(38) Eski Dost

26 3 0
                                    

Violet Nightrose

Duygular insanların belki de en karışık ve en garip dürtüleridir, en azından bireyin kendisi için. Aşk, dostluk, nefret, korku, hüzün, acı... İnsan düşünür ve düşünmenin bedeli belki de budur. Kaygılar ve korkular... Fakat sadece bu değildir hiçbir zaman. Aşk dostluk, sevgi ve neşe var olduğu sürece çekilebilebilesi tüm bu bedeller.

Sabah gözlerimi araladığımda onun kucağında yatıyor olmak benim için güne en güzel başlangıçtı hiç şüphesiz.

"Günaydın Leydi, erken kalktın." Gözlerimi uyanmak namına ovarak doğrulduğumda onun tüm gece aslında uyanık olduğunu anlamam pek de zor olmamıştı.

Bir ayağını diğerinin altına aldı ve bana dönerek saçlarımı düzeltmeye başladı.

"Çok mu karman çorman?" Soruma gülümsedi ve tokamı bir kenara koyarak bu sefer saçlarımı iki yana bölüştürdü.

"O kadar değil. En azından bana göre."

"Peki saat kaç?"

"Altı civarı olması gerekiyor." Saçlarımla işi bitince oturduğum yerden ayaklandım ve onu da kaldırmak adına elimi uzattım. Reaper bu teklifimi geri çevirmeksizin oldukça hoşnut bir şekilde kabul etti. Bacakları uyuşmuş olmalıydı.

"Saat daha erken, polisler mesaiye başlamamıştır." Elim ile aşağıdaki boş sokağı işaret ettim. "Yani biraz dolaşmak için vaktimiz var." Beni onaylarken yere eğildi ve tokamla maskelerimi alarak bana uzattı.

"Hangi ara-"

"Uyuyordun ve maskeyle uyumak hiç de rahat değildir."

"Yüzünü merak ettim demenin yeni yöntemi mi bu?" Omuz silkti.

"Belki," Çatının kenarına ulaştı ardından atladı, hemen arkasından onu takip ettim.

"Eşyaların nerede? Etrafta göremedim."

"Boş bir binanın üst katlarında." Başını salladı ve eli ile daha yeni mesaiye başlayan restoranlardan birini gösterdi.

"Sana bir şeyler ısmarlayabilir miyim Leydi?"

"Senin için riskli olmasın?"

"Yanlış bilmiyorsam buranın kameraları bir haftadır bozuk." Umut dolu bakışlarını reddedemedim ve teklifini kabul ettim. Umarım burayı bulabilmek için oturup araştırma yapmamıştır.

Beraber restorana girdik ve iki kahvaltı ile meyve suyu söyledik, ardından beklemeye başladık.

"Sence polislere ne zaman haber verilir?" Diye Reaper'a döndüğümde kaşlarını kaldırdı ve kısa bir hesap sonucunda "Yarım saat?" diye tahminde bulundu.

"Bence bir saati bulur." Meydan okumamı zevk ile kabul etti fakat bir karşılık belirlemedik. Bu sırada kahvaltılarımız geldi ve beraber kahvaltı etmeye başladık.

"Elizabeth nasıl oldu?" Çatalını bir kenara bıraktı ve içeceğinden yeni bir ludum aldı.

"Ona kendi odamı verdim ve deli gibi alışveriş yaptı. Bir de kuzenim ile tanıştı." Kaşlarımı kaldırdım.

"Kuzenin ile?"

"Evet. Bir baş belasına sahip olan tek kişi değilsin. Sahiden, ona neden baş belası dediğini çok iyi anladım." Gür bir kahkaha attım kendimi tutamadan.

"Daha ilk gündü!"

"Galiba işim zor olacak."

"Galiba!" Bir kez daha güldüm ve ağızıma bir sosis parçası attım.

KARANLIĞIN LEYDİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin