"Keşke tanışmamıza hiç fırsat olmasaydı,ve seni hayatıma şeker misali karıştırmasaydım..."*Can YÜCEL
******
*Geçmiş
Üstümdeki üniformanın omuz kısmına toz varmış gibi silkeleyip bakışlarımı etraftaki topluluğa çevirdim. Neşeli kahkahaların ve gururlu bakışların çoğunlukta olduğu kutsal an gelip çatmıştı.
Yemin töreni.
Beklenen gün gelmiş herkes heyecanlı bir bekleyiş içerisinde dakikaları sayıyordu. Bir zamanlar tatlı ama bir yandan da korku dolu bir heyecan vardı içimizde. Şimdi ise korkusuz ve bir o kadar da gözü kara bakıyorduk etrafımıza. Lakin o tatlı heyecan hiçbir zaman yitip gitmeyecek gibiydi.
Tekrar etrafıma baktım. Gözlerim al bayrağa değdi. İçim huzurla doldu. Usulca gökyüzüne çevirdim bakışlarımı. Hayallerimi sığdırmıştım koskoca maviliğe. Umutlarımı kırmayıp bağrına basmıştı beni. Tüm kırgınlıklarımı alıp saklamıştı bulutların arkasına. Sinmiştim olduğum yere. Herkesten uzakta huzurluydum.
Uğruna can vermek isteyeceğim al bayrağım bir de şu mavisine ölüp bittiğim gökyüzü yeterdi bana.
Yemin töreninden sonra gerçek bir pilot olup göklerde olacak, düşmana korku salacaktık. İçimizde olan o çocuksu heyecanın sebebi de bu olmalıydı. Vatanımız için biz de bir şeyler yapacak ve başaracaktık.
Bakışlarım etrafta usulca dolaştı. Kimi ailesini getirmiş kimi dostunu. Tek tük yalnız gelenler vardı ama çok azdı. O yalnızlardan biri de bendim.
Abim çok heves etmişti gelmek için ama görev emri nedeniyle acilen gitmişti. Yaklaşık bir aydır görmemiştim. Sesini duymadığım için de endişeleniyordum. Belli etmesem de üzülmüştüm. En azından abim yanımda olacaktı. Yine de hiç kızmadım ona. Neticede vatan işin içinde. Vatana kızılmaz. Vatan için canını ortaya koyana hiç kızılmazdı.
Gözlerim az ötede ailesiyle konuşan Pınar'a takıldı. Çok konuşmuşluğumuz olmasa da iyi kızdı. Annesi, babası ve ablası onu izlemeye gelmişti. Babası elini kızının omuzundan bir an olsun çekmiyor, annesi dualar eşliğinde kızının yanağını okşuyordu. Ablası elindeki fotoğraf makinesiyle her dakikasını çekmekle meşguldü.
Burukça gülümsedim. Herkesin imrenerek bakacağı bir aile tablosuydu. Öyle bir tabloda yer almak isterdim.
Babamın gururlu bakışını, annemin şefkatli ellerini, ablamın sarılışını, abimin omuzlarımda duran ellerini ve ikizlerin fotoğrafımı çekmek için didişmelerini isterdim mesela.
Gözümün önünde oluşan hayali görüntüyü silmek için başımı iki yana sallayıp gökyüzüne çevirdim. Yerim de yurdum da orasıydı. Annem de babam da dostum da sevgilim de oydu bundan sonra. Kimseye ihtiyacım yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUNGURUN PENÇE İZİ
Ficción GeneralBU BİR ASKER KURGUSUDUR. "Sen nasıl özel kuvvetsin ya? Mayına bastım diyorum. Kasaturayla falan imha etsene yüzbaşı!" Bir yandan da hönkürerek ağlıyordum. "Kal böyle de aklın başına gelsin. Belki akıllanırsın ağlayan bela." Ağlarken küfrettim."Seni...