"Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum..."*Orhan Veli KANIK
******
*Geçmiş
Dün yaşadığım tatsız olayları bir kenara bırakarak sabah erkenden kalkıp ders çalışmıştım. Kimseye muhtaç olmamam gerektiğini bana bir kere daha öğreten aileme minnettardım. Onlar yüzünden kendimi bir hiçmişim gibi hissetmiştim ve buna artık son bulmalıydı. Buradan uzaklaşıp yaşamam için ve bu hastalığımdan kurtulmak için sınavı kazanmalıydım. Ama ondan önce yapmam gereken başka bir şey daha vardı. Hastaneye gidecektim. Doktorumla konuşup başka bir şehirde tedavi görmek istediğimi söyleyerek bilgi almalıydım. Tekrar hastaneye gitmek istemesem de hem kendim için hem de küçük adama verdiğim söz için gitmek istiyordum. Barış'a, birlikte yemek yiyeceğiz demiştim ve bunu yerine getirmek istiyordum. Bir de o küçük adamı görmek istiyordum. Bana umut veren bakışlarını tekrar hissetmek için.
Hızlı bir şekilde hazırlanıp salona geçtim. Annem ve ablam köyü bir sohbete dalmış, Yağız elindeki annemin telefonuyla büyük ihtimalle yılan oyunu oynuyordu. İkizler yoktu. Ablam uyutmuş olmalıydı. Annemin ve ablamın bakışları beni bulunca hiç tepki vermeden ablamın yanına geçip oturdum. Annemin her zamanki kaş çatışını umursamadan ablama gülümseyerek bakıp konuşmaya başladım. "Ablacım ben gidip kendime bir kaç test kitabı alacağım da. Yağız da benimle gelebilir mi? Bir yerde oturup yemek falan yeriz. Ne dersin?"
Ablamın cevap vermesine fırsat vermeyen annem lafa atladı. "Benden izin aldın mı sen kız?"
Alayla bakıp cevap verdim. "İyi o zaman anne sen git test kitabımı al. Ben seni evde bekleyeyim. Yanlış test kitabını almazsan sevinirim." Sessizce mırıldandım. "Malûm bakar körsün."
Sondaki dediğimi anlamayan annem öfkeyle terliğine uzanacakken ablam elini uzatıp annemi durdurdu. "Anne Işık haklı. Bırak kız gidip alsın işte. Alt tarafı test kitabı alıp gelecek. Hem Yağız da sıkılıyordu." Yağız'a bakıp gülümsedi. "Oğluşum teyzenle gezmeye gitmek ister misin?"
Yağız elimdeki telefonu hızla annemin yüzüne fırlatıp sevinçle yanımıza gelip bağırdı. "İsterim tabi anne ya bu da soru mu?!"
Annem burnuna değen telefonla Yağız'a kötü kötü bakmış ama ablam var diye bir şey diyememişti. Bu haline sırıtıp Yağız'a bakıp göz kırptım. "Lunaparka da gideriz senle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUNGURUN PENÇE İZİ
Ficção GeralBU BİR ASKER KURGUSUDUR. "Sen nasıl özel kuvvetsin ya? Mayına bastım diyorum. Kasaturayla falan imha etsene yüzbaşı!" Bir yandan da hönkürerek ağlıyordum. "Kal böyle de aklın başına gelsin. Belki akıllanırsın ağlayan bela." Ağlarken küfrettim."Seni...