-42-

1.5K 168 195
                                    

MERHAABAAA! NABERSİNİZ, LAOO?

Az önce daddyking olana, 3. Bölümünü yazdım. Yeeyy!!

Şimdi de buna yazıcam.😉

Tabii siz hazır okumuş olacaksınız, ben daha başlamadım

EVETTT YORUMLARINIZI DA BOLCA ATMAYI UNUTMADAAANN BEN YAZMAYA, SONRA SİZDE OKUMAYA BAŞLAYINNN BAKALIMMM🤙❤️

-
F:

"...intihara kalkışmış."

Bazen insanlar yanlış seçim yapıyordu, sonradan olacakları bilmeden.

Bu durum karşısında ne tepki vereceğimi şaşırmıştım. Hem sinir hemde endişe hissediyordum. Birinin böyle aptalca bir karar vermesinden nefret ediyordum. Düşünmeden hareket edenlerden nefret ediyordum.

Aptalca diyordum, çünkü intihar etmek buydu. Aklı başında olan bir insan bunu aklına bile getirmezdi, tam aksine durumu düzeltmeye çalışırdı.

Kişi, kendini öylece kesip öldüremezdi.

Hyunjin birkaç kez bana seslendi. Fakat ben, yere çakılı kalmış, ağzımı sanki bantlamışlar gibi ne konuşuyor ne de hareket edebiliyordum.

Wooyoung, bunu öylece yapamazdı. Başarılı olamaz, kendisini öldüremezdi. O akıllı birisiydi, ondan nefret etmemi istemezdi.

Bilirdi, benim intiharı sevmediğimi.

Kişinin, kendini kesmekten zevk alması yalnızca psikopatlık seviyesini gösterirdi. Her ne kadar bazıları bunu havalı zannetse de.

Öyle anlar yaşardık ki, bu düşünceye sürüklenirdik. Ama önemli olan, bu düşünceye uymamaktı.

Düşüncelerimin arasından, hyunjinin beni sarsmasıyla ayrıldım. Endişeyle bana bakıyordu.

"Bir ses ver, felix." Dedi endişeyle. Ellerini omuzlarımdan çektim. Hızla kapıya yürüdüm, ceketimi aldım.

"Jinyong'la kal hyunjin, sizde burada oturun. Ben geleceğim." Diyerek çıktım hyunjinin bana olan sözlerini aldırmadan.

Arabaya ilerledim, ve içeri sürücü koltuğuna oturdum. Kemerimi takarken, Kapı açıldı. jisung geldi.

"Hadi sür." Dediğinde daha hangi hastane olduğunu bile bilmiyordum.

Beni anlamışcasına, telefonundan konum açıp önüme koydu. İkimizde laf etmiyor, yolu izliyorduk.

Tabi ben, düşüncelerimle tartışıyordum.

Varış noktasına geldiğimizde, yavaşça arabadan indim. Jisung koluma girip, hastaneye soktu beni.

Jisung, beta kadından Wooyoung'un oda numarasını öğrendi. Birlikte o kata çıkıp, odasının önüne geldik.

Başaramadı, içerde uzanıyor o, yaşıyor.

Kendi kendime moral verirken, kapıyı tıktıkladım. Gir komutuyla kapıyı açtım.

Önden ben, arkadan jisung girdi içeri.

Hemen wooyoungu aradı gözlerim. Fakat burada başka birisi vardı.

"Merhaba, kime bakmışsınız?" Dedi hemşire gülümseyerek.

"Jung Wooyoung için geldik. Oda numarası burayı gösteriyor." Dedi jisung.

"Ah, yaklaşık 5 dakika önce onu götürdüler." Dediğinde kalbimin atış hızı değişmişti, hızla atıyordu.

"N-nereye götürdüler?" Dedim. Sesimin titrek çıkmasını engelleyemedim.

Eyes Don't Lie, HyunLix [Omegaverse]Where stories live. Discover now