Bir ay sonra
Hayat karşına ummadık şeyler çıkarır her zaman. Fakat duramazsın, pes edemezsin, yıkılamazsın. Dik durmalı ve hak ettiğini almalısın. Her şeye rağmen dünya dönmeye devam ediyordur çünkü kendi etrafında. Geceler ve gündüzler var oldukça yaşamak mükafattır daima.
Sessizlik tüm şehri ele geçirmişken gece insanları yatmaya çağırıyordu beni ise sürgün ediyordu. Fakat bu bir ortak anlaşmaydı.
Elimdeki bıçak ile ıssız koridorda yavaş adımlarla ilerlerken kendimi sessiz bir suikastçı gibi hissetmekten alamıyordum.
Bıçağı Heyula ödünç vermişti. Bir karambitti. Hilal şekilde ve oldukça keskin olan bu bıçağı almam için oldukça ısrar etmişti Heyula.
Ağır adımlarla bir kat daha çıktığımda tanıdığım kapının önünde durdum ve kapıyı olabildiğince sert bir şekilde çaldım.
"Mysterious, seni beklemiyordum. Neden gelmedin?" Sorusu ile kapıyı iyice aralayıp içeri girdim ve arkamdan kapıyı kapadım.
"Sence neden geldim Eğitmen?" Yaşlı adam sırıttı ardından masasına ilerleyip çayından bir ludum aldı.
"Neden?!" İleri doğru bir adım atarak karambiti boynuna dayadığımda ellerini havaya kaldırdı ve sırıttı.
"Ne, neden?"
"Her şeyi sen planladın. Onların ölümünden ve katil oluşumdan sen sorumlusun. Neden?" Ellerini karambite yaklaştırmaya başladı lakin karambiti boynuna biraz daha dayamam ile olduğu yerde durdu.
"Konuş Eğitmen. Aksi halde ben konuşurum." Gizli tehdidimle bozguna uğradı ve afalladı. Kaşları çatılırken bakışları donuklaşmıştı.
"Nereden biliyorsun?" Diye sordu. Sesinde ilk kez az da olsa panik duyuyordum.
"Neyi? Tüm bunları planladığın başka bir şey için oluşturduğunu mu yoksa arkandaki insanları mı? Hadi ama Eğitmen, hiçbir zaman aptal olmadım. O kadar konuştuktan sonra gerçekten hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğimi mi sanmıştın?" Histerik bir kahkaha attım ve başımı yavaşça iki yana salladım. "Ne çok yanılmışsın ama." Yutkundu, onu gafil avlamıştım.
"Kimlere söyledin?" Yüzümde hazzın ve zaferin tebessümü belirdi.
"Sana bunu neden söyleyeyim?"
"Bak Violet, bu bir oyun değil. Hata yapıyorsun." Kaşlarımı hadi ya dermişçesine havaya kaldırdım bu sefer de.
"Bana kalırsa şu durumda bana bunları söylemen oldukça ironik oldu."
"Hata yapıyorsun." Diye diretti.
"Hayır, sen hata yapıyorsun." Diye karşı çıktım ona.
"İndir şu bıçağı, sakince konuşalım." Cıkladım ve ellerini karambite doğru hareket ettireceği sırada ona bir tekme savurdum ve sandalyeye düşmesine neden oldum. Hemen ardından bıçağımı yeniden boynuna dayadım.
Eğitmen ani bir şekilde ellerinin kana bulunmasını umursamadan karambiti avuçladığında karambit elimden kaydı ve Eğitmen onu bir kenara fırlatınca bire bir dövüş başlamış oldu.
Bana doğru bir yumruk savurduğunda yumruğunu tekmem ile engelledim ve bacağımı kavranması ile diğer bacağım vesilesiyle yüzüne sert bir tekme indirdim.
İkimiz de yere devrildiğimizde ona doğru birkaç sıkı yumruk yolladım ta ki kollarımdan kavrayıp beni ters çevirene ve ellerimi başımın iki yanında sabitleyene kadar.
Bacaklarım vesilesiyle vakit kaybetmeden belini sarıp onu üzerimden attığımda hızla fırlattığım yerden ayaklandı ve elinin altında duran bibloyu bana doğru fırlattı. Eğilerek biblodan kaçtığım an ise bacağı ile bacağımı kavradı ve yere yapışmama sebep oldu.
![](https://img.wattpad.com/cover/347738479-288-k539436.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN LEYDİSİ
Science FictionBir gece o adam geldi ve hayatım değişti. Aradan on üç sene geçti ve ben her şeye alıştım, sonra o çıktı karşıma ve hayatım alt üst oldu. Kendi karanlık dünyamda kaybettim kendimi... ... "O lanetli." ... Tüm bunların aslında bir başlangıç noktası...