5. Yakalananlar ve Çığlıklar

54 29 0
                                    

Not: Düzenlendi.

Keyifli okumalar! 🌩️
.
.

Koşuyordum.

Ayak tabanlarım adeta isyan ediyorlardı. Benim de onlarla birlikte isyana katılmama az kalmıştı. Nefes alamayacak duruma gelmeme rağmen durduğum an yakalanacakmışım düşüncesi durup dinlenmeme engel oluyordu.

Pencereden atladığımda üzerimde bir takip cihazı olduğunu fark etmiştim. Barın bazen çok komik olabiliyordu! Gerçekten kaçacağımı düşünüp bunu yapmış mıydı?

Sanki düşünmekte biraz haklıymış ama-

Orasını karıştırmasana!

Ben de takip cihazını alıp bir ambulansın içine atıvermiştim. Kaçtığımı fark ettiğinde deliye dönecekti. Üstüne beni bulduğunu sanarken ambulansla karşılaştığında komalık olmazdı umarım. Ya da olsun! Bundan sonrası beni ilgilendirmiyor.

Ama tüm bunlara rağmen yine de korkuyordum işte. Başladığım yere dönmekten deliler gibi korkuyordum.

Bir ara sokaktan daha geçerken ayağım bir şeye takıldı ve tökezlememle kendimi yerde bulmam bir oldu.

Oh, hazır düşmüşken biraz dinlenirsin artık!

Doğrulmaya çalıştım ama dizlerime onlarca çivi batıyormuş gibi hissetmem buna yardımcı olmuyordu. Dişlerimi sıkarak sırtımı duvara yasladım. Dizlerimin olduğu yerde iki büyük delik açılmıştı ve düşündüğüm kadar kötü olmasa da yaralanmıştım.

Daha ilk dakikadan! Cidden mi!

Duvardan destek alarak ayağa kalkmayı başardım ve yürümeye devam ettim. Öylece oturup canımın acısını düşünecek zamanım yoktu. Uzaklara gitmeliydim. Onlardan çok uzaklara.

Yürümeye devam ederken arkamdan gelen adım sesleriyle kaskatı kesildim. Gittikçe yaklaşıyordu ve kalbimin ağzımda atmaya başladığını hissediyordum. Dönüp bakmalı mıydım? Belki de tam şu anda koşmaya başlamam gerekiyordu. Ama dizimin hâliyle bu çok zordu.

"Hey küçük kız bekle!"

Dilinde yuvarlaya yuvarlaya kullandığı kelimelere bakılırsa... Hızla arkamı döndüm. Hayır, korktuğum başıma gelmemişti. Barın değildi. Daha kötüsüydü...

Hemen önüme dönüp koşmaya başladım. Tökezleye tökezleye ilerlesem de şu anda yapabileceğim başka bir seçenek olduğunu sanmıyordum. Sarhoş insanların yapacaklarının sınırı yoktu özellikle de böyle ıssız bir sokakta.

Kahretsin! Düşecek zamanı bulmuştum ben de. Bu durumda olmasam kendimi ayakta alkışlardım. Ama her an bana yetişebilirdi. Koştuğunu duyabiliyordum ve gittikçe daha çaresiz hissediyordum.

"Sana. Bekle. Dedim."

Sol kolumdan yakaladığında tüm gücümle bir çığlık attım. Arkamı dönüp bacak arasına bir tekme geçirdiğimde acıyla inleyerek iki büklüm oldu. Bundan faydalanarak hiç vakit kaybetmeden yeniden koşmaya başladım.

Ana caddeye çıkmak üzereyken çantamdan tutarak beni geriye doğru çekti. Bu kahrolası adam bana ne ara yetişmişti!

"İMDAT!"

Çığlık atarken bir yandan da adamın ellerinden kurtulmaya çalışıyordum. Tişörtümün eteklerini tuttuğunda bağırmanın bir işe yaramayacağını çoktan anlamıştım. Adamın yakalarından tutarak onu kendime çektim ve başımı sertçe burnuna geçirdim. Bir kırılma sesi geldiğinde bunun burnundan geldiğini tahmin etmek zor değildi.

Birlikte Atlayalım GökyüzündenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin