman bir şeylere sebep olsun ha? Kimsin sen?" Karadeniz damarım...