Sınıftaki herkes bana bakıyordu ben ise bu bakışlar altında ezilip büzülüyordum. Onlar bana bakıyordu ve ben onlara... Fakat bir fark vardı ikisi arasında ben manasızca, onlar düşmanca bakıyordu.
Belli bir süre boyunca bu karşılıklı bakışma devam etti, en sonunda ise bu anlamsız bakışmaya bir son veren taraf ben oldum ve onları o anlık boş vermeyi seçip cam kenarındaki sırama yerleştim. Sıra arkadaşım bu gün gelmemişti bu yüzden çantamı onun yerine gelişi güzel bir şekilde yerleştirdim. Bu sırada hâlâ herkesin yoğun bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Bu durum son derece rahatsız ediciydi ve her şeyi bir kenara bırakacak olursak insana benim suçum ne? Ben ne yaptım? sorularını sordurarak bu bakışlar altında kalana kafayı yedirtiyordu.
Sorun da zaten buydu; ne yaptığımdan bi haber olmam. Okula en son geldiğimde herkes bana sevecenlikle yaklaşıyor ve yanımda olmak için can atıyordu. Şimdi ise hepsi benden uzak duruyor ve bana ölümcül bakışlarını gönderiyorlardı. Okulda ün salmış o popüler kızlardan biri de benim diyebilirdim. Bu popüler kız olayı bana her zaman saçmalık gibi gelmiştir fakat insanlar bundan gayet hoşnuttu. Bu da bana neden? Sorusunu sorduruyordu. Ne oldu da bir günde herkes bana düşman kesildi? Neden insanlar bana karşı böylesine bir tiksinti beslemeye başladı?..
Bir yanım onlarla konuşup bütün bunların sebebini öğrenmek istese de diğer bir yanım baskısı altında olduğu bu bakışlar sebebiyle bunu yapamaya çekiniyordu.
"Bayan Blackwood bu gün okula gelmeyecekmiş." Bert'in konuşması ile herkes teker teker gözlerini benim üzerimden çekip ona çevirdi. Bakışlarını Bert'e çeviren herkesin önce bakışları yumuşadı ve ardından onaylar şekilde mırıltılar çıkarıp kendi işlerine döndüler.
Sınıftaki kızlar ve erkekler beraber toplanmış sohbet etmeye başlamış iken ben dışlanmış kişi olmuştum. Beni sınıfın sessiz kaba dayısı ile aynı kefeye koymuşlardı. Beni Damion ile bir tutuyorlardı. Damion okulumuza gelen nakil öğrencilerden biriydi, içten içe herkes onu ve yaptıklarını bilirdi ama asla kanıtlanamazdı ya da kanıtlamaya korkarlardı. Herkes Damion'dan uzak durur ve içten içe ondan tırsardı. Bu da Damion'ın işine gelirdi. Asla derslere katılmamasına rağmen notları oldukça iyiydi ve hep tek takılırdı. Bir kez olsun yanında başka birini görmemiştim. Geçmişte birkaç vukuatta da ön planda olduğu söylentiler arasındaydı. Şu anda ise bir tek o ve ben sınıfta tek kalmıştık. Bir tek o ve ben dışlanmıştık... Bir günde nasıl bu kadar basit bir şekilde kötü kalıbına sokmuşlardı beni?
Belli bir müddet boyunca onları ve keyifli sohbetlerini sessizce izledim ve en sonunda kendime daha fazla işkence etmekten vazgeçerek önüme döndüm, yarım bıraktığım karalamamı açıp çizim yapmaya devam ettim. Leriya'yı ve elindeki kanlı bıçağı çiziyordum. Çizimim iyi denilebilecek seviyedeydi annemler bunun için beni birçok kursa götürmüşlerdi sonuç ise gurur vericiydi. Üç yılın sonunda çizim konusunda kendimin epeyce geliştirmeyi başarmıştım fakat asıl hobim figürler üzerineydi. Küçük yaşlarda oyun hamurundan yaptığım figürlerin yanı sıra şu an yaptığım figürler dudak uçuklatacak cinstendi. Bu konuda oldukça yetenekliydim ve rakip tanımıyordum, çizim ise daha çok annemlerin isteği üzerine gelişen bir durumdu. Annem her zaman ressam olmak istemiş ve beceremeyince beni ressam yapmaya karar vermişti. Belki bir ressam olmamıştım ama onun harika çizim yapma hayalini gerçekleştirebilmiştim. Bu durumdan şikayetçi değildim, ne de olsa resim çizmek kafa dağıtmak için kaliteli aktivitelerden biriydi benim için.
Ben çizdiğim kanlı resim ile uğraşırken dakikalar ilerlemiş ve dersin ortasına yaklaşmıştık bile.
Dersin ortasına vardığımızda ise kapının önünde Elena belirdi. Elena uzun zamandır düşmanımdı diyeceğim türden insanların arasındaydı. Hayatıma harika bir oyunculuk ile girmişti. Onu ilk kez okulun yakınlarında ağlarken görmüştüm, bana sınıf arkadaşlarımın ona zorbalık yaptığını söylemiş ve mağduru oynamıştı. Daha sonradan öğrenmiştim sınıfa nakil öğrenci olarak geldiğini. Uzun süre onun yüzünden arkadaşlarıma tavır takınmıştım tam da planladığı gibi... Bana arkadaşımmış gibi davranmıştı ama aslı çok daha farklı çıkmıştı. Aslında en başından beri okuldaki popülerliğime özendiği ortaya çıkmıştı. Bir keresinde beni bir arkadaşıma kötülemişti. Sözde ben ona aşıkmışım ve sevgilisini tehdit ediyormuşum... Sevgilisine para vermişti rol yapsın diye. O zaman anlayamamıştım, o arkadaşımla ciddi şekilde kavga etmiş ve bir daha görüşmemiştik. Ben her şeyin aslında onun yüzünden olduğunu öğrendiğimde ise beni tehdit etmiş ve bana saldırmıştı. Bütün bunlar olurken o zamanlar Mysterious değildim, kendimi korumayı bilmiyordum ve kötü dayak yemiştim. Herkes onu çok seviyor ve ona inanıyordu, bu yüzden ağzımı kapalı tutmak zorunda kalmıştım. O hayatımı mahvetmek isteyen ve bunun için her şeyi yapabilecek potansiyeli taşıyan bir sahtekardı. Olmayan bir savaşa girmiş ve bana meydan okumuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN LEYDİSİ
Science-FictionBir gece o adam geldi ve hayatım değişti. Aradan on üç sene geçti ve ben her şeye alıştım, sonra o çıktı karşıma ve hayatım alt üst oldu. Kendi karanlık dünyamda kaybettim kendimi... ... "O lanetli." ... Tüm bunların aslında bir başlangıç noktası...