Gecenin soğuk havası yüzüme çarparken derin düşünceler ruhumu kaplayan gerilim ile adeta bütünleşmişti. Neticede gitmekte olduğum yer bir daha asla gitmeyi planlamadığım bir yerdi. Sahi, insan düşmanı için neden bu kadar risk alırdı ki?
Varmak istediğim çatının üzerinde durduğumda çatıdaki kapıyı tekmeleyerek kırdım ve zaten bildiğim binada ilerlemeye başladım. Bura benim tabirimle bir deney merkeziydi. Tıp ve daha bir çok benzeri şey için kullanılıyordu. İçini hiçbir zaman keşfedememe rağmen onun olduğu oda hâlâ dün gibi aklımdaydı, onun bana gösterdiği daireler da öyle.
Belli bir dairenin tam karşısında durdum tekrardan burada olduğumu bir kez daha idrak etmeye çalışırken. Ardından kapıyı çaldım ve içeri girdim.
O tam karşımdaydı.
En büyük hatam ve geçmişin en büyük sorunu tam karşımda duruyordu şimdi.
"Bunun için biçilmiş kaftan olduğunu biliyordum. O kostümün ve adının hakkını veriyorsun." Arkamdan kapıyı kapadım ve köşedeki masa etrafındaki sandalyelerden birini çekip oturdum.
Her zaman insan dışı bir varlık olmuştum ama özümde hiçbir zaman Mordilyan değildim. En azından onunla tanıştığım güne kadar.
Kendimi sokaklarda kaybettiğim bir kış gecesiydi. Herkes mışıl mışıl, sıcacık yataklarında uyurken ben gene çaresizce elimdeki bu amansız gücü öğrenmeye çalışıyordum.
İçimdeki bu şeyden yıllar boyunca kaçmış ve benliğimi reddetmiştim. O sene ise bunu gerçekten kabullenip kontrol altına almak istediğim ilk seneydi ve feci halde batırmış durumdaydım. Bir yandan tüm o mutlu anılara rağmen heba olan çocukluğumla mücadele ederken bir yandan da bu gücü öğrenmeye çalışmak bana ağır gelmişti. Çaresizliğe kapılmış durumdaydım.
Daha sonra onunla tanıştım. Bana bunun çaresini bildiğini ve yardım etmek istediğini söyledi. Benden sadece tek bir isteği olacaktı. Ben ise o istekten bi' haberdim.
Adamın teklifini hiç düşünmeden kabul etmiştim, o ise her gece beni istikrarla eğitmiş ve asıl amacı için yetiştirmişti. Sonunda olabileceğimin en iyisi olduğumdaysa bana o isteğinden bahsetmişti; çatılara çıkacak, dünyayı tümüyle değiştirecek varlığımla insanlara korku salacaktım. Bana başka çare sunmamıştı.
İlk başlarda adamı reddetmiştim lakin sonrasında aldığım tehdit beni buna mecbur kılmıştı. Ya onun dediğini yapacaktım ya da bir laboratuvarda kobay faresi olarak kullanılacaktım.
Aslında adımın suçluya çıkacağını, hayatımın birden bire değişeceğini en başından beri biliyordum. Bu kostümü yapmamın ana sebebi ise tam olarak buydu; yakalanmamak. Biliyordum çünkü yakalanırsam başıma gelecek olanları.
Düşüncelerden zorlukla sıyrılırken bana çay doldurmakta olan adama döndüm tekrardan. Bunca seneye rağmen hâlâ adını bilmiyordum. Bana hiç bir zaman söylememiş ve hep geçiştirmişti. Kendini olabildiğince saklıyordu.
"Yardımına ihtiyacım var." Eğitmenim olan adam mutfaktan döndü ve tam karşıma oturdu.
"Dinliyorum Mysterious." Biran ona, bana böyle seslenmemesiyle ilgili ikazda bulunacaktım fakat vaz geçtim ve konuya döndüm.
"Lanetle ilgili bilgi edinmek istiyorum, senden bana bununla ilgili her şeyi anlatmanı istiyorum."
"Bunun bir karşılığı olacaktır." Bu en iyi bildiğim şeydi.
"Devam et ve bana ne istediğini söyle."
"O zaman bir eğlencesi kalmıyor." Başımı iki yana salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN LEYDİSİ
Science FictionBir gece o adam geldi ve hayatım değişti. Aradan on üç sene geçti ve ben her şeye alıştım, sonra o çıktı karşıma ve hayatım alt üst oldu. Kendi karanlık dünyamda kaybettim kendimi... ... "O lanetli." ... Tüm bunların aslında bir başlangıç noktası...