Damion Pambroke
Hayat ikilemlerle doluydu. Sabahında kavga ettiğin biriyle akşamında oturup dertleştirexek kadar hem de...
Gözlerimi açtığımda kucağımdaki ağırlık ile kaşlarımı çatmadan edemedim. Kucağımda yatan şeyin üstüne doğru yatmamdan dolayı belim ağrımıştı.
Hızla yattığım yerden doğruldum ve üzerimdeki şeye baktım.
Mysterious top kadar küçülüp başını bacaklarıma yatırmış masumca uyuyordu.
Akşam beraber sohbet ederken daha fazla dayanamamış ve uyuyakalmıştı. Ben ise onu bir süre sessizce izlemiş ve düşmanımın kucağıma yerleşişini seyretmiştim ondan sonra zaten benim de pilim tükenmiş ve uyuyakalmıştım.
Oturduğum yerde dikleştim, Mysterious'ı uyandırmamaya özen göstererek ayağa kalktım ve düşmeyeceğinden emin olduktan sonra evin yolunu tuttum.
Saat sabahın yedisiydi ve okulun başlamasına hâlâ vakit vardı. Bu sebeple kaslarımı gevşetmek için sıcak bir duş aldım ardından çalışma masamın başına oturarak Bilinmeyenler dosyasına dünü işlemeye başladım. Annemin kayıp bedeni, Mysterious'ın tavırları ve düşüncelerini, bilinmeyen kadının bu olay örgüsünde yerinin olup olmadığı...
Dünle ilgili her şeyi dosyaya işledikten sonra oturduğum yerden ayaklandım ve üzerimi değiştirip yanıma gerekli eşyaları aldıktan sonra okula doğru yola koyuldum.
Kısa süre içerisinde okula vardığımda dersin başlamasına hâlâ biraz daha vakit olduğunu fark ederek ağır adımlar ile sınıfa vardım ve her zaman oturduğum en arka sıraya yerleştim.
Arka sıralar genelde sevilmez ve insanlar daha çok ön sıralara oturmayı tercih ederdi. Bu benim işime geliyordu. Sonuçta pek dost canlısı olduğum söylenemezdi.
Sıraya yerleştikten sonra çantamdan kulaklığımı çıkardım ardından dün gece ile ilgili herhangi bir haber olup olmadığına bakmaya başladım. Dün gece düşmanımla oturup sohbet ettiğim ortaya çıkarsa sonuç hiç iyi olmazdı.
Dersin hocası sınıfa girene ve ders başlayana kadar telefondan, çıkan yeni haberleri analiz ettim ardından telefonu çantama atıp dikkatimi derse verdim.
~○~
Sonunda ders bittiğinde ve hoca bizi serbest bıraktığında gözlerim Violet'in sırasına kaydı. Bu gün de okula gelmemişti.
Violet garip bir şekilde diğer herkesin aksine dikkatimi çekmeyi başarmıştı. Austin'e kafa tutmak sonuçta her yiğidin harcı değildi lakin o bunu yapmaktan bir saniye bile geri durmamıştı. Bu hareket onu diğer herkesin aksine gözümde farklı bir yere taşımıştı.
Violet diğer kızların aksine çok daha dişliydi. Kolay pes eden veya insanlara boyun eğenlerden tiplerden değildi fakat gene de gözleri yeteri kadar açık da değildi.
Elena ile Violet'in anlaşamadığı zaten su götürmez bir gerçekti fakat Elena'nın Violet hakkında planladıkları da bir o kadar enteresandı.
Elena hemen yan sıramda oturuyordu ve yazarken mırıldanmayı da alışkanlık edinmişti. Sayfalarca Violet hakkında planlar yapıyor ve tüm bunları da mırıldanıyordu.
Merakıma yenik düşmüş ve o deftere bir göz atmışmıştım. İçinde gördüğüm o planlar ise beni hayrete düşürmüştü.
Elena zeki ve kurnaz bir kızdı ve benden deli gibi tırsıyordu. Violet'ı sürekli izlememin ana sebebi de buydu. Ben onu izlemesem Elena onun adını çıkarın, okuldan atılmasına sebep olur ve hatta ailesinin adını bile lekeleyebilirdi. Tüm bu planların yanı sıra kurduğu fiziksel eylem içeren planlara girmeye bile gerek yoktu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN LEYDİSİ
Science FictionBir gece o adam geldi ve hayatım değişti. Aradan on üç sene geçti ve ben her şeye alıştım, sonra o çıktı karşıma ve hayatım alt üst oldu. Kendi karanlık dünyamda kaybettim kendimi... ... "O lanetli." ... Tüm bunların aslında bir başlangıç noktası...