22. Günahkâr Bir Kız

22 11 2
                                    

Yorumlarınızı ve oylarınızı unutmayın olur mu?
Keyifli okumalar!

İnsan ilk doğduğunda masumdur, ruhsal olarak temizdir. Bebekler dünyaya günahsız olarak gelirler. Her şeyden habersizlerdir.

Sonra öğrenirler. Acıyı öğrenirler önce. Belki parkta koşarken düştüğünde, belki okulda arkadaşları tarafından zorbalık gördüğünde, belki de kırıcı sözlerle. Sonra nefret gelir. Düştüğü parktan nefret eder, okul arkadaşlarından nefret eder ve o sözleri söyleyen insanlardan da nefret eder. Nefret büyür ve yerini acımasızlığa bırakır. Düştüğü kaldırıma tekme atar, onunla dalga geçen okul arkadaşlarıyla kavga eder ve kırıcı sözlere daha kötüleriyle karşılık verir. Ve bir bakmışsın günahsız bebek gitmiş, yerine günahlara boğulmuş belki genç belki yetişkin bir insan gelmiş.

Ve o insanlardan biri de bendim. Ben günahkâr bir genç kızdım. Ben acımasızlaştıkça kendi benliğimi kaybedip günahlardan ibaret olacaktım. Ben bu yolu isteyerek seçmemiştim, zorunda bırakılmıştım. Artık bu intikamı almadıkça nefes alamazdım.

İki yanımda kolumu sıkıca tutan polisler. Hızlı adımlarla beni de beraberlerinde yürütüyorlardı. Direnmeye çalışırsam beni daha sıkı tutarlardı. Bu yüzden başka bir yol denemeye karar verdim.

Dudaklarımdan bir inilti döküldü ve sanki karnımı tutmam gerekiyormuş gibi öne eğilmeye çalıştım. Saçlarım yüzüme döküldü ve hınzırca parlayan yeşil gözlerimi örttü. Polisler durdu ve birbirlerine baktıklarını hissettim. Bir inilti daha döküldü. Tüm gücüm çekilmiş gibi kendimi polislerin kollarına bıraktım. Ne yapacaklarını bilemeyip beni yere bıraktılar. O sırada Barın, "Neler oluyor?" diye sordu telaşlı bir sesle. Bize doğru koşar adımlarla yürüdüğünü duydum.

Bu dikkat dağınıklığından faydalanıp hızla kelepçelerimi çıkardım. Metal sesi salonda yankılanırken vakit kaybetmeden parmaklarımı botumdan içeri sokup karakola geldiğim ilk gün yanıma aldığım bıçağı çıkardım. Daha polisler ve Barın ne olduğunu anlamadan ayağa kalkıp koşmaya başladım. Kısa bir sessizliğin ardından akılları başlarına gelmiş olacak ki, "Hey, dur! Nereye gidiyorsun?" diye bağırdı polislerden birisi. Cevap vermek yerine bir elimde sıkıca tuttuğum bıçağa baktım.

Koştum koştum koştum. Arkamdan geldiklerini biliyordum, daha da hızlandım. Bir anlık heyecandan tökezler gibi oldum ama hemen toparladım. Gözlerim Kağanʼın sırtına odaklanmıştı. Son hızımla ona doğru koşuyordum. Onu taşıyan polisler de arkalarından yükselen gürültüyle başlarını bu tarafa çevireceklerdi ki...

Dudaklarımdan dökülen tiz çığlığa engel olamadan bıçağı var gücümle Kağanʼın sırtına sapladım. Sapladığım an önce şoka uğradı sonra sırtına saplanan bıçağın acısını hissetmiş olacak ki acıyla haykırdı. Polislerin bana engel olmasına fırsat vermeden bıçağı çıkarıp yeniden aynı yere sapladım. Adamın haykırışı tüm salonda yankılandı. Tuğba Atakul da var gücüyle bağırıp bana doğru koşmaya çalıştı ama polisler onu engellemeye çalıştılar.

Delirmiş gibi bıçağı aynı yere saplamaya devam ettim. Polisler bana yetişip beni geriye çekmeye çalıştılar ama onları da var gücümle ittirdim. Kağanʼın iki yanındaki polis bıçağı almaya çalışıyorlardı. Sonunda birisi beni öyle bir geri çekti ki düşüp başımı duvara çarptım. Buna rağmen bıçağı hâlâ bırakmamış sıkı sıkı tutuyordum. Başımın acısını umursamadan ayağa kalkmaya çalıştım ama polisler gelip bıçağı elimden almaya çalışınca bu sefer onlara direnmeye çalıştım.

"O benim bıçağım! Bırakın! Bıraksanıza!" diye bir çığlık yükseldi yakınımda genç bir kızdan. Çığlık sesi kulağımın içinde yankılandı. Benim çığlığım olduğunu birkaç saniye sonra anladım. Sesim kulağıma yabancı gelmeye başlamıştı. Boğazım yırtılana kadar çığlık atıyor nefretimi haykırıyordum. Kağanʼın delik deşik olmuş sırtına baktım. Çığlıklarım yerini dehşete bıraktı. Bu akan kanlar benim eserimdi. Kağanʼın sırtındaki izler benim izlerimdi. Başarmıştım. Ben başarmıştım. Çığlıklarım sonucunda boğazım yanmaya başladı. Gözlerimi bıçağıma çevirdim. Ucundan, elbiseme kan damlıyordu. Siyah elbisemde kanın damladığı nokta koyulaşmıştı. Elimin tersiyle temizlemeye çalıştım. Elim de kırmızıya boyandı.

Birlikte Atlayalım GökyüzündenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin