6.BÖLÜM

23.4K 1.6K 162
                                    

"Hayat bir tesadüfler silsilesi imiş, âlâ! Fakat tesadüfün de kendine göre bir mantığı olmalı değil mi ya?"

*SABAHATTİN ALİ

*SABAHATTİN ALİ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


                            ******

Karşımda kolunu tutup bana bağıran eniştemle korkudan elim ayağım titremeye başlamıştı. Hemen arkasından gelen Cihangirle nefesimi tutup ölmeye çalıştım. Ama can tatlı gelince derin bir nefes alarak kendimi kurtardım. Bu işten paçayı sıyırmanın bir yolu olmalıydı. Aklıma gelen şeyle dudaklarımı oynatarak elimle Cihangiri gösterdim. "Enişte yemin ederim benim suçum yok! Yüzbaşı bana vur dedi! Önüne gelene sık dedi! Rehineleri savunmak senin görevin dedi! Vatan sana emanet dedi! Tam öyle söylemedi ama ona yakın bir şey demişti galiba." Bana bakan şaşkın gözlere bakıp masumca son cümlemi ekledim. "Vatan için yaptım enişte."

Cihangir bana şok olmuş bir şekilde baktı. "Ben mi demişim onca şeyi?" Sonra olanların daha yeni farkına varmış gibi Haşmet'in koluna bakışlarını çevirdi. "Sen benim askerime mi sıktın kara bela?"

Kınarcasına baktım. "Niye senin askerine sıkayım yüzbaşı? Enişteme sıktım ben." Eniştemin öfkeli bakışlarını görünce hızla ekledim. "Yanlışlıkla yani, yemin ederim yanlışlıkla sıktım enişte." Eniştem bana bakıp kaş göz işaretleri yapmaya başladı. Göz kırparak sordum. "Kaşın gözün ayrı oynamasın enişte. Ne diyeceksen de, yabancı yok."

"Sus Devrim!"

Eniştemin dişlerinin arasından konuşmasıyla vah vah der gibi Cihangir'e döndüm. "Galiba kolu çok kötü yüzbaşı. Yoksa hep konuş der bana."

Mağaranın içine giren kişilerle beraber gözüm bayram etmeye başlayarak olanları kısa süreliğine unutmuştum. Hepsi de kamuflajlıydı maşallah. Cihangirin bakışları enişteme kaydı. "Bu senin baldızın mı lan?"

Bu adamın bizim tarafla bir sorunu olmalıydı galiba. Hem enişteme hem de bana lan demeyi bırakması gerekiyordu.

Eniştem üzgünce başını sallayarak beni gösterdi. "Hayır demeyi o kadar çok isterdim ki komutanım ama evet benim baldızım."

Neyyy! Kahrolası ağzı neler diyordu öyle? Beni beni baldızını! "Yazıklar olsun sana enişte! Lan o kadar seni ablama verdik! Karşılığı bu muydu ha?! Keşke koluna değil de ağzına sıksaydım da bunları duymasaydım be!" Neden ablamı ona verelim ki eniştemi ablama vermiştik.

Diğer askerlerin far görmüş tavşan gibi bakmalarıyla onlara da bağırmaya başladım. "Siz niye kurtarmaya geç geliyorsunuz ha?! Cimere TSK'yı şikayet edeyim de görün siz. Altına da hepinizin robot resmini çizip atacağım!"

Kimse ağzını açıp da tek kelime etmiyordu. Şok olmuşlardı galiba yazık!

Arkadan bir ses duyuldu. "Herif bu kız beni gelenlere verecekti ya? İşte ben şu mavi gözlü olanı istiyorum. Beni ona versin. Sen de benden kurtulursun."

SUNGURUN PENÇE İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin