Medyadaki ana karakter
...
Çantamı sırtıma atıp sınıftan çıktıktan sonra ilk işim çantamdaki yeni ağrı kesici paketini alıp biraz ağrı kesici içmek oldu. Gerçekten çok ağrım vardı ve benim dayanacak mecalim kalmamıştı.
İçine girdiğim bu kavganın kısa süre içinde bütün okula yayılacağına emindim ve bu düşünce istemsizce gerilmem sebep oluyordu. Bununla beraber birde daha başlamamış bile sayılabilecek günün gerginliği birikmişti üzerimde. Sınıftaki arkadaşlarım, dostum dediğim insanlar, arkasını kolladığım kişiler bir anda basit bir yalan ile bana düşman kesilmişlerdi, o geniş arkadaş çevrem bir anda yok olmuştu.
İşin açıkçası artık hangisine yetişmem gerektiği ile ilgili de hiçbir fikrim kalmamıştı. Night Reaper ve onun ekibi bir kenarda dursun, artık sınıfta da uğraşmam gereken şeyler vardı ve bu da benim hayat tempomu bir hayli arttıracaktı. Nereye gidersem gideyim artık her zaman uğraşmam gereken insanlar olacaktı. Çatılarda, okulda ve günlük hayatımda... İnsanlar ben ne yaparsam yapayım bir şekilde bana düşman kesilmenin bir yolunu buluyordu.
Okulun merdivenlerinden ağır ağır inerken aklım hâlâ sınıftaydı. Bundan sonra işlerin nasıl gelişeceğini ve neler olacağını düşünüyordum.
Merdivenlerin sonuna geldiğimde sola döndüm ve okulun karalık bodrum katına açılan kapıyı gıcırtılı bir şekilde aralayıp karanlığa inen merdivenleri arkamdan kapıyı kapatarak bir bir inmeye başladım. Öğrenciler bu kattan oldukça fazla korkarlardı. O kadar korkarlardı ki sadece bu kat hakkında tonlarca söylenti çıkarmışlardı. Orası lanetli, içeride yaratıklar var, oraya giren öğrenciler orada kayboluyor, orada cinayet işlenmiş, orası Mysterious ve Night Reaper'ın uğradığı bir mekan... Açıkçası bütün bu teoriler bana çok saçma gelmiş ve duyduğum ilk anda meraklanmama vesile olmuştu.
Burayı ilk keşfettiğimde sadece diğer katlardan daha ıssız, soğuk ve tonlarca gereksiz eşyanın atıldığı bir yer olduğunu fark etmem de uzun sürmemişti.
İnsanlar her zaman en ufak korkularını bile büyütüp başkalarına da bulaştırabiliyordu.
Biri burayı bulur ve korkar ardından başka birine çok daha ürkütücü bir hikaye anlatır ve onu da korkutur. O kişi ise ilk kişinin yaptığı gibi bir başkasına anlatır, o da başkasına ve başka biri de başkasına derken basit bir bodrum bile tonlarca ürkütücü teoriye ev sahipliği yapabiliyordu. Okulda bu teoriler boy gösterdiğinde ise artık müdüre hanım buraya bir kilit bile gerekmediğine kanaat getirmişti. Haklıydı da. Öğrenciler korkularından buraya girmeyi bırak yanına dahi yaklaşmıyorlardı -ki okulun çoğunluğu burayı hâlâ kilitli olarak biliyor ve sorgulamıyordu.
Uzun merdivenlerden sonunda inmeyi başardığımda buradaki masa lambalardan birini aldım, eşyaların arasından ilerleyip köşedeki prize taktım ve loş ışığın eşya yığınları arasında kaybolmasına izin verdim ardından lambanın yanına çöküp hissettiğim ağrı ve ihanet duygusu ile başa çıkmak için çırpınmaya başladım.
Bu tür bir olay günlük hayatımda ilk kez başıma geliyordu ve beni hazırlıksız yakalamıştı. Bütün arkadaş çevrem, değer verdiğim insanlar bana olayın aslını sorma zahmetinde bile bulunmadan beni suçlamış, tamamen yalnız kalmama sebep olmuştu.
Tükenmiş hissediyordum ve yıpranmış görünüyordum. Yorgundum ve bu basit kapışma beni fazlasıyla bitkin düşürmüştü. Şu an ise tek istediğim çırpınmayı bırakıp biraz gözyaşı dökmekti ve ben de tam olarak öyle yaptım.
Gözlerimin önünde birikmiş ve görüşümü daraltan yaşların süzülmesine izin verdim. Önce bir yaş ve daha sonra bir tane daha... Sessiz sessiz ağlamaya başladığımda tamamen bitik bir durumda olduğumun farkındaydım. Kolay kolay ağlayan insanlardan değildim ve ben ne zaman ağlamaya başlasam bunun artık bir kabulleniş veya son çırpınış anlamına geldiğini çevremdeki herkes bilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN LEYDİSİ
Ficção CientíficaBir gece o adam geldi ve hayatım değişti. Aradan on üç sene geçti ve ben her şeye alıştım, sonra o çıktı karşıma ve hayatım alt üst oldu. Kendi karanlık dünyamda kaybettim kendimi... ... "O lanetli." ... Tüm bunların aslında bir başlangıç noktası...